Kanunların Suç ve Ceza İçeren Hükümlerinin Uygulanmasında Kıyas Yapılamaz

T.C.
YARGITAY
Birinci Ceza Dairesi

Esas No : 2019/337
Karar No : 2019/1464
Tarih : 11.03.2019

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Konut dokunulmazlığını ihlâl etmek suçundan Bandırma Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan …’ın, kapalı ceza infaz kurumuna iadesine dair anılan Ceza İnfaz Kurumu İşyurdu Yönetim Kurulu Başkanlığının 30/09/2018 tarihli ve 2018/167 Sayılı kararının onaylanmasına yönelik talebin kabulüne ilişkin Bandırma İnfaz Hâkimliğinin 05/10/2018 tarihli ve 2018/1782 esas, 2018/1757 Sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi’nin 23/10/2018 tarihli ve 2018/1350 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 25/06/2015 tarihli ve 2015/8588 esas, 2015/3318 karar sayılı ilâmında yer alan, “… gerek 5275 Sayılı Kanun’un 14/4. maddesinde gerekse Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-b maddesinde özellikle vurgulanan “İade Edilir” sözcüğünün “kapalı ceza infaz kurumundan, açık ceza infaz kurumuna ayrılanları kapsamına alan bir sözcük olarak kabulünün mümkün olmasına karşın, anılan maddelerin infaza doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlayanları da kapsadığına dair herhangi bir ibareyi içermemiş olması ve ceza hukukunda; sanık aleyhine kıyasın yasak olduğunun kanunilik ilkesinin doğal sonucu olduğu gibi 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 2. maddesinin 3. fıkrasında “Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz.” şeklindeki düzenlemenin, bir anlamda hükümlünün durumunu ağırlaştırdığı konusunda kuşku bulunmadığı için ceza hükmü olarakta kabul edilebilecek olan disiplin cezaları için de geçerli olacağının anlaşılması karşısında; somut olayımızda adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinden sonra doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderileceğine dair kanun yararına bozma talebinin dayanığını teşkil eden ve yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan mevzuatta açık bir hüküm bulunmadığı…” şeklindeki açıklama, 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/3. maddesinde “(Değişik fıkra:18.06.2014 – 6545 s.K./81.mad ) Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” biçiminde yer alan hüküm, yine anılan Kanunun 14/4. maddesinde yer alan, “Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderilirler” şeklinde yer alan hüküm ile Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-b maddesinde yer alan, “(1 ) Açık kurumlarda cezası infaz edilmekte olan hükümlülerden;… b ) Firar edenler, …kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilirler” şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, anılan maddelerin cezasının infazına doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlayanları kapsadığına dair herhangi bir ibareyi içermediği, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 2/3. maddesinde “Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz.” şeklindeki düzenlemeyle sanık aleyhine kıyasın yasak olduğu, söz konusu bu kıyas yasağının, hükümlünün durumunu ağırlaştırdığı konusunda kuşku bulunmadığı için ceza hükmü olarak da kabul edilebilecek olan disiplin cezaları için geçerli olacağının anlaşılması karşısında; somut olayımızda konut dokunulmazlığını ihlâl suçundan Bandırma 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04/04/2013 tarihli ve 2013/30 esas, 2013/2289 Sayılı ilâmıyla 6.000.00,- Türk Lirası adlî para cezasına hükümlü …’ın Bandırma Açık Ceza İnfaz Kurumunda cezasının infazına başlandığı sırada firar ettiği gerekçesiyle anılan Ceza İnfaz Kurumu tarafından kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verildi.ği, hükümlünün para cezasından çevrilme hapis cezasının infazına açık ceza infaz kurumunda devam etmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11/01/2019 gün ve 94660652-105-10-17140-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR :

TÜRK MİLLETİ ADINA

SONUÇ :

Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi’nin 23/10/2018 tarihli ve 2018/1350 değişik iş sayılı kararının 5271 Sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın