Kalp Krizi Sonucu Gerçekleşen İş Kazalarında Kaçınılmazlık Söz Konusu Olamaz

T.C.
YARGITAY
ONUNCU HUKUK DAİRESİ
 
Esas : 2022/4512
Karar : 2023/12361
Tarih : 04.12.2023

Taraflar arasındaki iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisi …’ın mesai saatleri içerisinde ve işyerinde çalışmaktayken kalp krizi geçirerek vefat ettiğini, olayın işyerindeki ağır çalışma şartları nedeniyle meydana geldiğini, davalı işverenlerin kusurlu olduğu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 250’şer TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 100.000’er TL manevi tazminat talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Sintaş A.Ş. (devredilen … İnşaat) vekili, şirkette şoför olarak çalışan …’ın kalp krizi geçirerek vefat ettiğini, ölüm ile iş arasında illiyet bağının olmadığı, işe giriş aşamasında işyeri hekimince onaylanan işe giriş periyodik muayene raporunda müteveffanın hiçbir rahatsızlığı olmadığını beyan ettiği, şirkette mesainin sabah 08.00-12.00 öğleden sonra 13.30-17.00 saatleri arasında olduğu, gece vardiyasında 8 saatlik çalışma olduğu, mahkemeye sunulan kayıtlara göre müteveffanın tüm hafta tatillerini kullandığı, haksız açılan davanın reddinin gerektiğini belirtmiştir.

Davalı R…… Atık Yönetimi (Elazığ A…… Çimento) vekili, müteveffanın kalp krizi geçirdiği alanın ağır tonajlı araçların park edildiği alan olduğu, olay yerinin işyeri sahası olmadığı, şirket hakkında açılan davanın reddinin gerektiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile , ölüm olayından önceki tarihlerde kazalının bünyesini zorlayacak bir çalışma yaptırılmadığı, olay günü kazalıyı işyerinde rutin dışında bir gerginlik ve stres içine sokacak bir olayın cereyan etmediği, olay günü çalışma süresinin fazla olduğuna dair bir tespitin olmadığı, özetle İşyerinin çalışma şartlarının kalp krizini tetiklediğine ilişkin herhangi bir bulguya rastlanılmadığı, İSG mevzuatı çerçevesindeki yükümlülüklerin de yerine getirildiği hususu dikkate alınarak davalı şirketler Elazığ A…… Çimento San. Tic. A.Ş. ve … İns. Malz. Nak. ve Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurlarının olmadığı, yaşlı ve zayıf bir bünyeye sahip olan müteveffa Memet Ayık’ın olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı, meydana gelen olayın, beklenmedik bir durum, kötü tesadüf, umulmayan hal vb. olduğu, alınacak hiçbir tedbirle önüne geçmenin mümkün olmadığı (önlenemezlik) hususları dikkate alınarak % 100 (yüzde yüz) oranında kaçınılmazlığın olduğu buna göre; taraflara kusur izafesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, müteveffanın gündüz 11 saat, gece ise 18 saate yakın çalıştığını, bu ağır çalışma şartlarına dayanamayarak kalp krizi geçirdiğini, SGK İnceleme Raporunda ifadesi alınan vardiya çavuşu Abdullah Kaya’nın 12 saatlik vardiyalarla çalışıldığını beyan ettiğini, buna göre kanuni çalışma süresinin çok üzerinde çalışıldığını, kaldı ki kalp krizi ile ölüm olayında hiçbir kusur bulunmadığı değerlendirilse bile kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davalıların yine de tazminat ile sorumlu olduklarını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile , 20.06.2015 tarihinde saat 19:55 sıralarında Recydia Atık Yönetimi – Elazığ Çimentaş Çimento Fabrikası kamyon park sahasında müteveffa …’ın fenalaşarak yere düştüğü, ardından hastaneye sevkinin sağlandığı, 21.06.2015 tarihinde kardiyak arrest ve aterosklerotik kalp hastalığı tanısıyla vefat ettiği, müteveffaya ait işe giriş bildirgesinin incelenmesinde, 14.01.2014 tarihinden itibaren Sintaş Taah. Tic. A.Ş. (devredilen … İnş. Malz. Nak. ve Tur. Tic. Ltd. Şti.) unvanlı işverenlikte çalışmaya başladığı, bildirgede görev unvanının “Şoför – Yük Taşıma” olarak belirtildiği, iş yeri özlük dosyasının incelenmesinde müteveffa …’ın 15.09.2014 tarihinde sağlık gözetiminin yapıldığına dair işe giriş/periyodik sağlık raporunun bulunduğu, raporda tıbbi anamnez bölümünde son bir yıl içerisinde kalp hastalığı geçirip geçirmediğine dair beyanın “hayır” olarak işaretlendiği, sigara içip içmediğine dair kısmı ise hayır olarak işaretlediği, ancak on yıl öncesine kadar 15 yıl boyunca günde 20 adet içtiğini ifade ettiği, kanaat ve sonuç bölümünde şoför olarak çalışmaya elverişli olduğunun belirtildiği, tebliğ edilen 25.04.2015 tarihli araç ve kamyon kullanma talimatını, damperli kamyon şoförü iş güvenliği talimatını, iş güvenliği talimatı ve taahhütnamesini imzalayarak tebellüğ ettiği, 09.03.2015 ile 11.03.2015 tarihleri arasında verilen temel iş sağlığı ve güvenliği eğitimine katıldığı, kişisel koruyucu donanımları teslim aldığına dair imzalı tutanağın bulunduğu, araçta çalışma saatlerini belirtir takograf ve benzeri belgenin ise bulunmadığı, Elazığ Medical Park hastanesinde düzenlenen 20.06.2015 tarihli epikriz raporunda yer alan hasta öyküsünde ise, kalp yetmezliği tanısıyla koroner yoğun bakımında takip edilirken gelişen kardiyak arrest sonucu entübe edildiği, kesin tanının; kardiyak arrest ve aterosklerotik kalp hastalığı şeklinde olduğu, müteveffanın son bir yıla ait tedavi kayıtlarının incelenmesinde, kaza tarihinden önce kalp rahatsızlığı nedeniyle herhangi bir sağlık kurumuna başvurusunun bulunmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Müfettişliğince hazırlanmış olan 19.06.2018 tarih ve 105847/10/İR/10 numaralı “İş Kazası İnceleme Raporunda”, 20.06.2015 tarihinde işyerinde meydana gelen olayın 5510 sayılı Kanun’un 13. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendine göre iş kazası olduğu, meydana gelen olayda işverenin, işçinin ve 3. kişinin kusuru yönünde bir tespit yapılamadığının bildirildiği, Mahkemece alınan 22.04.2019 havale tarihli, ikisi iş güvenliği uzmanı, biri kalp ve damar cerrahisi uzmanı olmak üzere üç kişilik bilirkişi heyetince düzenlenen kusur raporunda, müteveffa işçi …’ın sağlık durumundaki bünyesel faktörlerin davaya konu iş kazasının meydana gelmesinde %100 oranında etkili olduğu, iş kazasının meydana gelmesinde davalılara atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığının değerlendirildiği, Mahkemece alınan 20.10.2021 havale tarihli, ikisi iş güvenliği uzmanı, biri kardiyoloji uzmanı olmak üzere üç kişilik bilirkişi heyetince düzenlenen kusur raporunda ise, yaşlı ve zayıf bir bünyeye sahip olan müteveffanın olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı, davalıların da kusursuz olduğu, meydana gelen olayın %100 (yüzde yüz) oranında kaçınılmazlık olduğunun belirtildiği, yukarıdaki bilgiler ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının 20.06.2015 tarihinde 69 yaşında işyerinde geçirmiş olduğu kalp krizi neticesinde vefat ettiği, olay tarihinde davacının kalp krizini tetikleyici herhangi bir tartışma, kavga vs. bir olaya karıştığına dair herhangi bir iddia olmadığı, yine davacının gündüz vardiyasında 11 saat, gece vardiyasında 18 saate yakın mesai yaptığının da ispatlanamadığı, davacının kaza tarihindeki yaşı dikkate alındığında kalp krizinin bünyesel faktörler nedeniyle meydana geldiği, işyerinde çalışma koşullarının kalp krizinin oluşmasına bir etkisinin bulunmadığı kanaatine varılarak, davanın reddine yönelik mahkeme kararının yerinde olduğu , bununla birlikte, mahkemece kalp krizi sonucu gerçekleşen iş kazalarında kaçınılmazlığın söz konusu olmayacağı dikkate alınmadan, meydana gelen olayın, beklenmedik bir durum, kötü tesadüf, umulmayan hal vb. olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması hatalı ise de sonuca bir etkisi olmadığından ve bu konuda açık bir istinaf sebebi de ileri sürülmediğinden, bu hususun kaldırma nedeni yapılmadığı gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, davalı işyerinde ramazan ayı olmasına rağmen ramazan ayı haricindeki mesai saatlerinin aynen uygulandığı, günde 11 saat çalıştığı, murisin ağır çalışma koşulları yüzünden kalp krizi geçirdiği, fazla çalışma yaptırıldığı, davalıların kusursuz sorumluluğu bulunduğu, olayın kaçınılmazlıktan kaynaklanması halinde de işverenin %60 kusurlu kabul edilmesi gerektiği sebepleri ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 50, 51, 52, 54, 55, 417 ve 420 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 13 ve 16 ncı maddeleri, 4857 sayılı İş Kanun’un 77 nci maddesi ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun’un 4 üncü maddeleridir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle ;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgililere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

KAYNAK:CORPUS
Bu Yazıyı Paylaşın