Ortağın Payını Devretmiş Olması Ortak Olduğu Döneme İlişkin Vergi Borcundan Sorumluluğunu Kaldırmaz

 

T.C.
DANIŞTAY
Üçüncü Dairesi
Esas No : 2013/7629
Karar No : 2014/902
Tarih : 04.03.2014
ÖZET:
  • ORTAKLIK PAYININ DEVRİ ÖZEL BİR HUKUK SÖZLEŞMESİ OLUP KAMUSAL ALACAĞINA İLİŞKİN SORUMLULUĞU KALDIRMAZ
  • ORTAĞIN PAYINI DEVRETMİŞ OLMASI ORTAK OLDUĞU DÖNEME İLİŞKİN VERGİ BORCUNDAN SORUMLULUĞUNU KALDIRMAZ
  • ŞİRKET PAYLARINA SAHİP ORTAK
  • ÖZEL HUKUK SÖZLEŞMESİ
  • HİSSE DEVİR SÖZLEŞMESİ
  • KAMU ALACAĞI

İÇTİHAT METNİ

ÖZET :

Dava, ödeme emrinin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davaya konu ödeme emrinde yer alan kamu alacağı, borçlu şirketin beyanı üzerine tahakkuk eden ve vadesinde ödenmeyen 2008 takvim yılı kurumlar vergisine ilişkin olup, şirketteki hissesini 07.02.2008 tarihli hisse devir sözleşmesiyle devredip, bu devir işlemi 20.02.2008 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmek suretiyle ortaklık sıfatı sona eren davacının, 20.02.2008 tarihine kadar olan şirket tüzel kişiliğine ait ve şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağından hissesi oranında sorumlu tutulabileceği açıktır. Kusura dayanmayan limited şirket ortaklarının sorumluluğunun tespitinde, vergilendirme dönemi takvim yılı olan kurumlar vergisi borcunu doğuran kazancın elde edildiği ayların bir etkisi bulunmadığı halde, kamu borcunun davacının ortak olduğu dönemde doğduğuna dair saptama bulunmadığından bahisle ödeme emrinin tamamının iptal edilmesi hukuka uygun düşmemiştir. Bu durumda ödeme emrine konu 2008 takvim yılına ait kamu alacağının 01.01.2008-20.02.2008 dönemine isabet eden kısmına ilişkin sorumlu olunan miktar değerlendirilerek, alacağın tüzel kişinin mal varlığından tahsil olanağı bulunup bulunmadığı da araştırıldıktan sonra oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere vergi mahkemesi kararının ödeme emrinin 01.01.2008-20.02.2008 dönemine isabet eden kamu alacağına ilişkin kısmının iptali yolundaki hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.

İstemin Özeti : Ortağı bulunduğu … Makina Sanayi Bakım Onarım ve Tarım Aletleri İnşaat ve Deri Makinaları İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketindeki hissesinin tamamını, 20.02.2008 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan hisse devir sözleşmesiyle devreden davacı adına anılan şirkete ait 2008 yılına ilişkin kurumlar vergisi borcunun tahsili amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesi uyarınca düzenlenen 29.11.2012 gün ve 7 takip numaralı ödeme emrinin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti istemiyle dava açılmıştır. İzmir 1. Vergi Mahkemesinin 05.04.2013 gün ve E:2012/1537, K:2013/450 sayılı kararıyla; 11.02.2008 tarihinde hisselerini devreden davacının ortaklık sıfatının sona erdiği bu tarihe kadar şirket borçlarından sorumlu tutulması gerektiği, ancak dava konusu ödeme emriyle istenen vergi borçlarının davacının ortak olduğu dönemde doğduğuna yönelik herhangi bir tespit bulunmadığından, davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiş, borçlu olunmadığının tespit edilmesi yönündeki istem ise incelenmeksizin reddedilmiştir. Davalı idare tarafından; davanın süresinde açılmadığı ödeme emrine konu vergi borcunun kazancın elde edildiği 2008 yılında doğduğu, hisse devri 20.02.2008 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanarak yıl içinde ortaklıktan ayrılan davacının 2008 yılına ilişkin tahakkuk eden ve aylar itibarıyla bölünmesi mümkün olmayan kurumlar vergisi borçlarının tamamından hissesi oranında sorumlu olacağı ileri sürülerek kararın iptale ilişkin hüküm fıkrasının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …. Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :

Temyize konu vergi mahkemesi kararının ödeme emrinin, 20.02.2008 tarihinden sonraki döneme isabet eden kamu alacağına ilişkin kısmının iptal edilmesi yolundaki hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun görülmüştür.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 4369 sayılı Yasanın 21. maddesiyle değişik 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kurala bağlanmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükellef ve vergi sorumlusu başlıklı 8 inci maddesinin 3. fıkrasında, vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna ilişkin özel mukavelelerin vergi dairelerini bağlamayacağı hüküm altına alınmış olup, limited şirketteki ortaklık payının kısmen veya tamamen bir üçüncü kişiye devrine ilişkin sözleşmeler, özel hukuk sözleşmesi olduklarından, kamu alacağının tahsilinden doğan sorumluluğun, belirtilen nitelikteki pay devri sözleşmeleriyle ortadan kaldırılmasına olanak bulunmamaktadır.

Bu nedenle 6183 sayılı Yasanın 35. maddesinden doğan ve limited şirket ortaklarını, şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında sorumlu tutan kural karşısında, tahsili gereken kamu alacağını yaratan vergilendirmenin ait olduğu dönemde şirketin paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının sürdüğü dönemlere ilişkin şirketin kamu borçlarından kaynaklanan sorumluluklarının kalkacağından söz edilemez.

Davaya konu ödeme emrinde yer alan kamu alacağı, borçlu şirketin beyanı üzerine tahakkuk eden ve vadesinde ödenmeyen 2008 takvim yılı kurumlar vergisine ilişkin olup, şirketteki hissesini 07.02.2008 tarihli hisse devir sözleşmesiyle devredip, bu devir işlemi 20.02.2008 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmek suretiyle ortaklık sıfatı sona eren davacının, 20.02.2008 tarihine kadar olan şirket tüzel kişiliğine ait ve şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağından hissesi oranında sorumlu tutulabileceği açıktır. Kusura dayanmayan limited şirket ortaklarının sorumluluğunun tespitinde, vergilendirme dönemi takvim yılı olan kurumlar vergisi borcunu doğuran kazancın elde edildiği ayların bir etkisi bulunmadığı halde, kamu borcunun davacının ortak olduğu dönemde doğduğuna dair saptama bulunmadığından bahisle ödeme emrinin tamamının iptal edilmesi hukuka uygun düşmemiştir.

Bu durumda ödeme emrine konu 2008 takvim yılına ait kamu alacağının 01.01.2008-20.02.2008 dönemine isabet eden kısmına ilişkin sorumlu olunan miktar değerlendirilerek, alacağın tüzel kişinin mal varlığından tahsil olanağı bulunup bulunmadığı da araştırıldıktan sonra oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere vergi mahkemesi kararının ödeme emrinin 01.01.2008-20.02.2008 dönemine isabet eden kamu alacağına ilişkin kısmının iptali yolundaki hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen kabulü ile İzmir 1. Vergi Mahkemesinin 05.04.2013 gün ve E:2012/1537, K:2013/450 sayılı kararının temyize konu edilen ödeme emrinin, 01.01.2008-20.02.2008 dönemine isabet eden kamu alacağına ilişkin kısmının iptal edilmesi yolundaki hüküm fıkrasının BOZULMASINA, ödeme emrinin 20.02.2008 tarihinden sonraki döneme isabet eden kamu alacağına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin reddi ile sözü edilen hüküm fıkrasının ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin ( j ) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

[mks_separator style=”solid” height=”2″]

Kaynak: Palmiye Yazılım


Bu Yazıyı Paylaşın