İşte Türkiye’nin Gıda İthalatı

Türkiye’de ‘yerli ve milli üretim’ söylemlerine rağmen, tarım ve hayvancılığın bitmesi sebebiyle Türkiye Irak’tan Uruguay’a, Meksika’dan Polonya’ya dünyanın her yerinden gıda ithal etmek zorunda kalıyor.

Türkiye dünyanın dört bir yanından gıda ithal ediyor. Canlı hayvan ve karkas etle başlayan ithalatın bununla sınırlı kalmayarak samandan bakliyata, patatesten fıstığa sıçradığı ifade ediliyor.

Cumhuriyet’te yer alan haberde Buğday ve mısırın Rusya’dan, pirincin Rusya ve ABD’den, kuru fasulye ve nohut gibi bakliyatların Hindistan, Meksika ve Kanada’dan ve kırmızı etin de Polonya, Fransa ve Bosna Hersek’ten ithal edildiğinin belirtilirken, sofraların ‘yerli’ olmaktan çıktığı yorumu yapıldı.

En son Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, satış fiyatı 6 lirayı bulan patatesi Suriye’nin, Zeytin Dalı Operasyonu’nun gerçekleştirildiği bölgesinden 4 bin ton patates ithal edildiğini açıklamıştı.

Canlı hayvan ve karkas etle sınırlı kalmayıp samandan bakliyata, patatesten fıstığa sıçrayan tarım ithalatı, vatandaşın sofrasını da yerli olmaktan çıkardı. Buğday, pirinç, et ve bakliyat derken gıda ve tarım ürünlerinde ithal edilmedik ürün neredeyse kalmadı. Türkiye’nin fiyatı artan her gıda ve tarım ürününde ithalata başvurması, ‘yerli ve milli tarım’ laflarını da pek çok alanda olduğu gibi burada da havada bıraktı. Buğday ve mısırın Rusya’dan, pirincin Rusya ve ABD’den, kuru fasulye ve nohut gibi bakliyatların Hindistan, Meksika ve Kanada’dan ve kırmızı etin de Polonya, Fransa ve Bosna Hersek’ten ithal edildiği düşünüldüğünde, vatandaşın öğle ve akşam yemeklerinde kurduğu sofralar da yerli olmaktan uzaklaştı. Buna göre bakliyat ağırlıklı öğlen yemekleri Arjantin, Meksika, Kanada ve Hindistan’dan gelen ürünlerden oluşurken, et ağırlıklı akşam yemekleri de Meksika ve Fransa’dan, Uruguay’a uzanıyor. Uskumru, somon, orkinos ve sardalyadan oluşan bir balık sofrası ağırlıklı olarak Norveç’ten gelen ürünlerle kuruluyor.

BALIKTAN BAKLİYATA

Geçen yıl 224 ton kanatlı eti ithalatı yapan Türkiye, bu ithalatın yüzde 90’ını Irak’tan, yüzde 9’unu da Macaristan’dan gerçekleştirmişti. Bu durumda fiyatı kırmızı ete göre daha ucuz olan beyaz etli sofraların da ucu da Irak ve Macaristan’a kadar gidiyor.

Diğer yandan 2017’deki balık ihracatının yüzde 50’lik kısmını Hollanda, İtalya, Almanya, Rusya ve İngiltere’ye yapan Türkiye, aynı yıl bu ülkelere alabalık, çipura ve levrek gibi ürünleri ihraç etti. 2017’deki balık ithalatının çoğunluğu ise uskumru, somon, orkinos ve sardalyadan oluştu. 2017’de en fazla balık ürünleri ithalatı yapılan ülke, yüzde 35’lik payla Norveç oldu.

En çok tartışılan konulardan birini de bakliyat ürünlerinde yapılan ithalat oluşturuyor. Türkiye ihtiyaç duyduğu baklagilin yüzde 95’ini üretilebilecek potansiyele sahip. Ancak buna rağmen son 15 yılda kuru fasulyede yüzde 50, nohutta yüzde 46, börülcede yüzde 40 oranında üretim alanı azaldı.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’na göre, 2011-2015 arasında piyasaya yılda ortalama 517 bin ton nohut verilirken, aynı yıllar için yılda ortalama 484 bin ton nohut ancak üretilebildi. Türkiye 2011’e kadar nohutta net ihracatçı iken, 2012’den itibaren durum tersine döndü. Türkiye’nin 2003- 2011 yılları arasındaki toplam nohut ihracatı 882 bin ton (619 milyon dolar), ithalatı ise sadece 37 bin ton (37 milyon dolar) iken, 2012’den Ekim 2017 tarihine kadar ise, toplam ihracat 127 bin tonda (149 milyon dolar) kalırken, ithalat 265 bin tona (338 milyon dolar) yükseldi.

Kaynak: Yeniçağ Gazetesi

Bu Yazıyı Paylaşın