T.C. YARGITAY Onbirinci Hukuk Dairesi |
|||
Esas No | : 2015/8627 | ||
Karar No | : 2016/6912 | ||
Tarih | : 22.06.2016 |
ÖZET : |
|
İÇTİHAT METNİ
ÖZET :
Rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığının belirlenmesi ve yine sözleşmenin haksız bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse rekabet yasağının sona erecektir. Rekabet Yasağının özel bir alanda eğitim almış olan davalının mesleki faaliyetini sürdürmesini bütünü ile engeller nitelikte olduğu, sözleşmenin ve taahhütnamenin imzalandığı tarihte davalının iş akdi tazminatı ödenmek suretiyle feshedilmiş olup imzalatılmış olan bu belgeler karşılığında kıdem tazminatının ödendiği ve dolayısıyla sözleşme ve taahhütnamenin cezai şart sözleşme hükmünün geçerli olmadığı tespit edilmediğinden sözleşme hükümlerine göre cezai şartı gerektirir bir rekabet durumunda söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
DAVA :
Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.11.2014 tarih ve 2012/520-2014/593 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR :
Davacı vekili, müvekkili firma ile davalı taraf arasında 20.1.2011 tarihli gizlilik ve rekabet yasağı sözleşmesi imzalandığı, müvekkili firmanın işveren, davalının ise çalışan olarak bu sözleşmeye imza koydukları, ancak davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranarak sözleşmenin kendisine yüklediği edimleri yerine getirmediği, bu durumun kendisine gerek yazılı gerekse sözlü olarak iletildiği, sözleşmenin rekabet yasağını düzenleyen 7. maddesi ve 14-a maddesi gereğince tüm uyarılara rağmen müvekkile zarar vermeye devam eden, aynı faaliyet alanlarında ticari hayatlarını sürdüren firma kuran davalı hakkında İcra Müdürlüğü’nün 2012/6117 no.lu takip dosyasında ilamsız ödeme emri gönderildiği, haksız ve kötü niyetli itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, işten ayrılmada davalının kusursuz olduğu, bu sebeple haklı bir sebep olmaksızın davacı iş veren tarafından davalının iş akdi tazminatı ödenmek suretiyle feshedilmiş olduğundan davalı bakımından rekabet yasağının sona erdiğini, BK’nın 445. maddesi gereğince rekabet yasağının, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek şekilde yer, zaman ve işin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremeyeceğini ve süresinin özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamayacağını, hakimin, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı ve süresi bakımından sınırlayabilir noktasından halin icabına göre münasip bir hudut dahilinde şart edilmiş ise de muteber olduğunu, BK. 447. maddesine göre rekabet yasağı, iş verenin bu yasağı sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmesi ve yine sözleşmenin haksız bir sebep olmaksızın iş veren tarafından veya iş verene yüklenen bir sebeple işçi tarafından feshedilirse rekabet yasağının sona ereceğini, davalının iş akdinin feshinin haklı nedenlere dayanmadığı, sözleşmenin BK’nın 349. maddesi çerçevesinde herhangi bir sınırlamayı taşımadığından özel bir alanda eğitim almış olan davalının mesleki faaliyetini sürdürmesini bütünü ile engeller nitelikte olduğunu, sözleşmenin ve taahhütnamenin imzalandığı 20.1.2011 tariihinde davalının iş akdi tazminatı ödenmek suretiyle feshedilmiş olup imzalatılmış olan bu belgeler karşılığında kıdem tazminatının ödendiği ve dolayısıyla sözleşme ve taahhütnamenin tazminat ödeme şartı olarak imzalatıldığı, davalının serbest iradesi ile imzalanmadığı, davacının iş akdinin feshi haklı bir sebebe dayanmadığından BK’nın 447. maddesine göre rekabet yasağı sona ermiş olup cezai şart sözleşme hükmünün geçerli olmadığı, cezai şartın fahiş olduğu, sözleşmenin genel işlem şartı niteliğinde olduğu, ayrıca davalının davacı şirket ile ticari ilişki içinde bulunan firmalarla ilişkisi, gerek ilgili firmaların beyanları gerekse ticari defter ve kayıtlarından tespit edilmediğinden sözleşme hükümlerine göre cezai şartı gerektirir bir rekabet durumununda söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı BK’nın 349. maddesine göre coğrafi olarak sınır belirtmeyen rekabet yasağı sözleşmesinin geçersiz olduğunun anlaşılmış olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ :
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.