Köprü…
İnebolu’nun neredeyse son 8 yılının en önemli konusu.
Son 3 yılın ise kâbusu…
Ne zaman ki projesi adam gibi hazırlanmış bir köprü, sadece bir kişinin kişisel egoları sebebiyle 3-5 küp şeker ve 3-5 kalem boyutuna indirildi…
O gün bu gündür İnebolu rahat yüzü görmedi farkındasınız değil mi?
Yanlış yere yanlış şekilde yapılan köprünün yarım yamalak inşası sırasında boy boy fotoğraflar çektiriliyordu halbuki.
Halbuki her şey basitti.
İktidar partisinden olmak her şeyi çözüveriyordu.
Öyle olmadığını 5 yıldır yaşıyorsunuz farkındasınız değil mi?
FETRET DEVRİ
İnebolu 5 yıldır bir Fetret Devri yaşıyor.
İçinden ne çıkacağı belli olmadan yapılan bir “Kutumu açmak istiyorum.” tercihinin, bir ilçeyi nasıl da geriye doğru götürebileceğini yaşayarak gördük.
Herkes her şeyi yapamadığı gibi, her iş de herkese göre değildi belli ki.
Bütün bunlara rağmen, o gün herkes kendine göre bir bahane bulabiliyordu.
“İyi olur” diye düşünecek kadar iyimserdi ilçemiz.
“İktidar” falan diyordu.
Öyle olmadığını 5 yıldır yaşıyorsunuz farkındasınız değil mi?
TURNUSOL KAĞIDI
Öğrencilik yıllarınızdan hatırlıyor musunuz turnusol kağıdını?
Maddenin asit mi baz mı olduğunu anlamaya yarardı.
İşte bu hafta sonu İnebolu böyle bir “seçim” yapacak.
Turnusol gibi bir seçim olacak.
“Allah sizden razı olsun iyi ki cezaevi kapatılırken bize yalanlar söylediniz, inşallah huzurevini de kapattırırsınız, yetmezse ağır cezayı da gönderirsiniz.” diyorsanız ona göre bir seçim yaparsınız.
Ama bilin ki…
“Böyle devam etsin” derseniz artık yapılamayan her işin ortak sorumlusu olacaksınız.
Çünkü bu sefer, geçen seferki gibi değil.
Kutu açıldı ve içi boş.
Ve bu sefer siz bunu gayet iyi biliyorsunuz.
Yani öyle ağlamak, zırlamak, sızlanmak, karşımıza geçip mızmızlanmak yok.
Bunu her yapmaya kalktığınızda hak ettiğiniz karşılığı alacaksınız.
İNEBOLU’YU ÇOK MU SEVİYORSUNUZ?
Ya bu karşılığı sineye çekeceksiniz ya da durmadan söylediğiniz şu “İnebolu’yu çok seviyoruz.” sözünün gereğini yerine getireceksiniz.
Kişisel menfaatleri bir kenara bırakacaksınız.
Kişisel meseleleri bir kenara bırakacaksınız.
İnebolu’yu gerçekten çok sevdiğinizi bize değil kendinize kanıtlayacaksınız.
Kendinize diyeceksiniz ki;
“Ben İnebolu’yu o kadar seviyordum ki kişisel menfaatimi de, kişisel meselemi de bir kenara bırakıp… Sahada çalışacak, ilçenin menfaatlerini koruyacak, bakanlık bakanlık dolaşıp iktidar nimetini kulağından tutup buraya getirebilecek kadar kıvrak bir kişiye oy verdim.”
Siz bu kişiyi gayet iyi biliyorsunuz.
Adınızın Engin olduğu gibi biliyorsunuz hem de.
KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ
İnebolu köprüden önceki son çıkışta.
Lafımı ciddiye alın.
Cidden son çıkışta.
Yarın çok üzülürsünüz.
Bize çok anlatmaya çalışırsınız İnebolu’yu ne kadar da çok sevdiğinizi falan.
Bugünleri hatırlatırız size.
İnebolu terse sarmaya başlamış bir bobin gibi.
Bunu geriye çevirebilmek, yeniden bir ivme kazanabilmek için Engin Uzuner‘e dünden daha çok ihtiyacımız var.
Matematik, fizik, kimya hepsi “şapka”yı gösteriyor.
Gerçeği kabul edip etmemek sizin seçiminiz.
Ya küçük olsun bizim olsun diyeceksiniz. (Ki bayağı da yol kat ettiniz.)
Ya da büyük olsun hepimize yeter diyeceksiniz.
Seçim sizin.
Ve unutmayın…
Herkes seçimini yaşar.
