Kamu borçlanması bu yıl hızlı artıyor. Borç stoku büyüyor. Borç stokunun büyümesi demek ileride daha çok borç geri ödemesi anlamına gelir.
Bu bağlamda kamu borç rakamlarına bakarken stok=anapara tanımını unutmamak lazım. Hazine’nin yayımladığı borç stoku rakamlarına faizler dahil değildir. Çünkü faizler yıllar itibariyle değişir ve hesaplanamaz. Bu nedenle bütçe harcamalarının içinde yıllık faiz ödemeleri vardır.
Anapara, yani stoku azaltmak için yıllık faiz ödemelerinden daha fazla faiz dışı fazla vermek gerekir. Eğer bu başarılabilirse, o yıl hem faizler ödenir hem de borç stoku azalmış olur.
Ancak hem ekonomistler hem de siyasetçiler genellikle bu yolu tercih etmezler. Daha büyük faiz dışı fazla vermek demek ya daha çok gelir toplamak ya da daha az harcama yapmak demektir. Bunlar ekonomiye küçültücü etki yapar. Zaten yeteri kadar hızlı büyüyemeyen ekonomiye bir de borç geri ödemek için bütçeden baskı yapmak, pek taraftar bulan bir görüş değildir.
Bununla beraber, ekonomiyi büyüteceğim diye borçlanmaya aşırı yönelmek de yanlıştır. Çünkü hızla borcunu çoğaltan bir yapı ya zamanı gelince borcu ödemek istememektedir ya da sorunun farkında değildir. Çünkü eğer borçlarını geri ödemek istiyorsa, şimdi az görünen borç, vadesi geldiğinde büyüyecek, geri ödemesi zorlaşacaktır.
Bugün ekonomiye gaz vermek için alınan borçlar eğer gelir getiren yatırımlarda kullanılıyorsa ne ala. Toplanan gelirlerle ileride borç geri ödemesi sorun olmaz. Aksi durumda, büyüyen borç stoku, ileride vergi verenlere ve bütçe transferleriyle yaşayanlara risk yaratacağı için dikkat edilmesi gereken bir gelişmedir.
Uzmanlar borçların sorunlu aşamaya gelmemesi için kullanım/anapara ödeme oranı (borç çevirme rasyosu) izler.
En önemli göstergesi; kullanım, anapara ödemelerinden büyükse kamu borç stoku artıyor demektir. Bu oran aynı zamanda, borçlunun ödemelerinin ne kadarını kendi imkanlarıyla ne kadarını aldığı yeni borçla ödediğini takibe de yarar. Oran yüzden büyükse, borçlunun ödemelerini kendi imkânlarıyla yapamadığı, yeni aldığı borçla bir kısım eski borcunu ödediği anlaşılır.
Aşağıdaki grafikte, 1998-2017 (2017 Ocak-Temmuz arası döneme aittir. Diğerleri yıllıktır) arasındaki döneme ait Hazine iç ve dış borç kullanımı ile iç ve dış borç geri ödemeleri rakamlarından hesaplanan borç çevirme rasyosu yer alıyor.
Görüldüğü gibi, Hazine her zaman ödediği anaparadan daha fazla borçlanıyor. Dolayısıyla kamu borç stoku büyüyor. Fazla borçlanmanın çeşitli nedenleri olabilir. Örneğin bütçe açığı tahmin edilenden büyük olabilir. Kamu Özel İşbirliği gibi ek yükler için beklenmeyen ödemeler gündeme gelebilir. Nakit yönetimi için büyük rezerv tutmak amacıyla fazla borçlanılabilir vb.
Grafikte borç çevirme rasyosunun en büyük olduğu yıllar 1999 ve 2009. İlkinde içeride büyük Marmara depremi dışarıda Rusya Krizi vardı. İkincisinde ise Küresel Kriz yaşandı. Dolayısıyla bütçenin ve borçlanmanın zorlanması beklenen bir şey.
Ancak Ocak-Temmuz 2017 dönemindeki yüzde 179 oranı nasıl açıklanabilir bilmiyorum. Öncelikle belirtmekte yarar var. Bu veriler 7 aylık, ötekiler yıllık. O zaman yıl sonunu görerek değerlendirmek daha doğru olabilir. Ancak yine de geçen 7 aylık veri önemli. Çünkü benim bildiğim kadarıyla bir kriz yok. Evet bütçe açığı beklenenden hızlı büyüdü. Sanırım bütçe dışı işlemlerin de borçlanmaya etkisi olabilir.
Biz yine de kesin değerlendirme için yıl sonunu bekleyelim. Çünkü Hazine’nin açıkladığı programa göre yıl sonuna kadar çok agresif bir borçlanma beklenmiyor. Dolayısıyla zirvede olan rasyonun aşağı inme olasılığı da var.
Sonuç olarak, kamu borçlanmasını yakından izlemekte yarar var. Ekonominin gidişatını daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
Kaynak: hakanozyildiz.com-Hakan Özyıldız