İklim Şeffaflığı (Climate Transparency), G20 ülkelerinin iklim değişikliği ile mücadelesine dair değerlendirmelerin karşılaştırmalı olarak sunulduğu 2021 İklim Şeffaflığı Raporu’nu yayınladı.
Rapor, sera gazı emisyonlarının Covid-19 salgını ile kısa bir düşüş döneminin ardından G20 genelinde yeniden yükselişe geçtiğini vurguluyor.
Roma’da gerçekleşecek G20 liderler zirvesine ve Glasgow’da gerçekleşecek COP26 zirvesine haftalar kala rapor, dünyanın önde gelen ekonomilerinin liderlerinin söylemlerini politikalarla eşleştirmeleri ve IEA net sıfır raporunda belirtildiği üzere 2021’de fosil yakıtlardan çıkışı hızlandırmaları gerektiğinin altını çiziyor.
Raporun Türkiye ile ilgili değerlendirmesinde, enerji arzında fosil yakıtların hakim olduğu belirtiliyor. Türkiye’nin kömür tüketiminin halen G20 ortalamasından yüksek olması dikkat çekiyor.
G20 genelinde emisyonlar yeniden yükselişte
Bianet’in haberinde aktardığına göre raporda, Covid-19 salgını nedeniyle, kısa bir düşüş döneminin ardından sera gazı emisyonları G20 genelinde yeniden yükselişe geçti ve Arjantin, Çin, Hindistan ve Endonezya’nın 2019 emisyon seviyelerini aşması öngörülüyor.
2020’de enerji sektörünün CO2 emisyonları G20 genelinde yüzde 6 oranında azaldı. Ancak 2021’de yüzde 4’lük bir artış öngörülüyor.
Raporun baş yazarlarından Güney Koreli kuruluş İklimimiz için Çözümler’den (Solutions For Our Climate) Gahee Han, “Küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 75’inden sorumlu olan G20 ülkeleri genelinde emisyonların yeniden yükselişe geçmesi, net sıfır taahhütlerini yerine getirmek için emisyonların acilen keskin ve hızlı bir şekilde azaltılması gerektiğini gösteriyor” diyor.
Olumlu gelişmeler
Raporda G20 ülkelerinde güneş ve rüzgâr enerjisine yapılan yatırımların artmasıyla kurulu gücün 2020’de yeni rekorlar kırması gibi bazı olumlu gelişmelere de yer veriliyor.
Yenilenebilir enerjinin enerji arzı içinde 2020 yılındaki yüzde 10’luk payının, 2021 yılında yüzde 12’ye çıkması öngörülüyor. Elektrik ve ısı elde etme amaçlı enerji sektöründe, yenilenebilir enerjinin payı 2015 ve 2020 arasında yüzde 20 arttı ve 2021’de G20’nin enerji karmasının yaklaşık yüzde 30’unu oluşturacağı tahmin ediliyor.
Bir taraftan da uzmanlar, İngiltere dışında G20 üyelerinin hiçbirinin 2050’ye kadar enerji sektöründe yüzde 100 yenilenebilir enerjiye ulaşmak için kısa ya da uzun vadeli stratejilere sahip olmadığına dikkat çekiyor.
Fosile bağımlılık azalmıyor
Öte yandan bu olumlu gelişmelere rağmen fosil yakıtlara bağımlılık azalmıyor. Aksine, kömür tüketiminin 2021’de yaklaşık yüzde 5 artacağı tahmin edilirken, 2015-2020 yılları arasında G20 genelinde doğalgaz tüketimi halihazırda yüzde 12 arttı.
Rapor, kömürdeki büyümenin ağırlıklı olarak en büyük küresel kömür üreticisi ve tüketicisi olan Çin’de gerçekleştiğini, Çin’in ardından ABD ve Hindistan’ın geldiğini ortaya koyuyor.
Hükümetler farkında
Aynı zamanda, çoğu G20 hükümetinin düşük karbonlu ekonomilere geçişin gerekliliğinin farkında olduğu, yapılan son açıklamalardan anlaşılıyor. Küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için en geç 2050’ye kadar net sıfır hedeflerine ulaşılması gerekiyor; İklim Şeffaflığı Raporu’na göre G20 hükümetlerinin çoğunluğu bunu kabul etmiş durumda.
Ağustos 2021 itibariyle, 14 G20 üyesi, küresel sera gazı emisyonlarının neredeyse yüzde 61’ini kapsayacak şekilde net sıfır hedefleri belirledi.
Daha iddialı hedefler gerekiyor
Paris Anlaşması’nda belirtildiği gibi, anlaşmaya taraf olan her ülkenin bir Ulusal Katkı Beyanı sunması bekleniyor. Bu beyan, her hükümetin yerine getirmeyi amaçladığı hedefleri, politikaları ve önlemleri belirleyen bir iklim planı.
Eylül 2021 itibariyle, 13 G20 üyesi (AB’nin ulusal katkı beyanı kapsamında Fransa, Almanya ve İtalya dahil) katkı beyanlarında yaptıkları güncellemeleri resmi olarak sunarken, altı ülke 2030 için daha iddialı hedefler belirledi. Gelgelelim uzmanlar Nisan 2021’de değerlendirilen mevcut hedeflerin, tam olarak uygulanmaları halinde bile, yüzyılın sonuna kadar 2,4°C’lik bir sıcaklık artışına yol açacağına dikkat çekiyor.
Çalışmanın genel koordinasyonundan sorumlu Climate Analytics’ten Kim Coetzee “G20 hükümetlerinin daha iddialı ulusal emisyon azaltma hedefleriyle masaya gelmesi gerekiyor. Bu rapordaki rakamlar, G20 hükümetleri olmadan gözle görülür bir değişim yaratılamayacağını doğruluyor. Bunu biz de biliyoruz, onlar da biliyorlar. COP26 öncesinde top artık onlarda” diyor.
Maliyetler
G20 üyelerinin çoğu, sera gazı azaltım hedeflerini yaygınlaştırmak için Covid-19 kurtarma paketlerinden yararlanma fırsatlarını da kaçırdı. Toplam 1,8 trilyon ABD dolarlık kurtarma harcamalarının sadece 300 milyar ABD doları, büyük bir müjdeyle başlatılan “yeşil” toparlanma sürecine giderken, fosil yakıtlar sübvanse edilmeye devam etti.
Arjantinli kuruluş Fundación Ambiente y Recursos Naturales’ten (FARN) Enrique Maurtua Konstantinidis, “Verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarını makul seviyeye indirme ve aşamalı olarak kaldırma taahhüdünün verilmesinin üzerinden on yıl geçmesine rağmen G20 üyeleri hala iklim değişikliğine neden olan kirli yakıtlara milyarlarca dolar kaynak akıtmaya devam ediyor” diyor. 2019’da Suudi Arabistan dışındaki G20 üyeleri kömür, petrol ve doğalgaz üretimi ve tüketimi için en az 152 milyar ABD doları tutarında sübvansiyon sağladı.
Raporun yazarlarına göre, etkili karbon fiyatlandırma programlarıyla düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş teşvik edilebilir. Bununla birlikte, G20 üyelerinden sadece 13’ünde net bir ulusal karbon fiyatlandırma programı bulunuyor. Brezilya, Endonezya, Rusya ve Türkiye böyle bir program başlatmayı düşünüyor.