Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusu gündemde.

Öncelikle şu iki noktayı ifade edeyim: 1- Ben de bu konunun içindeyim. Emeklilik için yaşımın dolmasını bekliyorum. 2- Sosyal güvenlik uzmanı değilim ama konu hakkında makro verileri ele alacağım.

Şimdi meseleye gelelim. Aslında bu meseleyi dün akşam TV5’de çok geniş şekilde işlemek için hazırladığım tablolardan yeniden veriyorum.

Bazı çok yeni bilgilerle tabii.

Konu çok zor ve çok detayı var. Önce makro bazı bilgiler.

Ekim 2018 itibari ile 20 milyon 620 bin sigortalı görülmektedir. Buna karşılık 12 milyon 537 bin emekli dosyası var.

Emekli sayısı ile emekli dosyası şu ayrımı içeriyor: Bir emekli vefat ettiğinde bakmakla yükümlü olduğu eşi, çocuğu gibi vasilerine maaş ödenmesine devam ediliyor. Bu nedenle emekli sayısından biraz daha fazla emekli dosyası bulunuyor.

SGK 2018 ilk 10 ayında 203 milyar TL prim toplamış ve bunun karşılığında 210 milyar TL emekli maaş ödemesinde bulunmuş.

2018 yılı ikinci yarısında azami emekli maaşları SGK kayıtlarında şu şekilde verilmiş;

4/a’lı emekli : 1648 TL

4/b’li emekli : 1475 TL

4/c’li emekli : 2066 TL

***

AK Parti iktidara geldiği 2003 yılında bütçeden SGK’ya aktarılan kaynak 15,9 milyar liraydı. O paranın 2018 karşılığı 56,7 milyar TL ediyor. Oysa 2018 yılı ilk 10 ayında bütçeden SGK’ya aktarılan kaynak 129,8 milyar lira olmuş. Sanırım yıllık rakam 150 milyar TL civarına ulaşacak.

Kısaca AK Parti döneminde SGK’ya bütçeden aktarılan kaynak 3 kat artmış. SSK’yı Kemal Kılıçdaroğlu batırdı ise, SGK’da AK Parti döneminde battı diyebiliriz.

Ama gerçek bu değil tabii.

Gerçek şu: Siyaset erken emekliliğe vs karar verirse emeklilik sistemi çöker. Nitekim rahmetli Süleyman Demirel 38-40 yaşında emeklilik vererek genç yaşta olan ülkemizin emeklilik sistemini çökertmiştir.

SGK kayıtlarında şimdi bulamadığım eski bir veriyi paylaşayım:

Emeklilerin yaş dağılımı (2013)

-39 : 590 bin kişi

40-50: 907 bin kişi

50-60: 3 milyon 470 bin kişi

60-65: 1 milyon 687 bin kişi

Kısaca bu yaşlarda emekli sayısı bir kaç binleri geçmemesi gerekirken, maalesef emeklilerimizin yüzde 65’i bu şekilde. 2013 yılında 10,4 milyon emeklimizin sadece 3,8 milyonu Avrupa şartlarında emekli olmalıydı.

Bunu neden verdim: Yukarıda maaş skalasını verdim ama eminim bu maaşın altında çok fazla kişi maaş alıyor. Kimse hakkıyla maaş alamıyor.

Emeklilik konusu ülkemizde siyasete esir etme meselesi olmuştur.

2012-2018/Ekim dönemine kadar emekli maaşı bağlanan kişi sayısı 4 milyon 389 bin kişidir. Ama aynı dönemde sigortalı sayısı 4 milyon 124 bin kişi artmıştır.

Emekli maaşı bağlananlar daha fazladır.

Bu asla ve asla sürmez.

1990 yılında 0-14 yaş çocuk oranı (ülke nüfus 56,5 milyon) yüzde 34,5 iken 2017 yılında bu oran yüzde 23,6’ya düşmüştür.

Çocuk nüfus oranımız hızla geriliyor. Bizim emekli maaşımızı çocuklarımız verecek. Ve biz onlara bir birikim bırakmıyoruz.

O zaman soralım: Acaba çocuklarımız bize emekli maaşı verecek mi?

***

Gelelim işin emekliler tarafına.

2000 öncesi maaş bağlama oranı çok daha yüksekti; yüzde 70 civarı. 2000’de bir reform ile bu oranı yüzde 50’ye düşürdüler. Ve 2008 yılında bir reform daha yaparak bunu yüzde 35’e çektiler.

Ortaya ne sorun çıktı? Kişi örneğin 47 yaşında emeklilik prim gün sayısını dolduruyor ama yaşını doldurmadığı için çalışmaya devam ediyor. Oysa çalıştıkça alacağı emekli maaşı da düşüyor.

Evet evet… Ülkemizde çok çalışanın emekli maaşı düşüyor.

Hatta  bunu şöyle düşünün: 52 yaşında emekli yaşı gelmiş bir kişi çalışmaya devam etmek istiyor.  8 yıl daha çalışıp devlete prim ödeyecek ve aynı zamanda hak ettiği emekli maaşını da almayacak. Ama o kişi 52 yaşında emekli olup, örneğin 2 bin TL maaş alacağı yerde, 60 yaşında emekli olunca 1800 TL maaş alıyor.

Böyle bir sistem asla ve asla olmaz.

Ve maalesef bu sistemde çözüm arıyoruz. Sorunu teşhis edemiyoruz ki, çözüm bulalım.

Kaynak: Karar Gazetesi-İbrahim Kahveci

Bu Yazıyı Paylaşın