T.C. |
||
Esas No | : 2014/13553 | |
Karar No | : 2015/7952 | |
Tarih | : 08.09.2015 |
İÇTİHAT METNİ
DAVA ve KARAR :
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 09.10.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi (komşuluk) istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar, davalı ile komşu olduklarını, davalının evinin bahçesinde 30 kadar kedi beslediğini, bahçede yapılan ve pişirilen yiyeceklerin kokusu ile kedilerin çıkardıkları pislikler nedeniyle çevreye tahammül edilmez kokular yayıldığını, kedilerin başıboş olmaları nedeniyle komşu bahçelere girerek, dikilmiş olan bitkilere zarar verdiklerini, evlerin içine girerek ağızlarında getirdikleri yiyecekleri ve çıkardıkları pislikler nedeniyle bahçe ve evlerinin içini kirlettiklerini, kedilerin çıkardığı koku, pislik, kıl v.s. nedeniyle tüm komşuların sağlıklarının tehdit altında olduğunu, kedilerin boğuşmaları esnasında çıkardıkları sesler nedeniyle çocukların korktuğunu belirterek komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, kediler ile ilgili temizliklerin düzenli olarak yapıldığını, bitkilere zarar verdiklerinin doğru olmadığını, sitenin bahçeli olup açık havada insan sağlığını tehdit etmelerinin mümkün olmadığını ileri sürerek, öncelikle davanın görev yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece, hayvan beslemenin komşulara zarar vermesi halinde Türk Hukukunda uygulanabilecek herhangi bir yasal zemin olmadığı, hayvanların uzaklaştırılması yönünde bir hüküm kurulamayacağı, en fazla Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre hayvan besleyen kişilerin tahliyesine karar verilebileceği, davacıların talep ettiği gibi hayvanların uzaklaştırılması yönünde bir yasal düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK m. 683 deki “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun “komşu hakkı” başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Taşınmaz malikinin katlanma yükümlülüğü tamamen mülkiyetin içeriğinden doğmaktadır. Mülkiyet geniş haklar, buna bağlı yetkilerin yanında, söz konusu ödevlerle birlikte bir bütündür. Anayasanın 35. maddesinde de mülkiyet hakkının kamu yararına sınırlandırılabileceği ve mülkiyet hakkının toplum yararına aykırı kullanılamayacağı öngörülmüştür.
TMK’nın 737. maddesi, taşınmaz maliki ya da kullananı, komşusuna zarar verecek her türlü davranışlardan kaçınmakla yükümlü tutulmuşlardır. Komşuların aralarındaki menfaatleri dengelemek için bazı davranışlardan kaçınma, bazılarına da katlanma ödevleri vardır.
Bilirkişi raporlarında, bir elatma bulunup bulunmadığı, bu elatmanın katlanılabilir sınırlar içerisinde mi kaldığı, yoksa taşkın kullanmanın mı söz konusu olduğu tüm detayları ile açıklanmalı, taraflar arasındaki zorunlu çıkar çatışmalarını denkleştirecek, en adil çözüm yolu veya yolları gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacıların zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir.
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri de gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
Somut olayda, davalının beslediği 30 dan fazla kedi nedeniyle davacıların zarara uğradığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda değinilen ilkeler dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması, davacıların nasıl ve hangi ölçüde zarar gördüklerinin saptanması, zararın önlenmesi için gereken tedbirlerin belirlenmesi, bu konuda bilirkişilerden ayrıntılı rapor alınması, daha sonra bir karar verilmesi gerekirken Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.09.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.