Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hanehalkı Tüketim Harcaması 2023 bültenini 11 Haziran 2024’te internet sitesinde yayımladı.
TÜİK’in 2023 yılı tüketim harcama bülteni, Türkiye’de doğru bilinen yanlışları istemeden de olsa ortaya çıkarıyor.
En düşük emekli aylığı ve asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu ülkemizde, emekli maaşları TÜİK’in TÜFE’sine göre 6 ayda bir artırılsa bile, seyyanen zam yapılmadığı sürece emeklilerin yaşamlarını rahatça sürdürmeleri mümkün değil.
Enflasyonun nedeninin, iş dünyasının kâr hırsı değil de, çalışanların ücretleri olduğu kanaatine varıldı! Asgari ücrete temmuz ayında zam da yok. Merkez Bankası Başkanı, asgari ücrete zam konusunda “bizim yetkimiz yok” dedi ama bir ay önce iktidara mektup göndererek; “işçi ücretlerine zam yapılmaması enflasyon ile mücadelemiz için olmazsa olmazımızdır” dedi.
Bugün sizlere; enflasyonun nedeni olarak hedefe konulan, parasal sıkılaştırma ve zam yapılmayarak veya çok düşük ücret artışı ile talepleri kısılmaya çalışılan sabit gelirliler ve hiç lafı edilmeyen yüksek gelir gruplarının 2023 yılında yaptıkları tüketim harcamalarının dağılımı ve tutarlarını dikkate alarak bir analiz yapmaya çalışacağım.
DÜŞÜK GELİRLİ HANELER, YÜKSEK GELİRLİLERE GÖRE GIDAYA İKİ KATTAN DAHA FAZLA PAY AYIRMIŞ
Gelire göre sıralı %20’lik gruplar itibarıyla tüketim harcamalarının 2023 yılındaki dağılımına bakıldığında; en düşük gelir grubu olan birinci %20’lik grupta yer alan hanehalkları, gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına %36.6, konut ve kira harcamalarına %29.2, ulaştırma harcamalarına %8.8 ve mobilya ve ev eşyası harcamalarına %5.4 pay ayırdı. Yani en alt gelir grubu gelirinin %74.6’sını kira, gıda ve yola harcamış. En yüksek gelir grubu olan beşinci %20’lik grupta yer alan hanehalkları ise, ulaştırma harcamalarına %28.3, konut ve kira harcamalarına %21, gıda ve alkolsüz içecek harcamalarına %14.5 ve lokantalar ve konaklama hizmetleri harcamalarına %6.9 pay ayırdı.
TÜİK verilerinden, “ekonomik kriz var ama bütün restoranlar, kafeler neden dolu” sorusunun yanıtına da ulaşmış oluyoruz. Aylık 48.830 TL harcayan en yüksek gelir elde eden grup yeme içmeye 3.369 TL harcıyor, en düşük gelir grubunda yer alan ve ayda 8.827 TL harcama yapabilen %20’lik grup ise sadece 264 TL harcıyor. En üsteki gelir grubu gelirinin %6.9’unu en alttaki ise %3’ünü yeme içmeye ayırabiliyor. En üst gelir grubunda yer alanların yaklaşık 17 milyon kişi olduğunu bildiğimize göre, yeme içme mekanlarını kimlerin doldurduğunu bulmuş olduk.
TÜFE ENFLASYONU İLE GERÇEK ENFLASYON ARASINDA DAĞLAR KADAR FARK VAR
En üst gelir grubunda yer alan %20’lik grup 2022 yılında en düşük gelir grubundakilerin 4.6 katını tüketmişti ve bu rakam 2023 yılında 5.6 kata çıktı. Son bir yılda 30 milyar dolarlık tüketim malı ithalatı da bu verileri destekliyor.
2022 yılında hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcaması 12.159 TL iken, bu rakam 2023 yılında 24.383 TL’ye yükseldi. Görüldüğü üzere kişi başı tüketim harcamasındaki artış oranı %100.5 olmuştur. Artışın dağılımını incelediğimizde; maaş-ücret-yevmiye geliri elde eden hanelerde %101.2, müteşebbis geliri elde eden hanelerde %113.7 ve emeklilerde ise %82.6 tüketim harcaması artışı olmuştur. Soru şu; 2023 yılında ortalama yıllık TÜFE artışı %53.9 olarak gerçekleştiğine göre, nasıl oluyor da hane başına aylık tüketim harcaması reel olarak %30.2 olarak artabiliyor? Bu sorunun yanıtı bana göre; TÜFE’nin gerçeği yansıtmadığıdır. Emeklilerin bir önceki yıla göre 2023 yılında reel olarak harcamalarını %18.7 oranında nasıl artırabildiğinin yanıtı yok.
Ekonomik kriz olduğunu kabul etmeyenler, Türkiye’de açlıktan ölenlerin olmadığını iddia ediyorlar yani ekonomik kriz olduğuna inanmaları için insanların açlıktan ölmesi gerekiyor.
Gelirlerinin çok büyük bir bölümünü gıda harcamalarına harcamak durumunda olan sabit gelirliler; son bir yılda dünyada gıda enflasyonu %3.4 oranında azalırken, bizim ülkemizde %70.14 oranında artması gerçeği ile yaşamaya çalışıyorlar. Üstelik 2002 yılında harcamalarının %26.98’ini gıdaya harcarken 2023 yılında %20.61’ini ancak gıdaya harcayabiliyorlar. Ciddi bir beslenme probleminin yaşandığı ortada. Karnını zor doyuran sabit gelirlilerin, hangi para ile talep yarattıklarının yanıtını ekonomi yönetiminden aylardır bekliyoruz.