YARGITAY
DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ
Esas | : 2015/6840 |
Karar | : 2018/2056 |
Tarih | : 08.02.2018 |
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı … Başkonsolosluğu işyerinde 15/11/1999-12/07/2012 tarihleri arasında güvenlik görevlisi grup lideri olarak çalıştığını, son ücretinin aylık net 2.638,00 TL olduğunu, iş akdinin 12/07/2012 günü işveren tarafından haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-e bendi gereği doğruluk ve bağlılığa uymayan hareketlerde bulunması nedeniyle işverenlik tarafından haklı nedenle feshedildiğini, son yıllık izninin kullandırılmadığı ve yıllık izin parasının ödenmediği iddiasının asılsız olduğunu, fazla mesai ücretlerinin ödenmediği ile resmi ve dini bayramlarda çalıştırılmasına rağmen ücretlerinin ödenmediğine dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının konsoloslukta yapılan düğünlerde düğün sahiplerinden para ve bahşiş istediği, durumun şikayetle tespit edilmesi üzerine hakkında savunması alınarak 4857 sayılı Yasa’nın 25/II-e maddesi kapsamında davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan hareketleri nedeniyle iş akdinin işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı, iş akdinin davalı tarafından haksız nedenle feshedildiğini iddia etmiş, davalı da davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan eylemleri nedeniyle iş akdinin haklı olarak feshedildiğini savunmuştur.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, fesih konusu olayda davacının davalı konsoloslukta gerçekleştirilen düğünde düğün sahiplerinden örf-adet gereği para (bahşiş) talep ettiği, aldığı parayı vardiya arkadaşları ile paylaştığı, davacının savunmasında olayı ikrar ederek Türk örf ve adeti gereği parayı aldığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Düğün sahibi olan ve davalı tanığı olarak Mahkemece dinlenen…’nın yeminli ifadesinde, “…12/05/2012 tarihinde düğün töreni oldu, bu düğün töreninde Konsolosluğa gelin aracının giriş ve çıkışında “kapı açılmıyor, bir şeyler yapmak lazım” şeklindeki sözlerle dolaylı olarak bahşiş talep edildi, ben de geleneğimizdir diyerek kırmadım ve bahşiş verdim, düğünümden yaklaşık iki hafta sonra konsolosluktan yazılı olarak organizasyonda yaşananların bildirilmesi istenildi…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacının düğün sahibinden aldığı feshe konu edilen paranın Türk örf ve adetlerine göre alındığı, bunun düğün sahibinin de kabulünde olduğu, davacının davranışlarının işverence imzalatılan hediye kabul yasağı bildirisine aykırı olmadığı ve işverenin güvenini kötüye kullanma niteliği taşımadığı, davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranış içerisinde bulunduğunun kanıtlanamadığı, somut olayın özellikleri birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafından yapılan feshin ölçülü de olmadığı anlaşılmakta olup, işverenin feshi haksızdır. Mahkemece, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle taleplerin reddine karar verilmesi hatalıdır.
3-Davalı işverenin yargılama sırasında fazla mesai ücreti ödemesine ilişkin 13.07.2012 tarihli banka dekontları sunduğu görülmüştür. Mahkemece, söz konusu fazla mesai ücreti ödemelerinin hesaplama sırasında mahsup edilmemesi isabetsizdir.
4-Dava kısmi eda külli tespit talepli belirsiz alacak davası niteliğinde olup, hüküm altına alınan fazla mesai ücretine dava ve talep artırımı ayrımı yapılarak faize karar verilmesi gerekirken, bu alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.