Çöl karıncaları (Lat. Cataglyphis), yaşamlarının ilk haftalarını yuvada geçirir. Yaklaşık dört hafta boyunca kraliçeyi ve yavruları besler, tünel kazar, odacıklar inşa eder ve ortalığı temizlerler. Bir noktada yuvadan ayrılır ve ölene dek avcı-toplayıcı olarak çalışacakları arazi kariyerlerine geçiş yaparlar.
Bir karınca araziye çıkmadan önce yön bulma sistemini ayarlaması gerekir. Bu amaçla, iki ilâ üç gün süren tuhaf bir davranış sergiler: Yuva girişinin yakınlarını keşfetmek için “öğrenme yürüyüşleri” adı verilen gezintiler yapar ve bu sırada sık sık dikey vücut ekseni etrafında döner. Yüksek hızlı video kayıtları, dansa benzeyen bu hareketler sırasında karıncaların sürekli durup devam ettiğini gösteriyor. Bu durma evrelerinin en uzununun özel yanı, o anda karıncanın daima arkasındaki yuva girişine doğru bakmasıdır; yerdeki küçük deliği göremeyecek olsa bile.
Würzburg Üniversitesi araştırmacıları, çöl karıncaları üzerinde yaptıkları incelemeler sonucunda, bu hayvanların ayarlama gezintileri sırasında bir yönelim ipucu olarak Dünya’nın manyetik alanını kullandığını keşfetti. Bu becerinin çöl karıncalarında var olduğu, bu çalışma yapılana dek bilinmiyordu.
Prof. Wolfgang Rössler’in araştırma asistanları Pauline Fleischmann ve Robin Grob, sınamaları 2017 yılının yaz aylarında gerçekleştirdi. Bilimciler, deney düzeneğini, Zürih Üniversitesi’nden Rüdiger Wehner ve yine Würzburg’dan Valentin Müller ile birlikte tasarladı. Ekip, elde ettikleri bulguları Current Biology dergisinde yayımladı. “Çöl karıncaları yiyecek ararken, genişleyen ilmekler içeren sinüssel bir yol izleyerek yuvalarından birkaç yüz metre uzaklaşır. Yiyecek bulur bulmaz, düz bir yol izleyerek yuvaya dönerler,” diyerek, karıncaların hayret verici yön bulma becerilerini anlatıyor Rössler.
Yunanistan Deneyleri
Araştırmacılar bu hayvanların yön bulmak için güneşin konumuna ve yeryüzü özelliklerine dikkat ederek, bu bilgileri attıkları adım sayısı ile birlikte kullandıklarını zaten biliyordu. Yeni çalışmadan çıkan sonuçlar ise öğrenme yürüyüşleri yapan genç karıncanın, güneşe ve yüzey şekillerine ilişkin hiçbir ipucu olmadığı durumda bile, yuva girişine bakabildiğini ortaya koydu. Fleischmann, bu durumun, bazı kuşların yaptığı gibi karıncaların da manyetik algılama duyusundan yararlanıyor olabileceği fikrini akıllarına getirdiğini belirtiyor.
Bu hipotezi sınamak için çöl karıncalarının bolca bulunduğu Güney Yunanistan’a giden ekip, yanlarında 1,5 m yüksekliğinde bir çift Helmholtz bobini götürdü. Bobinlerden geçen belirli bir akım, aralarında neredeyse homojen ve tam olarak bilinen bir manyetik alan üretti. Bu da araştırmacıların, çöl karıncalarının öğrenme yürüyüşleri sırasındaki davranışlarını, doğal yaşam alanlarında ve kontrollü koşullar altında incelemelerini sağladı.
Sonuç netti: Bilimciler manyetik alanın yönelimini değiştirdiğinde, çöl karıncalarını artık yuva girişine doğru bakmayıp, öngörülebilen başka bir yere bakıyorlardı; yani yapay manyetik alanın işaret ettiği yanlış yuva konumuna bakıyorlardı.
Yeni Sorular
Ekip şimdi konuyla ilgili başka soruların yanıtlarını bulmaya çalışıyor. Acaba karıncalar yuvada geçirdikleri ilk birkaç haftada da manyetik algılama duyularını kullanıyor mu? Ne de olsa bütünüyle karanlık bir ortamda bu duyu çok işe yarardı. Peki kullanabildikleri farklı yön bulma ipuçları arasında neye göre geçiş yapıyorlar? Örneğin yuva girişinin çevresinde değişiklik olduğunda, deneyimli arazi personelinin bile yeniden öğrenme yürüyüşleri yaptığı görülüyor. Bunu yaparken acaba tam olarak neleri yeniden ayarlıyorlar?
Fakat herhalde en çok merak edilen, manyetik algılayıcının karıncanın neresinde olduğu ve nasıl işlediği olsa gerek. Son derece küçük olan karınca beyni, nasıl oluyor da pek çok farklı ipucuna göre yön bilgisini depolayıp, sonra da bu bilgileri entegre edebiliyor? Bilimciler ileride bu soruları da yanıtlayabilmeyi umuyor.
Kaynak: bilimfili.com-Sevkan Uzel