Çocuklar Arasında Şekerli İçecek Tüketimi Son 30 Yılda Yaklaşık Yüzde 23 Arttı

Şeker ile tatlandırılmış içeceklerin küresel tüketimi son yıllarda çocuk obezitesi ile birlikte artarken, en yüksek tüketim seviyeleri Latin Amerika ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da görülüyor.

Son 30 yılı ve 185 ülkeyi kapsayan yeni bir araştırmaya göre, dünyanın neredeyse her yerinde çocuklar her zamankinden daha fazla şekerli içecek tüketiyor. Bununla bağlantılı olarak çocuk obezitesinde de artış söz konusu.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Yunanistan, Kanada ve Meksika’daki araştırmacılar tarafından yürütülen ve The BMJ’de yayınlanan çalışmaya göre, 2018 yılında çocuklar haftada ortalama 3,6 porsiyon şekerli içecek tüketiyordu; bu rakam 1990 yılına kıyasla yüzde 22,9’luk bir artışa ve yetişkinlere kıyasla çok daha keskin bir yükselişe işaret ediyor.

Bu süre zarfında çocuk obezitesi de aynı şekilde artarken, şu anda dünya çapında yaklaşık 160 milyon çocuk ve genci etkiliyor.

Çalışmanın kıdemli yazarı ve ABD’deki Tufts Üniversitesi Gıda Tıp Enstitüsü Direktörü Dariush Mozaffarian yaptığı açıklamada, “Bulgularımız dünya çapında neredeyse her ülkede alarm zillerinin çalmasına neden olmalı,” dedi.

Araştırmacılar, gazlı içecekler, enerji içecekleri ve meyveli içecekleri içeren ve yüzde 100 meyve ve sebze suları, kalorisiz yapay olarak tatlandırılmış içecekler ve tatlandırılmış süt, çay ve kahveyi hariç tutarak, şekerle tatlandırılmış içecekleri inceledi.

Daha önce yapılan çalışmalar, şekerle tatlandırılmış içeceklerin gençler arasında obezite riskinin daha yüksek olmasıyla bağlantılı olduğunu ve bunun da yetişkinlik döneminde tip 2 diyabet, kalp hastalığı ve bazı kanserler de dahil olmak üzere daha fazla sağlık sorunuyla bağlantılı olduğunu gösterdi.

Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi’nde pediatri profesörü ve Avrupa Pediatri Akademisi Başkanı Dr. Berthold Koletzko Euronews’e yaptığı açıklamada, “Sadece çocukluk döneminde değil, uzun vadede de bireylerin sağlığı için çok yüksek bir bedeli var ve aynı zamanda toplum için de çok yüksek bir maliyeti var,” dedi.

Koletzko araştırmada yer almadı.

Yeni rapora göre, şekerli içecek tüketimi dünya genelinde daha büyük çocuklar ve gençler arasında küçük çocuklara kıyasla daha yüksek. Çoğu bölgede, kentsel alanlarda ve ebeveynleri daha yüksek eğitim seviyesine sahip olan çocuklar arasında da oranlar daha yüksekti ancak bu eşitsizlikler yüksek gelirli ülkelerde mevcut değildi.

Koletzko, bunun muhtemel nedeninin düşük gelirli ülkelerde kentsel alanlarda yaşayan ve yüksek eğitimli kişilerin daha fazla paraya sahip olmaları ve dolayısıyla şekerli içecekleri tercih etme olasılıklarının daha yüksek olması, yüksek gelirli ülkelerde ise bunun tam tersi olduğunu söyledi.

Koletzko, “Bu bir satın alabilirlik meselesi,” dedi.

Bölgesel farklılıklar

Latin Amerika ve Karayipler ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika genel olarak en yüksek alım seviyelerini bildirdi (sırasıyla haftada 9,1 ve 7,3 porsiyon). Buna rağmen, Latin Amerika’daki çocuklar 2018 yılında 1990 yılına kıyasla ortalama olarak biraz daha az şekerli içecek tüketti.

Latin Amerika ve Karayipler’de oranlar, 1990’larda ve 2000’lerin başında düşmüş olsa da, son zamanlarda tekrar yükselişe geçti. Araştırmacılara göre, bu değişimler bölgenin ekonomik eğilimlerini, sağlıklı beslenme kampanyalarının ortaya çıkışını ve son 30 yılda şekerli içecek alımını azaltmaya yönelik politikalara karşı endüstrinin lobi faaliyetlerini yansıtıyor.

Araştırmacılar, “Ultra işlenmiş gıdalardan sorumlu çok uluslu şirketlerin etkisi, gençleri hedef alan pazarlama stratejileri, şekerle tatlandırılmış içeceklerin tüketimini sınırlamaya yönelik düzenleyici önlemlerin eksikliği (veya yetersizliği) Latin Amerika’da ve ekonomileri gelişen diğer bölgelerde de tutarlı bir şekilde gözlemlendi,” dedi.

Batı Avrupa ve Kuzey Amerika gibi yüksek gelirli ülkelerde de 1990-2005 yılları arasında çocukların şekerli içecek tüketimi artış göstermişti ancak 2005-2018 yılları arasında azalmıştı. Bunun nedeni diğer faktörlerin yanı sıra artan obezite oranları ve daha az şekerli alternatiflerin piyasaya sürülmesi olabilir.

Araştırmacılar, özellikle Sahra Altı Afrika’da şekerli içecek tüketiminin yüzde 106 arttığını, 2018’de haftada ortalama 4,2 porsiyona ulaştığını ve bunun bölge için “büyüyen bir sorun” haline geldiğini belirtti.

Çocukların en kalabalık olduğu 25 ülke arasında Meksika 2018’de çocuklar arasında en yüksek şekerli içecek tüketimini rapor ederken (haftada 10,1 porsiyon), onu Uganda (6,9 porsiyon), Pakistan (6,4 porsiyon) ve Güney Afrika ve ABD (her biri 6,2 porsiyon) takip etti.

Hindistan ve Bangladeş ise haftada 0,3’er porsiyon ile en düşük seviyelerde seyretti.

Dünyanın büyük bir kısmında çocuklar hemen hemen her gün şekerli içecek tüketiyor. Analiz edilen 185 ülkenin 56’sında çocuklar haftada ortalama en az yedi porsiyon şekerli içecek içiyor, bu da 238 milyon çocuk ve genci ya da dünya genelindeki gençlerin yüzde 10,4’ünü temsil ediyor.

Çalışmanın ilk yazarı ve Washington Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olan Laura Lara-Castor yaptığı açıklamada, bulguların “davranışları erkenden değiştirmek ve çocuklukta şekerle tatlandırılmış içecek alımıyla ilişkili olumsuz sonuçları önlemek için hedefli eğitim ve politika müdahalelerine duyulan ihtiyacın” altını çizdiğini söyledi.

Araştırmacılar, bu müdahalelerin vergileri, şekerli içeceklerin etiketlenmesi ve pazarlanmasına ilişkin düzenlemeleri ve okullarda çocukların bu ürünlere erişimini engellemeye yönelik çabaları içerebileceğini ifade etti.

Mozaffarian, “Gördüğümüz tüketim ve eğilimler, daha sağlıklı bir nüfusun geleceği için ele alabileceğimiz ve almamız gereken halk sağlığı için önemli bir tehdit oluşturuyor,” dedi.

KAYNAK:euronews.
Bu Yazıyı Paylaşın