Çevre kirliliği, yeni tahminlere göre AIDS, verem ve sıtmanın toplamından daha fazla ölüme yol açıyor. Ancak hava kirliliği, ölüm nedenlerinin önde gelenlerinden biri olmasına rağmen birçok ülkede ihmal edilen bir sorun.
Hava ve su kirliliği, kurşun zehirlenmesi ve işyeri kirliliği, 2017’de tahminlere göre 8 milyon 300 bin kişinin ölümüne neden oldu.
Bu sayı, tütün tüketiminin, alkol ve uyuşturucu kullanımının, sağlıksız beslenmenin, bulaşıcı hastalıkların ve savaşın neden olduğu ölüm vakalarından fazla.
Ancak kirlilik, dünyanın büyük bölümünde diğer etkenlere kıyasla daha az dikkat çekiyor.
Bu bulgular, araştırmacıların, sağlık bakanlıklarının, Küresel Sağlık ve Kirlilik İttifakı’nın sivil toplum örgütleri ve Birleşmiş Milletler’in katılımıyla hazırladığı raporda yer alıyor. Kuruluşun direktörü Rachael Kupka, ”Rapor, kirliliğin yol açtığı küresel sağlık krizinin hala göz ardı edildiğini ve bu meseleyle mücadeleye yeterli kaynak ayrılmadığını gösteriyor” diyor.
Rapor, baca dumanı ve kötü hijyen koşulları gibi etkenlerden kaynaklanan kirliliğin azaldığını, ancak fabrika, motorlu araç ve zehirli kimyasalların yol açtığı kirliliğin arttığını gösteriyor.
Rachael Kupka, uluslararası yatırımların geleneksel kirliliğe odaklanmasını ise ”Su kirliliğiyle mücadeleye çok fazla yatırım yapıldı. Bu nedenle su kirliliğinin yol açtığı ölüm vakalarında azalma oldu. Ancak modern kirliliğe bağlı sorunlar, aynı oranda dikkat çekmiyor ve kaynak alamıyor” sözleriyle eleştiriyor.
Dünyada kirliliğe bağlı ölümlerin çoğu, Hindistan ve Çin’de kaydediliyor. Bu iki ülkeyi Nijerya, Endonezya ve Pakistan izliyor. Amerika, listede yedinci sırada.
Kirliliğe bağlı küresel ölüm vakalarının yüzde 40’ının sorumlusu, hava kirliliği. Rachael Kupka, hava kirliliğinin etkisini azaltacak önlemlerin zaten varolduğunu kaydediyor ve ”Birçok ülkenin kirlilikle ilgili ortak sorunları var. Ülkelerin, toplumların ve kentlerin alabileceği düşük maliyetli önlemler mevcut. Bunlar kirliliğin yol açtığı hastalıkların azalmasını sağlayabilir” diyor.
Fabrika bacaları ve motorlu araç emisyonlarıyla ilgili kısıtlayıcı uygulamalar ve işçilere koruyucu kıyafet giymeleri zorunluluğu getirilmesi gibi önlemler, yetkililerin atabileceği adımlardan bazıları.