Michigan Eyalet Üniversitesinde (MSU) çalışan araştırmacılar, çekirgelerin kanserli ve sağlıklı hücreler arasındaki farkı “koklamakla” kalmayıp, farklı kanser hücresi hatları arasında da ayrım yapabildiklerini göstermiş.
Ancak hastaların, doktorlarının ofislerini çekirgelerin basmasından korkmasına gerek yok. Araştırmacılar yeni çalışmanın, böceklerdeki duyusal nöronlar kullanılarak bir hastanın sadece nefesiyle erken kanser tespiti yapmayı sağlayacak cihazlar için zemin hazırlayabileceğini söylüyor.
25 Mayıs’ta BioRxiv sitesinde paylaşılan yeni çalışmanın yazarları, bu gibi cihazların henüz yakın gelecekte görünmeseler de zannedildikleri kadar ihtimal dışı olmadıklarını söylüyor. (“Bio arşiv” şeklinde telaffuz edilen BioRxiv, araştırma makalelerinin hakem denetimine girmeden önceki hallerine ev sahipliği yapan bir baskı öncesi sunucusu.)
Bu durumun bir sebebi de, insanların doğal duyularımızı zenginleştiren veya onları geride bırakan teknolojilere alışkın olması. Örneğin teleskoplar ve mikroskoplar, başka türlü görülmeyecek dünyaları ortaya çıkarıyor. Mühendislik uygulanan cihazların bu başarısı, doğal aletlerimizin performansına göz yummayı kolaylaştırabiliyor; özellikle de gözlerimizin tam önünde duran duyu organının.
MSU’da çalışan biyomedikal mühendisliği yardımcı profesörü Debajit Saha, “Burunlar hâlâ son teknoloji organlar” diyor. “Gaz algılamaya geldiğinde onlar gibisi yok.”
Bu yüzden uyuşturucuları, patlayıcıları ve son zamanlarda da düşük kan şekeri ve hatta COVID-19 dahil çeşitli sağlık durumlarını işaret eden kokuları tespit etmek için köpeklere ve onların süper burunlarına güveniyoruz.
Bilim insanları, bu koku duyusunu taklit edebilen teknolojiler üzerinde çalışıyor. Fakat mühendisliği yapılan hiçbir şey, eski usul biyolojik koku alma duyusunun hızıyla, hassasiyetiyle ve özgünlüğüyle yarışamıyor.
Nicel Sağlık Bilimleri ve Mühendisliği Enstitüsünde de çalışan Saha, “İnsanlar ‘elektronik burunlar’ üzerinde 15 yıldan uzun süredir çalışıyor fakat biyolojinin yapabildiği benzersiz şeylere hâlâ yaklaşamadık” diyor.
Gaz algılama cihazlarının bu eksikliği, özellikle de erken müdahalenin hayat kurtarabileceği kanser gibileri olmak üzere hastalıkların erken tespiti söz konusu olduğunda bir fırsat meydana getiriyor. Kanser ilk aşamasında yakalandığında, hastaların %80 ila %90 hayatta kalma şansı oluyor. Fakat 4. aşamaya kadar yakalanmazsa, bu rakamlar %10 ve %20’ye kadar düşebiliyor.