İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
KARAR :
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- )5271 Sayılı CMK’nun 231/11. maddesine göre hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olan sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde mahkemece duruşma açılarak daha önce açıklanması geri bırakılmış hükmü aynen açıklamak zorunda olduğunun düzenlendiği halde, söz edilen hükümlere uyulmaksızın denetim süresi içinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında önceki açıklanması geri bırakılmış hükümden farklı şekilde, cezasının değiştirilmesi ile hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi suretiyle 5271 Sayılı CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılması
2- )Suça konu çalınan malzemelerin, ihbar üzerine sanığın yakalandığı araçta ele geçirilerek müştekiye iade edildiğinin anlaşılması karşısında; koşulları oluşmadığı halde sanık hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 168/1. maddesiyle uygulama yapılması,
3- )Suça konu çalınan eşyaların değerinin 28.911 TL olduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle, TCK’nın 145. maddesi gereğince sanığa verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,
SONUÇ :
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeple tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 Sayılı CMUK’un 326/ son. maddesi gereği ceza süresi yönünden sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 28.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.