Süleyman Demirel: Borç yiğidin kamçısıdır
Carmen Reinhart: Gelişmekte Olan Ülkeler’de her borçlanma furyası finansal krize neden olmaz, ama hemen her finansal krizin arkasında borç furyası gözlenir.
Pazar gecesi, GS’ın maçı yok, Netflix iyice saçmaladı, popüler TV dizilerini “adapte edip” güzel hatıralarımıza lağım çukuru muamelesi yapıyor. YouTube’dan da evrenin başlangıcından, Romalılar’ın ülkeyi terketmesinden sonra İngiltere’de sosyo-ekonomik hayata kadar her konuda bilgi dumuruna uğradım. Yani, yapacak iş yok. Tam “Şimdi ne yapsam acaba?” diye düşünüp, buzdolabında başka soğuk votka kaldı mı diye yoklamaya giderken, “Evreka!” Ulan, bütün ülke, devlet de dahil borç manyağı olmuş! Batmaya ramak kalmış.
Değerli Üstadım Hakan Özyıldız formasını asıp özele çekilmeden önce düzenli olarak toplam borç/GSYİH istatistiklerini derler, beni de saatlerce matematik işlemi yapmaktan kurtarırdı. Ben de öyle toplam borç yükü hesaplayacak değil, dört işlemi (sex, rock’n’roll, pizza ve keyfi verici maddeler temini) hatasız yapacak beyin olsaydı, ekonomist olurdum. Bu yüzden tek tek verilerden bir “kolaj” oluşturarak okurun zihninde finansal krize ne kadar yaklaştığımızı tohumlayacak bir kıvılcım oluşturmayı düşündüm.
Kamudan başlayalım, malum Hazine TBMM’ne rica ederek borçlanma limitini 2 katına çıkardı. Bakalım, bunun Ekim-Aralık döneminde brüt kamu borcuna katkısı ne olacak?
Hiç utanmadan, QNB Finansbank Araştırma’dan arakladım:
“Hazine’nin açıkladığı verilerden Eylül sonu itibariyle bu seneki toplam net borçlanmayı 254.7 milyar TL olarak hesaplamaktayız. Eğer yeni limit tam olarak kullanılırsa, yılın son çeyreğinde 53.5 milyar TL’lik net borçlanma imkanı olacaktır. Hazine’nin finansman projeksiyonunda, bu dönemde 67.9 milyar TL’lik iç borç anapara, 7.3 milyar TL’lik de dış borç anapara ödemesi bulunuyor. Bu durumda, toplam 75.2 milyar TL’lik anapara ödemesinin üzerine, kalan net borçlanma limiti kadar (53.5 milyar TL) borçlanarak, toplam 128.7 milyar TL karşılığına kadar iç ve dış borçlanma gerçekleştirilebilecektir”.
BirGün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 2021, 2022, 2023 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Mali Plana göre, devletin faiz giderleri için üç yılda ödeyeceği toplam tutar 600 milyar TL’yi geçecek. Oooooh, TL600 milyar olsa, öpüp başıma koyarım.
Hazine’nin en son açıkladığı veriye göre toplam borç stoğu TL1.810 milyar. Sene sonuna kadar 2 trilyona varacak demek ki. Bunun içinde TL ve döviz borç var. Halen 2 yıllık DİBS faizi %13’ün üstünde, TCMB de APİ faizlerini sürekli yükseltiyor. O zaman seneye ortalama borçlanma faizi %15 desem yalan olur mu? Olmaz. TL2 trilyon çarpı 0.15, eşittir TL300 milyar. Tabii, bu hesap yanlış.
Çünkü ben Hakan Abi değilim. Borcun içinde TÜFE endekslisi var, gelecek sene %4’e varacak bütçe açığının finansmanı ve bunun ilk taksit ödemeleri var. Dolayısıyla TL300 milyar alt limit. Ayrıca, bizim sene sonu nominal GSYİH hesabımız TL4.700 milyar civarında. Yani brüt kamu borcu/GSYİH de 2 yıl gibi kısa bir zamanda %30’un biraz altından %42’ye filan çıkacak. Evet, bu hesap da yanlış, bir de döviz borcunun cari kurdan muhasebeleştirilmesinin yaratacağı yük var, ama boşverin ya. Hasta zaten gazdan kalp krizi geçirecek, siz böbrek taşın var mı diye MR istiyorsunuz!
Size basit bir soru sorayım. Bir akrabanızın borcu aldığı maaşın %30’dan %42’ne çıksa, ona borç verir misiniz? “Veririm” derseniz, bana konum atın. Ama bankacı vermez. İşte bu yüzden Türkiye’nin kredi notu sürekli düşer, düşer, düşer ağlarım.
Siz “munzam hesap” nedir bilir misiniz? Bana 1990 yılında Global Menkul Değerler’de çalışmaya başladığımda çok sevdiğim finans müdüremiz öğretmişti. Bütçede gösterilmeyen alacak-verecek hikayesi. Bakalım Hazine’nin tespit edebildiğimiz munzamlarına:
Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, SGK’nın verilerini yazdıkları ortak makale ile değerlendirerek, şu yorumu yaptı: “Önümüzdeki günlerde Sosyal Sigorta Sisteminin yeniden düzenlenmesi ile emekli aylık ve ödeneklerinin, kıdem tazminatının yeniden yapılandırılması gündeme gelecektir.”
SGK’nın verilerine göre, kurumun bütçesindeki açık, Coronavirus pandemisinin de etkisiyle giderek derinleşiyor. 2019 yılı toplamında 39.9 milyar lira olan açık, 2020 yılında tarihi rekor kırarak, yedi ayda 50 milyar 39 milyon 280 bin liraya ulaştı”.
Tıbbi cihaz ve ilaç üretici ve bayilerinin alacağını da ben hesapladım: $4.5-6 milyar arası. Bir de Türk Varlık Fonu’na bakalım: “Bünyesinde kamu bankaları dahil 20 kamu şirketini bulunduran Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) net kârı, 2019’da bir önceki yıla göre yüzde 48,3 düşüşle 8 milyar 854 milyon TL’ye geriledi. Fonun, finans sektörü dışı toplam borcu da geçen yıl yüzde 46 artışla 284,2 milyar TL’ye yükseldi”.
Bu sene zarar ve borç daha da beter olacak, çünkü THY pandemiden dolayı istop. Hatırlayın, TVF Euro-bond ihraç edip, THY’ye mali destekte bulunacak diye bir haber çıkmıştı. TVF gerçekten tarihe geçecek bir kafa feykiyle şu açıklamayı yaptı: “THY’nın tek bir hissesini dahi satan şerefsizdir!” Abi, iyi ama kimse sizi THY hissesi satmakla suçlamadı ki? Sadece THY’nı kurtarmak için borç alacaksınız diye bir haber çıktı. O da kapandı zaten, çünkü TVF dışarda borç bulamadı. (Bakınız: Bu akrabanıza borç verecek kadar salak mısınız?)
Daha hepsi devletleştirilecek Kamu-Özel Ortaklığı (eski Yap-İşlet-Vatandaşa Barsaktan Zerket Projeleri) için Londra’da hakemlik mahkemesi kararı ile ödeyeceğimiz milyarlarca doları saymadım. Çünkü hasta gazdan gidiyor, böbrek taşı MR’na gerek yok.
Ama, özel sektörün borcu kamuya dudak uçuklatacak boyutta. 2 Ekim itibarıyla, kurumsal ve tüketici kredilerini toplamı TL 3.545 milyar, yani sene sonu beklenen GSYİH’nin %75’i kadar.
Yılbaşından bu yana toplam krediler %33 artarken, GSYİH’nın yıllık bazda sıfır büyüdüğü, enflasyonun ise yıl ortalamasında %11 olduğu bir senaryoda, reel borçluluk %20 ya da daha fazla arttı. Hangi ciro ve ücret artışı bu borcu ödenir hale getirir? Wallah, beni aşar. Ama bankalar takipteki alacakları takip etmek için takip avukatı kadrosunu yakından takip etseler iyi olur. Tüh, bir de kamu ek icra memuru alacak, bir gider de oradan yazacak.
Battı balık yan gider be, boş verin. Covid için bir Çin aşısı, hatta bir de Rus aşısı karma yaptırın, sonra haydin kına gecesine. Seneye de öyle bol doğal gazımız olacak ki, elektrik satın alalım diye üste para ödeyecek devlet. O zaman kamçılamaya devam.
S, S, S and M, M, M
S, S, S and M, M, M
Oh I love the feeling you bring to me
Oh, you turn me on
It’s exactly what I’ve been yearning for
Give it to me strong
And meet me in my boudoir
Make my body say ah, ah, ah
I like it, like it
‘Cause I may be bad but I’m perfectly good at it
Sex in the air, I don’t care, I love the smell of it
Sticks and stones may break my bones
But chains and whips excite me
Rihanna