Bilinmeyen Bir Olayın Affedilmesi Mümkün Değildir

T.C.
YARGITAY
İKİNCİ HUKUK DAİRESİ
 
Esas: 2015/530
Karar: 2015/13846
Tarih: 29.06.2015

 

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

 

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

 

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; kadının davasının kabulü, velayetler, manevi tazminatın miktarı, nafaka miktarları ve nafakaların TEFE-TÜFE oranında arttırma talebi hakkında verilen karar yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevi tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

 

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

 

Toplanan delillerden daha önce bir süre ayrı yaşayan tarafların barışarak 15.06.2013­17.06.2013 tarihleri arasında bir otelde kalarak ailece tatil yaptıkları ve bundan sonra da davacı karşı davalı erkeğin çalıştığı Karaman’a gittikleri ve bir süre orada kaldıkları anlaşılmaktadır. Taraflar bu davranışları ile, bu zamana kadar gerçekleşmiş olan olayları karşılıklı olarak affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış duruma düşmüşlerdir. Affedilmiş veya hoşgörü ile karşılanmış olaylar artık kusur olarak değerlendirilemez ve bu nitelikteki olaylara dayalı olarak da boşanma kararı verilemez. Ne var ki davacı karşı davalı erkeğin Karaman’a döndükten sonra davalı karşı davacı kadının sadakatsizliğini öğrendiği anlaşılmaktadır. Davacı karşı davalı erkeğin, eşinin sadakatsizliğini barışmadan önce öğrendiği de ispat edilememiştir. Bilinmeyen bir olayın affedilmesi mümkün değildir. Davalı karşı davacı kadın, barışma olayından sonra davacı karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenebilecek yeni bir olayın varlığını da kanıtlayamamıştır. Buna göre; davalı karşı davacı kadının davasının reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek davalı karşı davacı kadının davasının kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

 

Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuklar … ve …’in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

 

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.29.06.2015(Pzt.)

KAYNAK:CORPUS
Bu Yazıyı Paylaşın