Yeni bir araştırmada bilim insanları, psikopatinin zihinsel bir bozukluktan ziyade adaptasyon olabileceğini öne sürdü.
Evolutionary Psychology adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan araştırmada önceki 16 farklı çalışmanın meta analizi gerçekleştirildi. 1985 ve 2017 arasında yayımlanan bu araştırmalarda 1818 katılımcı yer almıştı.
Psikopati genellikle “antisosyal, dürtüsel, manipülatif ve duygusuz davranışlarla” karakterize ediliyor. Bu yüzden uzun süredir zihinsel bir bozukluk olarak görülüyor.
Ancak konuya farklı bakış açılarıyla yaklaşan uzmanlar da var. Örneğin yeni araştırmanın arkasındaki isimler, psikopatinin doğal seçilim tarafından desteklenmiş olabileceğini ortaya koyuyor.
Araştırmacılar bu tartışmayla ilgili test edilebilir bir hipotezi ele aldı ve psikopatik bireylerin nörogelişimsel bozulma belirtileri gösterip göstermediğini inceledi.
Solaklığın nörogelişimsel sorunlara işaret ettiğini belirten araştırmacılar, araştırmada incelenen bireylerin hangi elini kullandığını bir ölçüt olarak kullandı.
Sağ elini kullanmama; düşük doğum ağırlığı, doğum komplikasyonları, doğum öncesi stres ve doğum öncesi hormonlara maruz kalmayla ilişkilendiriliyor. Bu da el tercihinin doğum öncesi beyin gelişiminde bozulmayla ilişkili olabileceğini düşündürüyor. Zira uzmanlara göre, şizofreni ve depresyondan mustarip bireylerin solak olma ihtimali daha yüksek.
Bu nedenle söz konusu meta analizde bireylerin el tercihlerine yönelik önceden kaydedilmiş veriler ve psikopati ölçütlerinin kullanıldığı araştırmalar yer aldı.
Sonunda araştırmanın ardındaki Lesleigh E. Pullman ve meslektaşları, psikopatinin uyarlanabilir yaşam öyküsü modeline daha uygun olduğu sonucuna vardı. Yani psikopatide zihinsel bozukluğa işaret eden bir örüntü bulunamadı.
Psikopati açısından yüksek veya düşük puan verilen katılımcılar arasında sağlaklık veya solaklık açısından anlamlı bir fark yoktu.
Buradan hareketle araştırmacılar, psikopatların karakteristik özelliği olan “risk alma, fırsatçı ve duygusuz davranışların” atasal çevrelerde üreme başarısını artıracağını ileri sürdü.
Örneğin, işbirliğine yatkın kişilerin psikopatlara oranının yüksek olduğu koşullar altında, psikopatik bireyler üreme fırsatlarını geliştirmek için güven ve işbirliğini kendi çıkarları için kullanabilir. Araştırmacılara göre bu tür koşullarda psikopatik özellikler seçilim tarafından tercih edilebilir.
Araştırma makalesinde, konuyla ilgili şu ifadeler yer aldı:
“Alternatif, evrim odaklı bir bakış açısı öneriyoruz: Psikopati, negatif frekansa bağlı seçilim tarafından sürdürülen bir sosyal sömürü stratejisidir.”