Vay be, Cumartesi olmuş bile. Daha bugün ayıldım. Seçimden sonra tam beş gün sevincimden içmişim. Bütün vücudum morluklar içinde, çünkü bir yanda votka-soda fondiplerken, öte yanda da “Sarhoş lavuk, rüya görüyon, lan” diye çimdiği basmışım etime.
Ayıldım ve derhal depresyona girdim. Çünkü, Erdoğan iktidardan giderse, ben tüm gelirimi kaybedeceğim. 20 yıldır Reis’e yaptığım amansız kripto-muhalefet sayesinde zengin oldum. Ulaaa, CHP iktidara gelirse, neyi yazıp cukkayı cebime koyacağım ki? Haydin, yine merhaba şişeler.
Bunalımımı çözmek için seçimin Erdoğan’ın yaptığı hatalar yüzünden kaybedildiğini, 21nci Yüzyılın siyaset gurusu Büyük Reis’in “mesajı alıp” hatalarını hızla tamir edeceğine kendimi inandırmaya çalıştım. Sarhoş kafayla bile olmadı. Çünkü, elimdeki tüm veri ve anlatılara göre, seçimin mağlubu RTE denemez, daha doğru terim Özgür Özel’in muzaffer olduğu.
Kırık kafayla bu makalede anlatacağım hikayeyi size 4 başlıkta özetliyorum, çünkü satırlar aktıkça, benim yeniden şişeler, tozlar ve otlar arasında yolumu kaybedip niye Yapay Zeka’nın benim yerimi alamayacağını anlatmaya koyulmam ihtimal dahilinde. Hatta en olası senaryo.
- BİR, AKP-MHP’nin yenilgisinde Erdoğan’ın hataları inkar edilemez.
- İKİ, iyi de bu hataları düzeltmek nerdeyse imkansız.
- ÜÇ, liderliğe yükseldiğinden bu yana sürekli eleştirdiğim Özgür Özel’in organizasyonel ve motivasyonel başarısı zaferde çok daha büyük rol oynadı.
- DÖRT, gelecek seçimde CHP’nin tek başına TBMM’nde iktidar olup Ekrem İmamoğlu’nun Külliye’ye taşınmasının önünde 2 engel var.
Erdoğan’ın kötü ekonomi yönetimi doğal olarak aşağıda linklerini verdiğim Optimar ve AREDA anketlerinde ortaya çıkan başlıca neden. Yanlış aday seçimi ve teşkilatın RTE yorgunu düşüp kampanyada randıman verememesi de önemli. Ama, bir çok uzmana göre, asıl konuşulması gereken gerekçe, RTE’nin bizzat CEO’luğunu yaptığı rant ve yolsuzluk rejimi.
Erdoğan, Mehmet Şimşek’e gereken yetkiyi verirse, ekonomiyi istikrara kavuşturur da, seçmeni memnun edemez. Çünkü, ekonomik istikrar kemer sıkma ve gelir dağılımının daha da bozulması anlamını taşır her çağda ve ülkede. Tamam, 2 yılda Şimşek ekonomiyi resesyona sokup, enflasyonu şikayet konusu olmaktan çıkardı. Türkiye’ye döviz aktı, millet devalüasyondan da şikayet etmiyor. Ama, 2017’den bu yana bozulan gelir dağılımını nasıl düzelteceksin? AKP-MHP seçmeninin hatırı sayılır bölümü emekli, dar gelirli veya sabit gelirli. Ekonomik istikrar onlar için fazla bir şey ifade etmiyor, refah istiyorlar. Ama, gelir adaletsizliğinin düzeltilmesi için de rant rejiminin reforme edilmesi gerekecek. Aksi halde 2024-2026 döneminde kaybedilecek satın alma gücünü 2027 yılında yapılmasını beklediğim seçimden önce telafi etmek mümkün değil.
İşte bu noktada Erdoğan’ın hatalarını tamir edemeyeceği gerçeği açıkça su yüzüne çıkıyor. Geliri zenginden alıp fakire dağıtmak lazım. Ama, artık zenginlerin büyük bölümü de AKP’den. Üstelik, bu kişi ve kuruluşların arpasını kesemezsiniz, çünkü onların rantından bürokrasi ve AKP de besleniyor. Seçim finansmanı bu yolla sağlanıyor, medya bu yolla kontrol ediliyor. Ek olarak, rantı yiyen kesim seçimlerde çantada keklik müşteri. Arpayı kessen, hemen CHP’ye kaçarlar.
Erdoğan’ın sosyal barışı sağlayarak oy kazanması da imkansız. Öncelikle, Bayram boyunca sürekli konuşan Bahçeli, rejimin yumuşamasına ve AKP’nin eski “muhafazakar, özgürlükçü demokrat” kimliğine dönmesine asla izin vermeyeceğini bağıra bağıra anlatıyor. Bahçeli’yle yolları ayırmak hiç de cazip değil, çünkü yerine örneğin İYİP ve DEM koysan, aynı gemide seyahat etmezler. DEM’le CHP’yi koysan, isteyecekleri ödünler, başkanlık rejimi ve Erdoğan’ın mutlak sultasının sonunu getirir.
Erdoğan’ın artık kendi kampında en büyük rakibi YRP. Bu partiye giden oylar de ekonomik durumun kötülüğünü protesto etmiyor. AKP’nin ideolojik pusulası bozulduğu için kaçıyor. Bu ideolojik vizyonu yerine koymak imkansız, çünkü YRP’nin aldığı %7 oy Erdoğan tarafından palazlanan ve artık iyice şımarıp Şeriat-light rejimi isteyenler. Bunlara zaten İstanbul Sözleşmesinden çıkmaktan Aya Sofya’nın ibadete açılması, okulların tarikatlara teslim edilmesi ve İsrail’e kısmi ambargoya kadar her türlü taviz verildi. Daha fazlası, muhafazakar ama seküler olan AKP ve MHP seçmenini kaçırır. Üstelik, artık bu kesimleri rantla da geri getirmek imkansız. Bir, bütçede kaynak kalmadı. İki, Türkiye GSYİH’nin %75’ni üreten kentler CHP yönetiminde.
Gelelim CHP’nin başarısına. Öncelikle, Özel çok doğru aday seçimi yaptı. Edirne, Antalya, Eskişehir, Çanakkale CHP’lilerin bile kaybedildiğini kabul ettikleri kentlerdi. Hepsinde tulum çıkardı parti. Parti yapısı gençleştirildi. İl belediye meclislerinde, teşkilatta, ilçe belediye başkanlıklarında Türkiye’yi gelecek 20 yılda yönetecek genç isimler görevde ve partiyi geleceğe taşıyacaklar. AKP-MHP’de kim var bu nitelikte?
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu başta büyük kent belediye başkanları sosyal belediyeciliği geçerli ve fakirin hakkını kollayan bir yönetim biçimi olarak halka kabul ettirdi. Erdoğan, bir zamanlar İskandinav ülkelerini imrendirecek bir sosyal güvenlik ağı kurmuştu. Ama önce rant akbabaları, sonra da pandemi ve bütçe kaynakları tükenirken enflasyonun azması, bu ağı bir çok yerinden deldi. Şimdi, o boşluklardan yoksulluğa düşenlere CHP’li belediyeler tek çare olarak görülüyor.
Özel hala nasıl başardı bilmiyorum ama, Mayıs yenilgisinden sonra siyasetle alakasını kesen seküler seçmeni motive etti. En az bu kadar önemlisi, DEM ve İYİP tabanı ile organik bir ilişki kurarak partisine oy kayması sağladı. Bu seçmen belki sıradaki TBMM seçimlerinde kendi partisine döner, ama başkanlık seçiminde CHP adayını destekleyecek.
En son olarak da, Kılıçdaroğlu’nun herkesle barışma fikri sonunda yeşerdi. AKP’den CHP’ye geçen 1.5 milyon civarında oy partinin artık her sosyal kesime hitap ettiğini gösteriyor.
Ama, sıradaki seçim CHP ve başkan adayı için garanti diyemem. Özel’in önünde 2 çetin sınav var. İlki, yeni kazanılan belediyelerde de sosyal belediyecilik anlayışını yerleştirmek ve yolsuzluktan uzak durmalarını sağlamak. İkincisi ise Şimşek’in Ekonomik İstikrar Programına alternatif, hem makro-ekonomik dengesizlikleri düzeltecek, hem de geliri zenginden fakire aktaracak bir ekonomik vizyon üretilmesi lazım. Açıkçası, CHP’ye bir Mehmet Şimşek lazım.