Cezaevinde Olmak Nafaka Ödeme Yükümlülüğünü Ortadan Kaldırmaz

T.C.
YARGITAY
İKİNCİ HUKUK DAİRESİ
 
Esas : 2023/1209
Karar : 2023/1261
Tarih : 23.03.2023

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden kaldırılan yönden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 20.02.2019 tarihli ve 2017/6531 Esas, 2019/1501 Karar sayılı kararı ile karar bozulmuş, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına direnilmiş ve bu kararın da davalı erkek vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.10.2022 tarihli ve 2020/2-28 Esas 2022/1392 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararının yerinde olduğuna karar verilerek bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı eşin on dört yaşında olan G. H. isimli kişi ile birlikte … ilinin … ilçesine kaçtıklarını, davalı hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan dolayı Anamur Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/2377 soruşturma sayılı dosyasıyla soruşturma başlatıldığını, davalının kaçtığı kişinin müvekkilinin amcasının kızı olduğunu ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkil için aylık 500,00 TL, ortak çocuk için ise aylık 300,00 TL olmak üzere toplam 800,00 TL tedbir nafakasına, bu nafakaların boşandıktan sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamı ile 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacının amcasının kızı olan G. H. ile duygusal yakınlaşmasından dolayı sıkıntılı süreçler yaşadığını, duygusal bir boşluk yaşadığı sırada kendisine mesaj atmak sureti ile ilgisini cezbeden G. H. ile ile yakınlaştığını, bu hatasının sonucunda tutuklandığını ve yuvasının dağıldığını, Silifke Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan davanın sonucunun beklenmesini talep ettiklerini, müvekkilinden talep edilen tazminat tutarlarının yüksek olduğunu, müvekkilinin tutuklu olmasından dolayı nafaka taleplerini de karşılama gücünün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2017 tarihli ve 2014/733 Esas, 2017/12 Karar sayılı kararıyla; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve davacı eş ile birlikte yaşamaktan kaçındığı için tam kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için 100,00 TL tedbir-iştirak nafakası, davacı kadın yararına da 200,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2017 tarihli ve 2017/763 Esas, 2017/916 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin cinsel istismar ve hürriyeti tahdit suçlarından dolayı mahkûmiyetine karar verildiği ve hükmen tutuklu olduğu, davacı kadının ev hanımı olup boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, ancak davalı erkeğin düzenli bir gelirinin ve malvarlığının bulunmadığı, tutukluluk veya hükümlülük hâlinin ne zaman sona ereceğinin bilinmediği, cezaevinde tutuklu veya hükümlü olmanın nafaka yükümlüğünü ortadan kaldırmayacağı, davalının cezaevinde bulunduğu sürede nafaka yükümlülüğü altına sokulmasının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu`nun (2004 sayılı Kanun) 344 üncü maddesi gereğince hapsen tazyik müeyyidesi ile karşı karşıya bırakacağı, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi hâlinde ise 4721 sayılı Kanun`un 178 inci maddesi uyarınca yoksulluk nafakası talep etme hakkının zamanaşımına uğrayacağı, bu durumda davalının boşanma hükmünün kesinleşmesinden bir yıl bir gün sonra tahliye edilmiş olması hâlinde yoksulluk nafakası yükümlülüğünden kurtulacağı gerekçesiyle davalının nafakalara yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının dördüncü ve beşinci maddeleri kaldırılarak yerine ortak çocuk için 100,00 TL iştirak, davacı kadın için 200,00 TL yoksulluk nafakasının davalının cezaevinden tahliye tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairemizin 20.02.2019 tarihli ve 2017/6531 Esas, 2019/1501 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin halen Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/128 Esas sayılı dosyası üzerinden mahkum olduğu 16 yıl 8 ay ve 2 yıl 6 ay hapis cezalarından dolayı ceza infaz kurumunda hüküm özlü olarak bulunduğu, her ne kadar erkeğin cezaevinde tutuklu veya hükümlü olmasının, yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez ise de dosya kapsamından yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalı erkeğin herhangi bir geliri ve malvarlığının olmadığının anlaşıldığı, kendi yoksul olan kişinin nafaka ile yükümlü tutulamayacağı, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün doğru olmadığı gerekçesi ile kararın bozulmasına, diğer temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin onanmasına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek sureti ile önceki kararda direnilmesine, boşanma ile yoksulluğa düşecek davacı kadın yararına 200,00 TL yoksulluk nafakasının davalı erkeğin cezaevinden tahliye tarihinden geçerli olmak üzere davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, davalı erkeğin cezaevine girmeden önce günü birlik kazançla yaşamını sürdüren, mal varlığı olmayan, yoksul biri olduğunu, hükmedilen nafakanın tahsilinin davalı erkeğin cezaevinden çıkışına ertelenmiş olmasının kararı belirsiz kıldığını, cezaevinden çıktığında da hemen iş bulabilmesinin belli olmadığını, kararın infazının mümkün olmadığını ayrıca kararda kesinleşen hususların neler olduğunun da belirtilmediğini iddia ederek direnme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Hukuk Genel Kurulu Kararı

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.10.2022 tarihli ve 2020/2-28 Esas 2022/1392 Karar sayılı ilâmı ile, davalı erkeğin çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından dolayı cezalandırılmasına karar verildiği, davalı erkeğin tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, davacı kadın ev hanımı olup hiçbir gelirinin ve malvarlığının bulunmadığı, ceza evinde hükümlü veya tutuklu olmanın yoksulluk nafakası ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun`un 175 inci maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası isteme koşullarının oluştuğu ve yoksulluk nafakasına davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihten itibaren hükmedilmesinin de hakkaniyete uygun olacağı gerekçesinin yerinde olduğu gerekçesi ile direnme kararı yerinde bulunarak bozma nedeni dikkate alındığında yoksulluk nafakasının miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

D. Gerekçe

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 371 inci maddesi ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükümleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ile 175 inci maddesi.

Değerlendirme

Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

KAYNAK:CORPUS
FOTOĞRAF:GDPRbuzz
Bu Yazıyı Paylaşın