YARGITAY
ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ
Esas | : 2020/4207 |
Karar | : 2021/6235 |
Tarih | : 15.11.2021 |
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
VEKİLİ : AV. …
VEKİLİ : AV. …
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27.01.2020 tarih ve 2019-573/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan kur farkı alacağı için düzenlenen faturaların davalı tarafa noter kanalıyla bildirildiğini, ödeme yapılmayınca davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın haksız olduğunu, davacının düzenlemiş olduğu kur farkı faturasına itiraz edildiğini ve faturanın iade edildiğini, davacı tarafından sunulan sipariş formlarındaki imzaların davalı şirket yetkilisine ait olmadığını, davacı ile aralarında kur farkına dair yazılı bir sözleşme bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, kur farkı alacağının istenebilmesi için borcun yabancı para cinsinden ödeneceği ve kur farkı yansıtılacağı hususunda taraflar arasında yazılı bir sözleşme veya uygulama bulunması gerektiği, davalı tarafın alacağın yabancı para ile ödeneceği veya kur farkı yansıtılacağını kabul etmediği, davacı tarafça dayanak olarak ileri sürülen sipariş formlarının asıllarının sunulmadığı, fotokopi olarak sunulan sipariş formları altındaki imzaların davalı şirket yetkilisi tarafından kabul edilmediği, sunulan sipariş formlarının fotokopi olması nedeni ile mahkemece imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporunun da aldırılamadığı, davacı tarafça davalıya gönderilen ihtarnamelerin kabul edilmeyerek iade edildiği, alacağın yabancı para cinsinden ödeneceği ve kur farkı yansıtılacağı hususunun davacı tarafça ispatlanması gerektiği ancak bu hususun usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı, ayrıca dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığından yemin delilinin hatırlatılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 15/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.