Asıl Alacağa İhtar Tarihinden İtibaren Yasal Faiz Yürütülmesi Gerekir

T.C.
YARGITAY
Yirmiüçüncü Hukuk Dairesi

Esas No : 2016/2409
Karar No : 2017/448
Tarih : 16.02.2017
KAVRAM:
  • KOOPERATİF AİDAT ALACAĞININ TAHSİLİ İSTEMİ
  • ASIL ALACAĞA İHTAR TARİHİNDEN İTİBAREN YASAL FAİZ YÜRÜTÜLDÜĞÜ
  • BİLİRKİŞİ RAPORUNDA ASIL ALACAĞA İHTAR TARİHİNDEN İTİBAREN YASAL FAİZ YÜRÜTÜLMESİ GEREĞİ

 

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR :

Asıl davada davacı vekili, müvekkili kooperatif tarafından, 11.000,00 TL aidat, 11.000,00 TL işlemiş faiz ve 80,00 TL noter ihtarı masrafı olmak üzere toplam 22.080,00 TL’nin tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin 11.000,00 TL asıl alacak, 10.000,00 TL işlemiş faiz ve 80,00 TL ihtar masrafı üzerinden devamını ve %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.

Asıl davada davalı vekili, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, kooperatif üyelerinden … isimli kişiden tapuda bu kişi adına kayıtlı olan daireyi satın aldığını, daireyi satın aldıktan sonra tüm ince işlerini kendisinin yaptırdığını, davacı kooperatifçe takibe konu alacağın çevre düzenlemesi için talep edildiği bildirilmiş ise de, bu işin site yönetimi tarafından yapıldığını ve bu sebeple müvekkilinin site yönetimine ödeme yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Birleşen davada davacı vekili, müvekkili kooperatif tarafından, 5.000,00 TL aidat, 5.000,00 TL işlemiş faiz ve 80,00 TL noter ihtarı masrafı olmak üzere 10.080,00 TL tutarındaki alacağının tahsili amacıyla aleyhinde başlatılan icra takibine karşı davalının haksız olarak itirazda bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin 5.000,00 TL asıl alacak, 4.500,00 TL işlemiş faiz ve 80,00 TL ihtar masrafı üzerinden devamını ve %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.

Birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, kooperatif üyelerinden … isimli kişiden tapuda bu kişi adına kayıtlı olan daireyi satın aldığını, daireyi satın aldıktan sonra tüm ince işlerini kendisinin yaptırdığını, davacı kooperatifçe takibe konu alacağın çevre düzenlemesi için talep edildiği bildirilmiş ise de, bu işin site yönetimi tarafından yapıldığını ve bu sebeple müvekkilinin site yönetimine ödeme yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; asıl davada; davalı …’nun kooperatif üyesi …’dan daire satın aldığı ve kooperatif yönetim kurulunca üyeliğe kabul edildiği, üye kayıt defterine kaydının yapıldığı, genel kurul toplantılarına çağrıldığı, genel kurulda alınan karar uyarınca ödeme yapması için davalıya ihtar gönderildiği, davalının bu işlemlere ve esas olarak gönderilen ihtara karşı itirazda bulunmadığı, bu haliyle kooperatife üye olduğunun kabulü gerektiği, icra takibinde ödemesi gereken borç miktarının 11.946,25 TL olduğu, birleşen davada; davalı …’ın, kooperatif üyeliğini şartlı olarak 19.03.2010 tarihinde devraldığı, davalının aynı tarihte dilekçeyle kooperatife başvuruda bulunarak, üyeliği devraldığını bildirdiği ve üye kaydının yapılmasını talep ettiği, kooperatif genel kurullarına çağrıldığı, bu itibarla davacı kooperaitife üye olan davalının icra takibinde ödemesi gereken borç miktarının 5.473,75 TL olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüyle itirazın kısmen iptaline, takibin 11.946,25 TL üzerinden devamına, birleşen davanın kısmen kabulüyle itirazın kısmen iptaline, takibin 5.473,75 TL üzerinden devamına, asıl ve birleşen davalarda icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararı, asıl davada davalı vekili temyiz etmiştir.

1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-) Asıl dava kooperatif aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı kooperatifçe, takip talepnamesinde, genel kurul kararları dayanak gösterilerek asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık % 10 gecikme faizi uygulanması talep edilmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 11.000,00 TL asıl alacağa ihtar tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek, takip tarihine kadar olan işlemiş faiz tutarı 866,25 TL ve ayrıca 80,00 TL noter ihtar masrafı birlikte, davacı kooperatifin takip tarihi itibariyle toplam alacağının 11.946,25 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, takibin 11.946,25 TL üzerinden devamına dair verilen karar, takip tarihinden sonraki dönem için aylık %10 faiz uygulanmasına neden olacağından TBK’nın 120/2. maddesi hükmüne aykırı olduğu gibi, işlemiş faiz tutarına yeniden faiz işletilmesi sonucunu doğuracağından TBK’nın 117. maddesi hükmüne de aykırıdır.

Ne var ki, hüküm fıkrasında yapılan yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ :

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulüyle “HÜKÜM” fıkrasının 1/a bendinde yer alan “takibin toplam 11.946,25 TL üzerinden devamına” ibaresi çıkarılarak, yerine ”takibin 11.080,00 TL tutarındaki asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına” ibaresi yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.02.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Davacı kooperatif, 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/6343 esas sayılı dosyasından davalı … aleyhine “üyelikten kaynaklanan alacak” olarak 11.000,00 TL asıl alacak, 11.000,00 TL işlemiş faiz ve 80 TL ihtar masrafı olarak toplam 22.080 TL ilamsız genel takip başlatmıştır. Davalı/borçlunun itirazı ile takibin durdurulması üzerine; davacı, 25.11.2011 tarihinde itirazın iptali davası açmıştır. Yapılan yargılama neticesinde, “… 11.946,25 TL lik kısmı üzerinden takibin devamına fazlaya dair talebin reddine” karar verilmiştir.Davacının temyizi üzerine, Sayın çoğunluk “ takibin 11.080,00 TL üzerinden asıl alacağa yasal faiz yürütülerek takibin devamına” şeklinde yerel mahkeme kararı düzeltilerek onanmıştır.

Davalı, takibe itirazında, yargılama aşamasında ve temyizinde ısrarla kendisinin kooperatif üyesi olmadığını, D blok 10 numaralı daireyi kaba inşaatı bitmiş şekilde 29.5.2009 tarihinde …dan peşin olarak satın aldığını, ince işlerinin tamamını kendisinin yaptırdığını, …’dan sadece 10 numaralı bağımsız bölümün mülkiyetini satın aldığını üyeliğini devralmadığını, bu sebeple kendisinden üyeliğe bağlı aidat talep edilemeyeceğini beyan etmiştir.

Davacı kooperatif ödeme emrinde alacağın hangi döneme ait olduğunu ve niteliğini açıklamamıştır.Yargılama aşamasında alacağın 9.400,00 TL kısmının 2009 yılı genel kurulunda kararlaştırılan aidat alacağı 1.600,00 TL nin ise, 2010 yılı aidatı olduğu bilirkişi raporunda belirtilmiştir.

Davacı tarafın, davalı …’nun üyelik için başvuru dilekçesi olarak sunduğu belge altındaki imzaya, vaki itiraz üzerine Adli Tıp Kurumundan alının 02.08.2012 tarihli raporda “imzanın … eli ürünü olmadığı” belirtilmiştir. Dosyada alınan bilirkişi heyeti raporlarında da … üyelik için hiçbir başvurusu olmadığı, hiçbir genel kurula katılmadığı ve hiçbir ödemesinin bulunmadığı belirtilmiştir. Davacı, kooperatif üyesi olmadığını ancak çevre düzenlemesi ile ilgili yapılan harcamalara karşılık site yönetimine ödemede bulunduğunu çevre düzenlemesi dışında bir hizmet almadığını beyan etmiştir.

Kooperatifler Kanunu’nun 8. maddesinde, “Ortak olmak isteyen gerçek kişiler, kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar. Kooperatif, ortaklarına kendi varlığı dışında şahsi bir sorumluluk veya ek ödemeler yüklüyor ise ortak olmak isteği, bu yükümlerin yazılı olarak kabul edilmesi halinde değer taşır.” Hükmünde de belirtildiği gibi üyelik için “yazılı başvurunun” şart olduğu, özellikle somut olayda olduğu gibi ek ödemeler söz konusu ise ek yükümlülükler ayrıca yazılı olarak belirtilmek suretiyle yazılı başvuru yapılmasının zorunlu olduğu açıktır. Anılan açık Kanun hükmü karşısında; davalının, üyelik bağı olmayan kooperatifin ödeme ihtarına cevap vermemesi veya genel kurul listesine adının yazılı olması “zımni üye” olduğunun kabul edilmesi için yeterli değildir.

Bu durumda kooperatif üyesi olmayan davalıdan büyük çoğunluğu bağımsız bölümü almadan önceki döneme ait olan üyelik aidatının tahsiline dair itirazın iptali davasının reddi gerekir. Davalı, site yönetiminden aldığı çevre düzenlemesi giderlerini ödediğini ve ödemeye hazır olduğunu beyan ettiğine göre, kooperatifin kendisine sunduğu bir hizmetten de söz edilemez. Hal böyleyken üye olmadığı kesin ve açık olan davalıdan, taşınmazı satın almadan önceki döneme ait 9.400,00 TL, taşınmazı satın aldıktan sonraki döneme ait 1.600,00 TL ve ihtar gideri 80,00 TL olmak üzere 11.080,00 TL üyelik aidat borcunun tahsil edilmesine dair Sayın çoğunluğun kararına muhalifim.

Bu Yazıyı Paylaşın