2 Nolu KDV Beyannamesinin Geç Verilmesi Vergi Ziyaına Neden Olmaz

T.C.
DANIŞTAY
DÖRDÜNCÜ DAİRE
 
Esas : 2016/20965
Karar : 2021/383
Tarih : 20.01.2021

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Ticaret Anonim Şirketi

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına tarh edilen 2012/5. dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı şirketin tevkifat listeleri ile 2 no’lu KDV beyannameleri arasında uyumsuzluk olduğu, mükellefe tevkifatlı mal teslim eden mükelleflerin düzenledikleri fatura tarihleri dikkate alındığında faturanın düzenlendiği tarihe göre beyan edilmesi gereken dönemde değil de daha sonra beyan edilmesi nedeniyle ilgili dönemlerde eksik beyan edilen miktarlara ilişkin olarak dava konusu tarhiyatın yapıldığı, davacı tarafından ilgili dönemlerde, tevkifatlı alışlarına ilişkin olarak tevkif ettiği vergilerin bir kısmını o aya ilişkin beyanname yerine takip eden aylara ilişkin beyannameler ile beyan edilmiş ise de, 2 no’lu KDV beyannameleri ile beyan edilen vergiler 1 no’lu KDV beyannamelerinde indirim konusu yapıldığından ve davacının ilgili dönemlerde 1 no’lu KDV beyannamelerinde ödenecek KDV bulunduğundan, tevkif edilen vergilerin 2. Nolu KDV beyannamesiyle sorumlu sıfatıyla ödendikten sonra ödenen söz konusu vergilerin aynı döneme ilişkin KDV beyannamesinde indirim konusu yapılması nedeniyle ortada herhangi bir hazine zararı bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu katma değer vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı hakkında düzenlenen tutanak ile fatura döneminde KDV tevkifatını beyan etmeyerek vergi ziyaına sebebiyet verdiğinin tespit edildiği, davacının da vergisini beyan etmesi gereken dönemde değil daha sonraki dönemde tahakkuk ettirdiğini kabul ettiği, dava konusu olayda her ne kadar hazine zararı olmasa da bir vergi ziyaı ve gecikme faizi olduğu, ihtilafa neden olan olayın verginin zamanından sonra tahakkuk ettirilmesi olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, benzer konuda şirketleri lehine sonuçlanmış davalar olduğu, faturaların geç ulaşmasının şirketlerinin kontrol ve takibinde olan bir durum olmadığı, herhangi bir hazine zararı bulunmadığı, mükerrer vergilendirme yapıldığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. Temyiz isteminin reddine,

2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,

5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.01.2021 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Vergi Sorumlusu” başlıklı 9. maddesinin 1. bendinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği, 41. maddesinde ise, mükelleflerin ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanların Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takibeden ayın yirmidördüncü günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlü olduğu düzenlemelerine yer verilmiş, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 341. maddesinde, “vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının 2012/5. döneminde … Dan. Hiz. Ltd. Şti.’den hizmet alımı yaptığı, alınan hizmete ilişkin 21/05/2012 tarihli faturayı, Haziran ayı kayıtlarına aldığı ve Haziran ayı 2 nolu KDV Beyannamesi ile beyan ettiğinin tespit edilmesi üzerine dava konusu vergi ziyaı cezalı tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nda kesintilerin vergilendirme dönemini takip eden 24. günü akşamına kadar vergi dairesine verilmesi gerektiği düzenlenmekte olup, hizmet alımlarına ilişkin tevkif edilen tutarın, tevkifatı yapan kuruluş tarafından aynı dönemde 2 nolu Katma Değer Vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Aksi halde Katma Değer Vergisi ve dolayısıyla gelir vergisi ve geçici vergi haksız olarak ertelenmiş, dönemsellik ilkesi ve muhasebe düzenine uyulmamış olunacaktır.

Bu durumda, dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin usul ve yasaya uygun olduğu, Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.

KAYNAK:CORPUS
FOTOĞRAF:Reddedildim.com
Bu Yazıyı Paylaşın