Önceki araştırmalar, narsist olarak tanımlanan kişilerin komplo teorilerine çekilme ve bunlara inanma olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Yeni bir çalışma, daha önceki çalışmaların analizine dayanarak bu duruma 4 olası neden sunuyor: paranoya duyguları, neyin doğru ya da yanlış olduğu konusundaki iddialara ilişkin saflık, baskın olma ihtiyacı ve benzersiz olma ihtiyacı. Narsistler ve komplo teorileri arasındaki bu bağlantıyı kurmada hepsi rol oynayabilir.
Araştırmacılar, bu psikolojik süreçlerin her birinin narsisizmi oluşturan farklı bileşenlerle bağlantılı olduğunu öne sürüyorlar.
Bu bileşenler, etken dışa dönüklük (çekicilik ve hayal kurma yoluyla egoyu güçlendirmeye ve hayranlık kazanmaya çalışmak), antagonizma (kibirli, sömürücü ve hak sahibi olmak) ve nevrotikliği (düşük özgüven ve utanç yaşamak) içerir.
Araştırmacılar, yayınlanan makalelerinde, “Narsizmin bu bileşenlerinin her birinin, insanları farklı psikolojik süreçler nedeniyle komplo teorilerini desteklemeye yatkın hale getirebileceğini düşünüyoruz” diyor.
İlk olarak, narsistlerin diğer insanların onları elde etmeye çalıştığına ve kasıtlı olarak zararlı olmaya çalıştığına inanma eğilimi olan paranoya var. Bu, bazı komplo teorilerine inanmalarını kolaylaştırır.
İkincisi, hâkimiyet ve kontrol ihtiyacıdır. Narsistlerdeki bu ihtiyaç, yanlış giden bir şey için farklı bir grubu günah keçisi olarak kullanarak suçu değiştirmenin bir yolu olarak komplo teorilerini çekici hale getirebilir.
Üçüncü süreç, benzersizliğe yönelik narsisist ihtiyaç, komplo teorileriyle ilişkilendirilebilir, çünkü bu teoriler, herkese açık olmayan ayrıcalıklı veya gizli bilgilere erişim vaat eder ve onlara inananları daha özel kılar.
Son olarak, saflık vardır, temkinli olmak, birini güvenilmez ve manipülatif bilgilere karşı daha duyarlı hale getirir ve narsist insanların daha saf olma eğilimiyle ve bilişsel yansımaya daha az meyilli olmaları ile bağlantılıdır.
Araştırmacılar ayrıca bu sonuçların nasıl kullanılabileceği hakkında konuşuyorlar. Narsisizm, politikacılarda genel nüfusa göre daha yüksek olma eğilimindedir; bu, hükümettekilerin komplo teorilerine daha duyarlı olma tehlikesi olduğu anlamına gelir.
Narsistler, kendilerini siyaset için nitelikli görme ve göreve aday olmayı düşünme eğilimindedir.
Araştırmacılar ayrıca, analiz ettikleri psikolojik süreçlerin kolektif narsisizme de uygulanabileceğini öne sürüyorlar – örneğin, belirli bir grup insanın özel ve benzersiz olduklarına inanma ihtiyacı.
Gelecekteki çalışmalar için seçenekler arasında, narsistlerin komplo teorilerini (örneğin sosyal medyada) nasıl paylaştığına ve desteklediğine ve bu bulguların komplo teorileri dışındaki diğer sahte veya kasıtlı olarak sansasyonel bilgilerle nasıl ilişkili olabileceğine bakmak yer alıyor.
Araştırmacılar, “Narsistlerin onaylanma ve tanınma arzusunun yalnızca inançları için değil, aynı zamanda davranışları için de etkileri olabilir” diye yazıyor.