Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) üç çalışma grubuna ayrılan 6’ncı Değerlendirme Raporu’nun son bölümü yayımlandı. Hükümetlerin ve insanların iklim krizinin en kötü etkilerini nasıl engelleyebileceğine odaklanan İklim Değişikliğinin Azaltılması başlıklı rapor, dün 195 üye ülke tarafından onaylandı.
BBC Türkçe’nin haberine göre, raporun bulguları, iklim krizinin en kötü etkilerinden kaçınmamız için küresel sera gazı emisyonlarının önümüzdeki üç yıl içinde zirveye ulaşması ve sonrasında hızlı bir düşüşe geçmesi gerektiğine işaret ediyor. Rapor, böyle bir noktaya ulaşmamız durumunda bile 2050 yılına kadar atmosferden karbon çekebilecek teknolojiye ihtiyacımız olacağını söylüyor.
‘YÜZYILIN SONUNDA DÜNYA YAKLAŞIK 3,2 DERECE ISINACAK’
Bilim insanları ve hükümet yetkililerinin dikkatle incelediği ve dünyanın çok tehlikeli bir geleceği önlemesine kılavuzluk edecek rapor, tüm hükümetlerin karbondioksit salımlarını kesmek için tasarlamış olduğu planları yürürlüğe koyması durumunda bile dünyanın bu yüzyılın sonuna kadar yaklaşık 3,2 derece ısınacağını ortaya koyuyor.
Dün düzenlenen basın toplantısında konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Bazı hükümetler ve büyük şirketlerin söyledikleriyle yaptıkları arasında büyük farklılıklar var. Açıkça söylemek gerekirse yalan söylüyorlar ve bunun sonuçları korkunç olacak” diye konuştu.
İKLİM KRİZİNİN DAHA DA KÖTÜLEŞMEMESİ İÇİN ARTIK KRİTİK NOKTADAYIZ
Araştırmacılar, hava sıcaklıklarının bu seviyelere yükselmesinin dünyada “benzeri görülmemiş sıcak hava dalgaları, korkunç fırtınalar ve yaygın su kıtlıklarına” neden olacağını, bu tür aşırı hava olayları ve felaketlerden uzak durmamız için sıcaklık artışını 1,5 derecede sınırlandırmamız gerektiğini ifade ediyor.
IPCC raporu, bunun ancak küresel enerji üretimimizi, endüstrilerimizi, ulaşım yöntemlerimizi, tüketim alışkanlıklarımızı ve doğa ile ilişkimizi tamamen değiştirdiğimiz takdirde mümkün olduğunu söylüyor. Rapora göre eşik olarak belirlenen bu seviye ile sınırlı kalmamız için yaşamımızı sağlamak üzere ürettiğimiz ve tükettiğimiz her şeyden ortaya çıkan karbon salımlarının 2025 yılına kadar zirveye ulaşması, ardından hızla düşüşe geçmesi ve dünyanın 2050 yılına kadar net sıfır hedefine ulaşması çok önemli. Başka bir deyişle, 1,5 dereceyle sınırlı kalmamız için son 10 yılda neden olduğumuz karbondioksit salımından fazlasını bir daha hiç üretmemeliyiz.
BBC’ye konuşan IPCC raporunun baş yazarı ve Eindhoven Teknik Üniversitesi’nde Sosyo-Teknik İnovasyon ve İklim Değişikliği profesörü Heleen De Coninck, “Rapor, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlı tutmamız için artık kritik noktada olduğumuzu gösteriyor” diyor ve devam ediyor: “Sera gazı emisyonlarımızın 2025 yılına kadar pik seviyeye ulaşması ve ardından hızla azalması gerekiyor. 2050’den hemen sonra ise atmosferden karbondioksit yakalamamız gerekecek.”
Kısa vadede enerji üretim yöntemlerimiz bu süreçte çok önemli olacak. Şanslıyız ki dünyada güneş enerjisi panelleri ve rüzgar türbinleri fiyatlarında son 10 yıl içinde neredeyse yüzde 85 oranında düşüş oldu.
Çevre örgütü Greenpeace’ten Kaisa Kosonen, “Dünyada hem savaşları hem de iklim krizini sürdüren fosil yakıt endüstrisinin sonu geldi. Artık yeni fosil yakıt yatırımlarının yapılmaması, var olan kömür ve doğalgaz santrallerinin de hızla kapatılması gerekiyor” diyor.
İNSAN ALIŞKANLIKLARI DA DEĞİŞMELİ
Öte yandan IPCC raporu, insanların yaşam ve gıda tüketim alışkanlıklarının da değişmesi gerektiğini öne sürüyor.
IPCC Eş Başkanı Priyadarshi Shukla, “Alışkanlıklarımızı ve davranışlarımızı değiştirmemize yardımcı olacak doğru strateji, altyapı ve teknoloji ile 2050 yılına kadar sera gazı salımlarında yüzde 40 ila 70 arasında azalma elde etmemiz mümkün. Yaşam alışkanlıklarımızdaki bu değişikliklerin aynı zamanda bizim için daha sağlıklı olduğu da kanıtlandı” diye anlatıyor.
Bunun için hükümetlerin insanları yürümeye, sağlıklı beslenmeye, daha az et tüketmeye teşvik etmesi gerekiyor, elektrikli araçlar için gerekli altyapıyı sağlaması gerekiyor.
Ancak rapor, küresel ısınmayı 1,5 derece eşiğinin altında tutmamız için yalnızca ağaç dikiminin yeterli olmayacağını söylüyor, karbondioksidin yeni teknolojiler aracılığıyla atmosferden doğrudan yakalanması ve çekilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ancak bu teknolojiler şimdilik çok masraflı ve IPCC üyelerinin bazıları böyle bir yaklaşımın işe yarayacağından şüpheli.
UCL Üniversitesi’nde profesör olan Arthur Petersen, “Bu rapor hayallerle dolu. Özellikle atmosferden hızlıca ve büyük miktarda karbonun çekilmesi düşüncesi çok endişe verici” diyor ve ekliyor: “Bu raporda çok fazla boş hayal var.”