T.C. |
||
Esas No | : 2014/24404 | |
Karar No | : 2015/10011 | |
Tarih | : 12.05.2015 |
İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Taraflar arasındaki “boşanma” ve “karşı boşanma” davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği düşünüldü:
KARAR :
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı ( nın ) temyiz itirazları yersizdir.
2-) Davacı-karşı davalı ( nın ) temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-) Mahkemece; “… kadının evlilik öncesi bir başkasıyla yaşadığı ilişkiyi eşine söylemediği, böylece güven sarsıcı davranışta bulunduğu, davalının da. 9,5 ay karı koca hayatı yaşayıp, bu kadar zamandan sonra bunu sebep göstererek boşanma davası açmakla 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı davrandığı…” gerekçesiyle boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu bulunarak, her iki davanın da kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacının, annesinin eşine yönelik hakaretlerine, aşağılamalarına ve baskısına kayıtsız kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar 28.5.2013 tarihinde evlenmiş olup, davalı-karşı davacı tanıkları, düğünün ertesi günü kadının kayın valide tarafından doktora götürüldüğünü ve bakire çıkmadığını buna rağmen evliliğin dokuz ay kadar daha devam ettiğini beyan etmişlerse de, dosya arasında bulunan kadına ait 3.4.2014 tarihli raporda kadının kızlık zarının elastik olduğu ve halen duhule müsait olduğu rapor edilmiştir. Kadına kusur olarak yüklenen evlilik öncesi başkasıyla cinsel münasebete dair dosyada her hangi bir delil ve bu yönde bir beyan bulunmamaktadır. Taraf tanıkları kadının 6-7 yaşlarında iken akrabası olan bir erkek çocuk tarafından elle taciz edildiğini kendilerine anlattığını, bu olaydan sonra tarafların fiilen ayrıldıklarını ifade etmiş olup, bu husus kadına kusur olarak yüklenemez. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı tamamen kusurlu olup, davasının reddine karar vermek gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı gerekçeyle davasının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
b-) Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı tamamen kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylar davacı-karşı davalının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olup, manevi tazminatı gerektirir. Öyleyse boşanmada kusuru bulunmayan kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata ( T.M.K. m. 174/2 ) hükmedilmesi gerekirken, bu isteğin reddi doğru bulunmamıştır.
c-) Ziynetlere dair talebin tefrikine karar verildiğine göre, bununla ilgili bilirkişi ücreti olarak yatırılan giderin, tefrik edilen davada nazara alınacağı gözetilmeden bu davada hüküm altına alınması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ :
Temyiz edilen hükmün yukarda ( 2. ) maddenin ( a ), ( b ) ve ( c ) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden İ.’e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatıran D.’e iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, 12.05.2015 tarihinde karar verildi.