Hayaller 2023;
2 trilyon $ milli gelir hedefimiz vardı.
Kişi başına 25 bin $ gelirimiz olacaktı.
Yılda 500 milyar dolar da ihracat yapacaktık.
Bu vaatleri verdiğimiz tarih 2011. O tarihte ülke gelirimiz 775 milyar dolardı. 2011 yılında 775 milyar dolar olan GSYH’yı 2015 yılında 167 milyar dolar daha revizyonla artırdık ama bugün GSYH’mız 702 milyar dolar.
Bu 702 milyar dolar Berat Albayrak henüz affını istemeden 20 gün önce yapmış olduğu 2020 yılı gelir tahminidir. YEP, yani 3 yıllık orta vadeli programda 2020 yılı ülke gelirimiz 702 milyar dolar tahmin edildi.
İşte o YEP tahmininde 2023 için gelir hedefi ise 875 milyar dolar. Tabii o da tutarsa…
***
Bakınız 2023 ekonomik hedeflerinin tamamen bir çöp olduğunu herkes biliyor. 5 yıllık kalkınma programlarında bile 2023 ekonomik hedeflerinin tutmayacağı ilan edilmişti.
2 yıl önce açıklanan son kalkınma planında 2023 için 1 trilyon 80 milyar lira hedefi konulmuş. Kişi başına gelir 12.484 dolar ve ihracat hedefi de 226,6 milyar dolar denilmiş.
Aradan 2 yıl geçmiş ve bu sefer 3 yıllık orta vadeli programda bu hedeflerin de tutmayacağı ve gelirin 875 milyar dolar olacağı amaçlanmış.
Yani devletin ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin bütün resmi yazılarında 2023 hedeflerinin artık bir çöp olduğu ilan edilmiş.
Ama bir de bakıyorsunuz meydanlarda, törenlerde hala 2023 hedefleri satılıyor. Rakamlar artık söylenmiyor ama hala 2023 hedeflerimiz söylenmeye devam ediliyor.
Ama kimse de çıkıp “O hedefler çöp oldu, kötü yönetim ülkeyi 1998’den fakir hale getirdi” demiyor.
***
Ülkelerin gelir düzeyleri asında emsallere göre de değerlendirilir. Diğer ülkeler ne yaptı, biz ne yaptık gibi…
Burada 24 sıra birden kaybettik. Yani 24 ülke kişi başına gelirde bizim gerimizden geldi ve bizi geçti. Ayrıca bizim altımızda veya üstümüzde olsa bile büyüme farkı da çok önemli. Mesela 2002’de Şili 4.446$ olan gelirini 2019 yılında 14.896$ seviyesine yükseltmiş. Letonya 4.132$ gelirini 17.829$ seviyesine çıkartmış.
Bir de ülke büyüklükleri sıralaması var. Türkiye iyi dönemlerinde Dünya sıralamasında 16. sıraya kadar yükseliyor. Kötü dönemlerinde ise 20. sıraya kadar geriliyor.
Biz şimdi 19. sıradayız ama 20. sıraya düşmemize çok az kaldı. Burada unutmayalım ki, biz GSYH verimizi iki kez revize ederek havadan 268 milyar dolar artırdık. İşte bu farkı düşersek biz şimdi 25. sıraya doğru gitmiş oluyoruz.
***
İşin belki de en önemli tarafı şimdi yazacaklarım olmalı.
Peki, bizim potansiyelimiz neydi ve ne yaptık?
İşte en acı tarafı da burası.
Türkiye aslında demokratikleşme, AB süreci ve pozitif yönetimle neler yapabileceğini 2002-2008 arasında gösterdi. Hatta o dönem uygulanan “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” bir krizi bitirme programıydı.
Krizi bitirdik ve yeni bir atılım dönemine başlıyorduk ama bir türlü gerçekleştiremedik. Ülkemizin potansiyeli oldukça yüksek olmasına rağmen yönetim zafiyeti yüzünden oldukça gerilere düştük.
Türkiye tarihi demografik fırsat eşiğinde olan bir ülkedir. Bu hem bir fırsattır hem de iyi kullanılması gereken dönemdir.
Çalışabilir nüfus oranımız yüzde 68 gibi muazzam seviyededir ama işte bu fırsatta bitiyor.
Birçok ülke bu demografik fırsat eşiğinde sınıf atlamıştır. Genç ve dinamik ülkeler tarihi fırsatları iyi değerlendirdiğinde, ilerleyen yıllarda yaşlandıkça o zenginlik zemininde yaşayabiliyorlar.
Ama sanki gizli bir el Türkiye’ye bu tarihi fırsat eşiğini kaybettirdi. Ya da kullandırtmadı.
Bakın 80’lerde yüzde 25’lere ulaşan kamu yatırım oranı ve şehirleşme ile fırsat eşiğinin zeminini hazırlamıştık. 90’larda tam fırsat eşiğine girecekken erken emeklilik ile bu kapıyı açtırmadık.
Ve son 20 yıl… Adeta fırsat eşiğinde en kötü yönetimle Türkiye’nin geleceğini bitirdik.
Sizce bu gizli el nedir?
Kim Türkiye’nin tarihi fırsatını heba etti? Kim geleceğimizi fakirliğe mahkum etti?
Kaçırdığımız fırsat tarihidir ve bir daha kaç kuşak sonra gelir kimse bilmiyor. Ama olsun siz 2023 hedeflerini beklemeye devam edin.
Hepimize geçmiş olsun.