Affedilen ve Hoşgörüyle Karşılanmış Olan Olaylardan Dolayı Eşe Kusur Atfedilemez

T.C.
YARGITAY
İkinci Hukuk Dairesi

Esas No : 2016/8667
Karar No : 2016/11804
Tarih : 16.06.2016

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm dahili davacılardan …, …, … ve … tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 15.3.2016 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :

1-) Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, dahili davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-)Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında mahkemece, ilk hükümde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacının mirasçıları tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.4.2012 tarih, 2011/14343 esas ve 2012/10727 karar sayılı kararı ile “davacının 5.7.2010 tarihinde karar kesinleşmeden öldüğü, davacının mirasçılarının davalının kusurunun tespiti yönünden davaya devam edeceklerini bildirdiklerinden, mahkemece yargılamaya devamla davacının ölümü sebebiyle boşanma davası konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ve Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi uyarınca davalının kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti yönünden karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir” şeklinde hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilanıma uyulmuş, boşanma, manevi tazminat ile taşınmaza yönelik tescil talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının, davacıların murisinden az kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm, davacıların bir kısım mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davalı kadının, birlikte yaşama ve birbirlerine yardımcı olma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek eşinin, çocukları tarafından müşterek evden alınıp götürülmesini istediği.sürekli eşinden para istediği, davacı erkeğin de maddi durumu iyi olmasına karşın evlilik birliğinin son dönemlerinde malvarlığını azalttığı, tarafların müşterek kullandıkları evi sattığı gerekçesiyle davalının davacıların murisinden az kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı kadının birlikte yaşamaktan kaçındığı, eşinden sürekli maddi taleplerde bulunduğu, davacı erkeğin ise dava tarihinden önce malvarlığını azalttığı anlaşılmakta ise de; davalı kadın tarafından boşanma dava tarihinden sonra eşinin müşterek konuta dönmesi için Aile Mahkemesinden 27.10.2008 tarihinde ihtar talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. İhtar isteği, öncesindeki olaylardan dolayı ihtar edilen eşin kusurlarının affedildiğini veya en azından hoşgörüyle karşılandığını gösterir. Affedilen ve hoşgörüyle karşılanmış olan olaylardan dolayı da artık bu eşe kusur atfedilemez. O halde, kusur tespiti bakımından ölen eşin mirasçıları tarafından takip edilen davada, davalı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

SONUÇ :

Temyiz edilen hükmün yukarda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2016 oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın