İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR :
Davacı, 05.08.2013 tarihinde davalıdan tapudan devir yoluyla bir daire satın aldığını, eve yerleştikten sonra binanın arkasında ve bodrum katında ayrıca bazı dairelerde çatlaklar ve kırıklar olduğunu farkettiğini ve binanın 2008 depreminde hasar gördüğünü öğrendiğini, taşınmazın bu ayıbının gizlenerek kendisine satıldığını iddia ile satış bedeli olan 114.500,00 TL ile 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ile satış bedeli olarak ödenen 113.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-)Anayasanın 141/III maddesi uyarınca mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Yargılama makamları iddia ve savunmayı, taraflarca gösterilen delilleri gereği gibi incelemek ve ulaştıkları sonucu ikna edici bir gerekçeyle kararlarına yansıtmak zorundadırlar. Aksi bir durum adil bir yargılama yapıldığını göstermez. Mahkeme kararlarındaki gerekçesizlik Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan “adil yargılanma hakkı”nın ihlalidir.6100 Sayılı HMK 297 maddesi gereğince de; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı, belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir. İncelenen mahkeme kararında, hüküm kısmında davacının manevi tazminat talebi reddedildiği halde gerekçe kısmında bu talebin neden reddedildiğine dair bir açıklama yapılmadığı ve manevi tazminat talebinin gerekçesiz olarak reddedildiği anlaşılmakla, usulün 297 maddesine aykırı olarak yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-)Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ :
Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan sebeplerle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 1.936,68 TL harcın davalıya, 871,00 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.