DAVA :
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup hükmün davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR :
Davacı 3. kişi vekili, haciz yapılan adresin vekil edeni tarafından kiralandığını, mahcuzların mülkiyetinin 3. kişi şirkete ait olduğunu, haciz esnasında borçlunun hazır olmadığını ve haciz mahallinde borçlu şirkete ait herhangi bir evrakın bulunmadığını belirterek istihkak iddialarının kabulünü talep etmiştir.
Mahkemece, davanın 8.10.2014 tarihinde işlemden kaldırıldığı, daha sonra dosyanın yenilenerek işleme konulduğu ancak 9.12.2015 tarihli celsede davanın ikinci kez işlemsiz bırakıldığı gerekçesi ile 6100 Sayılı HMK m. 150 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karar davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nin 150. maddesinde “Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması” düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 150/1 maddesinde, “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir” düzenlemesi getirilmiş olup, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda ifade edilen usul hükümlerinden anlaşılacağı üzere, tarafların duruşmalarda hazır olmaları halinde bir sonraki duruşma günü ve saati taraflara tefhim edilmek suretiyle bildirilir. Taraflardan biri veya vekili mazereti nedeniyle belirtilen gün ve saatte duruşmaya gelmemiş, mazeret dilekçesi göndermiş, mahkemece de bildirilen mazeret kabul edilmiş ise, mazeret bildiren tarafa tensip edilecek duruşma gününün davetiye ile bildirilmesi gerekir. Gelmeyen tarafın mahkeme gününü kalemden ya da UYAP tan öğrenmesi şeklinde karar verilemez. Zira duruşma gününün gelmeyen tarafa davetiye ile bildirilmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Yasada bulunmayan bir kurala dayanılarak duruşma gününün kalemden öğrenilmesi veya UYAP sistemi üzerinden öğrenmesi taraflardan istenemez.
Somut olayda, dosya yenilendikten sonra davacı vekilinin 24.10.2015 tarihli duruşmaya katılamayacağı yönünde mazeret bildirdiği, Mahkemece mazeret kabul edilerek duruşma gününün “UYAP’tan öğrenilmiş sayılmalarına” karar verildiği ve duruşmanın 09.12.2015 tarihine ertelendiği, davacı tarafın 09.12.2015 tarihli duruşmaya katılmaması üzerine, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Anlatılanlar ışığında Mahkemece, mazeretinin kabulüne karar verildiği ilgili celse zaptının, davacı vekiline gerekirse dosyadaki gider avansından karşılanmak suretiyle tebliği gerekirken, usul hukukumuzda düzenlemesi olmayan ve davacının savunma hakkını kısıtlar şekilde “UYAP’tan öğrenmesine” şeklinde ara karar tesis edilmesi ve neticeten davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :
Yukarıda açıklanan nedenler ile temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nin 366. ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 22.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.