Bedelli askerlik evlere şenlik bir konu. Çok ekmek çıkıyor. Bedelli askerliğe karşı çıkanlar ayrı yerden saldırıyor, bunu savunanlar türlü türlü bahaneler icat ediyor. Bize düşen ekmek de bunun bazen vergisel boyutunu incelemek, bazen de sosyal güvenlik boyutunu.
Mesela 2014 yılında sözde son defa çıkan bedelli askerliğin bedelinin, kimi meslekler tarafından gider olarak yazılıp yazılamayacağını, kredi kullanılırsa bunun ne olacağını Bedellinin Bedeli başlıklı yazıda ele almışım, ki bu yazı şu aşamada da güncelliğini koruyor aslında.
Ama bugünkü konu bedelli askerliğe başvuran çalışanların durumu. Özellikle de kıdem tazminatı durumu. Yazının başlığı da aman tıklansın diye merak uyandırmak için “var mı?” diye bitirilmiş değil, çünkü hem var hem yok.
03 Ağustos 2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7146 sayılı yasa ile getirilen bedelli askerlikten henüz fiili askerlik hizmetine başlamamış ve 1 Ocak 1994 tarihinden (bu tarih dahil) önce doğanlar yararlanabiliyor. Yasanın diğer hükümlerine girmeden kıdem tazminatını ilgilendiren boyutunu anlatırsak karşımıza şunlar çıkıyor:
KIDEM TAZMİNATI YOK
Çünkü ilgili kanun bedelli askerlik yapanların temel askerlik eğitimi süresince çalıştıkları iş yeri, kurum ve kuruluşlar tarafından aylıksız veya ücretsiz izinli olarak sayılmalarını söylüyor. Yani iş sözleşmesi bir nevi askıya alınıyor, bu süre boyunca bir ücret alınmıyor, SGK primi ödenmiyor, askerlik sonrası işe devam ediliyor. Bu koşul sağlanmışken, yani iş sözleşmesinin feshini zorunlu kılan bir durum yokken, işçinin askerlik dolayısıyla fesih istemesi ve kıdem tazminatı talebinde bulunmasının “istifa etmek”ten bir farkı gözükmüyor. İşçi kendi lehine olan bir şeyi kullanmaktan imtina ediyorsa, herhalde işçi lehine bir değerlendirme de yapılamaz.
KIDEM TAZMİNATI VAR
Bizim kanunlarımız ikircikli iş yaratma konusunda eşi benzeri bulunmayan metinler olduğu için, bedelli askerliğin kıdem tazminatı konusunda da aynı şey önümüze çıkıyor. Şöyle ki; her ne kadar kanunda kısaca “ücretsiz izinli” sayılma kolaylığı getirilmiş olsa da, 1475 sayılı kanunun ilgili maddeleri de yerli yerinde duruyor. Kıdem tazminatına hak kazanma kıstaslarından biri de “askerlik”. Burada askerliğin bedelli ya da bedelsiz olması anılmadan askerlik için işten ayrılma söz konusu olursa kıdem tazminatına hak kazanıldığı yazılı.
21 GÜNDE DİRETMENİN SONUCU
Kıdem tazminatı konusunun gündeme gelmesinin tek sebebi, bedelli askerlik yasasına 21 günlük temel eğitim mecburiyetinin eklenmesi oldu. Bu 21 gün olmasaydı bütün bunlar sorun olmayacak, var mı yok mu diye sorulmayacaktı, bize de ekmek çıkmayacaktı. Başta da dedim ya, bedelli askerlik konusunda ekmek çok. Sonuç olarak kişisel görüşüm, hem ücretsiz izin hakkı tanınmış hem de askerlik sonrası işe devam etme avantajı sağlanmış bir ortamda, işçinin fesih için ısrarcı olmasının “askerlik hizmeti”nden daha çok, “istifa” olduğunu düşünüyorum. Bedellinin bir bedeli olabilir.