T.C. YARGITAY Onüçüncü Hukuk Dairesi |
|||
Esas No | : 2014/8012 | ||
Karar No | : 2014/38228 | ||
Tarih | : 03.12.2014 |
ÖZET: |
|
İÇTİHAT METNİ
ÖZET :
Davacı avukatın istifa ettiği tarih itibariyle davalının vekili olarak takip ettiği davaların hiç birisinin sonuçlanmadığı, halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, iş sonuçlandırılmadan avukatlık ücreti talep edilemeyeceğinden davacının vekâlet ücreti ödenmediği iddiasıyla istifa etmesi haksızdır.
DAVA :
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR :
Davacı, avukat olduğunu, davalı ile sözlü olarak yaptığı ücret anlaşması uyarınca bazı davalarda davalının vekilliğini üstlendiğini, vekalet ücretinin davaların başında ödenmesi gerekirken davaların bir çoğunun karar aşamasına gelmesine rağmen vekalet ücretinin ödenmediğini, 11 Temmuz 2011 tarihinde ihtarname gönderdiğini ancak yine ödeme yapılmaması üzerine Kadıköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2010/158 Esas, Kadıköy 4. Asliye Hukuk mahkemesi’ nin 2010/36 esas ve 2010/174 Esas, Kadıköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/167 esas sayılı dava dosyaları yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden 44.620.TL asıl alacak ve 11.01.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 44.631.01.TL’ nın tahsili için icra takibinde bulunduğunu ancak takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının davalar bitmeden ücret istemesinin ve istifasının haksız olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, istifanın haklı olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile asıl alacağın 43.040.00.TL’ lık bölümüne yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %40’ı olan 17.216.00.TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Borçlar Kanununa göre vekillikten istifa her zaman mümkün olup, bu istifa vekalet ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu ve yenilik doğuran bir işlemdir. Ancak istifa haklı değil ve müvekkil de bu nedenle zarara uğramışsa, vekil bu zarardan sorumludur. Avukatlık Kanununda ise haksız istifa halinde, vekil yönünden Borçlar Kanunundaki düzenlemelere göre daha ağır bir sorumluluk esası getirilmiştir. Gerçekten de, Avukatlık Kanununun 174/1 maddesinde “üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz.” hükmü mevcut olup, bu hükümle, vekaletten haklı bir neden olmadan istifa eden avukatın, Borçlar Kanunundaki vekalet akdine ilişkin genel düzenlemelerden farklı olarak, herhangi bir zarar şartı olmadan da müvekkile karşı sorumlu tutulduğu görülmektedir. Anılan düzenlemeye göre, haksız olarak işi bırakan, Vekaletten istifa eden avukat, ücrete hak kazanamadığı gibi, aksine bir hüküm mevcut değilse aldığı peşin ücretleri, kullanmadığı masraf avanslarını da iş sahibine iade etmek zorundadır.
Avukatlık Kanununun 171/1 maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”nin 2. maddesinde düzenlenen “…avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” hükümleri gereğince de avukat, aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. (Bkz. Aynı doğrultuda HGK. 23.3.1983 4/562-156; HGK. 3.7.1987 3/92-599; 13. HD. 2005/15433 E. 2008/3694 K.; 13. HD.2008/6280 E. 2008/11580 K.) Ancak Haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de, işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukat, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebilir.
Öte yandan, vekâlet ilişkisi bir bütün olup, vekâletten azil gibi, istifa da, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder. Zira azil ve istifa ile birlikte vekâlet akdinin en önemli unsurlarından olan “güven ilişkisi” de sona ermektedir.
Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; dava, vekâlet ücreti alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, 26.03.2010 tarihinde verilen vekâletname ile avukat olan davacının davalıya hukuki yardımda bulunmaya başladığı, vekâlet ilişkisinin 25.04.2012 tarihli istifa ile sona erdiği, davacı avukatın istifa ettiği tarih itibariyle davalının vekili olarak takip ettiği davaların hiç birisinin sonuçlanmadığı halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, iş sonuçlandırılmadan avukatlık ücreti talep edilemeyeceğinden davacının vekâlet ücreti ödenmediği iddiasıyla istifa etmesi haksızdır. O halde mahkemece haklı nedene dayanmadan istifa etmesi nedeniyle davacının ücrete hak kazanamayacağı gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ :
Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 2500,45 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.