Dava Konusu Taşınmazın Değerlendirmeye Esas Alınacak Emsallere Göre Ayrı Ayrı Üstün ve Eksik Yönleri ve Oranlarının Gösterildiği Bilirkişi Raporu Alınmalıdır

T.C.
YARGITAY
Beşinci Hukuk Dairesi

Esas No : 2017/29298
Karar No : 2017/23061
Tarih : 24.10.2017
KAVRAM:
  • KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN MAHKEMECE TESPİTİ VE TERKİN DAVASI
  • DAVA KONUSU TAŞINMAZIN DEĞERLENDİRMEYE ESAS ALINACAK EMSALLERE GÖRE AYRI AYRI ÜSTÜN VE EKSİK YÖNLERİ VE ORANLARININ GÖSTERİLDİĞİ BİLİRKİŞİ RAPORU ALINMASI GEREĞİ

İÇTİHAT METNİ

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.

Şöyle ki;

Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan, zaruret olmadıkça yakın bölgelerde bulunan ve değerlendirme tarihine yakın emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.

Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.

Dava konusu … Köyü 106 ada 38 parsel sayılı taşınmazın değerinin tespitinde emsal olarak incelenen taşınmaz başka mahallede olduğu gibi dükkan nitelikli emsalin satış bedeli içerisinde ticari değerinin de bulunduğu dikkate alındığında dava konusu taşınmaza emsal olacak nitelikte olmadıkları anlaşıldığından alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.

Bu nedenle taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için yeniden imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazların ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi ve dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede değerini etkileyecek derecede olumlu bir gelişme ve bu nedenle değerinde bir artış olup olmadığı hususunda yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru görülmemiştir.

Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine 24/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın