Bazı insanlar ne kadar yerlerse yesinler kilo almazken, kimilerine bir parça çikolata bile fazla kilo getiriyor. Bu tür gözlemler, fazla kilo ve şişmanlık üzerinde yaşam biçimi ve beslenme dışında başka faktörlerin de bulunduğu düşüncesini doğurmuştu. Ve Bilim insanları insan kalıtımında şişmanlıkla bağlantılı olan 700’ü aşkın mutasyon tespit etmişlerdi. Ancak bir sorun vardı: Tüm bu gen varyantları birlikte ele alındığında bile bunların toplam etkisi insan bedeninin bireysel ağırlığının sadece yüzde 2 ila 3’ünü açıklayabiliyor. Bu nedenle etkili başka genetik faktörlerin de bulunması gerekirdi ve epigenetik değişimler dışında bilinmeyen genler de olmalıydı.
Avusturya Bilimler Akademisi’ne bağlı Moleküler Biyoteknoloji Enstitüsü’nden (IMBA) Michael Orthofer ve ekibi, bu genleri bulmak için yeni bir yöntem seçti: Şişman insanlardaki genetik ortaklıkları aramak yerine çok zayıf insanları inceledi. Bunun için de yaşları 20 – 44 arasında değişen 47.102 insanın gen verilerini değerlendirdi. Genom çapında ilişkilendirme çalışmalarında (GWAS) araştırmacılar, beden kitle indeksi uzun vadede 18’in altında kalan katılımcıların genetik yapısını, normal kilolu ve fazla kilolu insanlarınkiyle karşılaştırdılar. Ve bu şekilde çok zayıf insanlarda farklı olan bir gen keşfedildi: ALK geni.
Çok zayıf insanlarda bu genin işlevi bir mutasyonla ya bloke olduğu veyahut da kısıtlandığı saptandı. ALK geni daha önce kanser araştırmaları çerçevesinde incelenmişti ama kanser dışındaki alanlardaki biyolojik rolü hakkında pek bir şey bilinmiyordu. ALK, metabolizma ve beden ağırlığı üzerinde ne şekilde etkiliyordu? Araştırmacılar yanıtı, ALK geni doğuştan çalışmayan farelerde buldular. Bu hayvanlar diğerleri kadar çok yemelerine ve aynı hareketleri yapmalarına rağmen çok daha zayıf kalıyorlar. Analizlere göre farelerdeki ALK geninin blokajı ile kan plazmasında serbest yağ asitlerini artırıyor; bu da daha fazla yağın yakılması anlamına geliyor.
Araştırmacılar ayrıca metabolizmayı tetikleyen bir hormon olan noradrenalinin hayvanların yağ dokularında daha fazla bulunduğunu da tespit ettiler. Kemirgenler bu yüzden yağlı mamalarla bile beslendikleri zaman zayıf kalıyorlar. Fakat ilginç olan bu etkinin yağ dokularında veya diğer organlarda değil beyinde salgılanıyor oluşu. Çünkü hipotalamus metabolizma için merkezi bir koordinasyon noktası ve noradrenalin ile yağların yakılmasını ayarlar. Araştırmacılara göre ALK geni bedende yiyecekleri ve enerji dolaşımını değerlendiren bir devre. Genin bloke olduğu ya da işlevini yitirdiği insanlarda daha fazla yağ yakıldığı için hep zayıf kalıyorlar. Bilim insanları yeni bilgiler ışığında etkili şişmanlık tedavilerinin geliştirilebileceğine inanıyorlar.