Zararın Oluşumunda İşçinin Kusuru Belirlenmeden İşçiden Zarar Nedeniyle Tazminat İstenemez

T.C.
YARGITAY
DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ
 
Esas : 2021/9273
Karar : 2021/13529
Tarih : 04.10.2021

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davalılardan …’un müvekkili şirketin satın alma departmanında aktif bir pozisyonda 06.01.2006- 27.12.2010 tarihleri arasında çalıştığını ve istifa ettiğini, istifanın ardından bizzat kendisi tarafından iade edilen satın alma defteri incelendiğinde özellikle büyük bir kısım satın alma işlemlerinin davalı … Isıtma Endüstri Ürünleri Ltd. Şirketine verilmesinin sağlandığını ve dava dışı … San. A.Ş.’nin iskontosuz liste fiyatları dikkate alınmak suretiyle teklif hazırlatılarak satıldığını, diğer davalının teknik firmasına yönlendirildiğini, bu ve benzeri işlemlerle her bir satın alma işleminde davalı … tarafından %30-50 oranlarında daha pahalı olarak iç satış işleminin gerçekleştirildiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL maddi zararın ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı … vekili; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, esas yönünden ise serbest piyasa koşullarında oluşan ticari fiyatlamalar ve ürün kalitesine göre değişen serbest piyasa fiyatları karşısında davanın reddi gerektiğini; Davalı … Isıtma Endüstri Ltd. Şirketi vekili ise, davanın ticaret mahkemelerinin görevine girdiğini, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacının kusur ve zararı ispat etmesi gerektiğini savunmuşlardır.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, mevcut alım satım işlemleri neticesinde davacının zararı doğmuş ise taraf şirketlerin sorumluluklarının ne tutarda olduğu hususunun davacı ve davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında kaldığı bu uyuşmazlığın çözümünde yetkili Mahkemenin ise İş Mahkemesi değil Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle şirket yönünden açılan davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; işçi … hakkında açılan davaya ilişkin ise; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari işlemlere yönelik tazminat isteminde davalı işçiye husumet düşmediği gerekçesiyle husumet yokluğu nedeniyle ret kararı verilmiş, kararın davacı ve davalı … vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 15.11.2018 tarih 2017/16431 esas ve 2018/24514 karar sayılı kararı ile “ Dava dışı … firmasının davacı firmanın satın aldığı vanaların fiyatlarını davacı firmaya piyasaya sattığı tutarların üzerinde bildirip bildirmediği, davacının zarara uğradığını iddia ettiği miktarın dava dışı … firmasının aynı marka vanaları piyasaya daha uyguna satmasına karşın kendisine daha fazla fiyat teklif etmesinden mi kaynaklandığı; yoksa dava dışı … firmasının teklif ettiği satım fiyatının … firmasının teklifinden daha yüksek olmasının nedeninin … firması ile … firması arasındaki anlaşmadan mı kaynaklandığı netleştirilmemiştir. … firması ve dava dışı … aynı tip vanalara fiyat verirken, … firması üretici firma olmasına rağmen … firmasından hep daha yüksek fiyat teklif etmiştir. Bu hususun nedeni ortaya konulmadığı gibi, davacı firmanın alımlarında tekliflerin sadece bu iki firmadan mı alındığı, başka firmalardan fiyat teklifi alınıp alınmadığı, diğer firmaların teklif ettiği fiyatların ne kadar olduğu belirlenmemiştir. Ayrıca, 2011 tarihli mailde bildirilen iskontoların daha önceki yıllar için de geçerli olup olmadığı da açık değildir. Öncelikle davacı firmanın yapmış olduğu alımlar nedeniyle gerçekten zarara uğrayıp uğramadığı ve miktarı belirlenmelidir. Bunun için de yukarıda belirtilen hususları da içerir denetime elverişli rapor alınmalı, davacı firmanın almış olduğu aynı marka ve türdeki vanaları gerçekten piyasa değerinin üzerinde bir fiyatla alıp almadığı belirlenmelidir. Bundan sonra da, davacı firma gerçekten zarara uğramış ise, davalı işçinin tek yetkili olmamasının kusurunu tamamen ortadan kaldırmayacağı, netice olarak piyasadan teklifleri almak ile bir başka deyişle vanaların piyasa fiyatlarını araştırmak ve aynı marka ürünün en uygun fiyatını bulmak ile davacının görevli olduğu nazara alınarak kusur oranı belirlenmeli ve sonucuna göre davalı işçi yönünden açılan dava hakkında bir karar verilmelidir. Kabul şekline göre, davalı işçi yönünden esastan ret yerine husumetten ret kararı verilmesi de hatalı olmuştur. Mahkemece yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapıldıktan sonra davalı işçinin sorumluluğu esastan değerlendirilmeli ve avukatlık ücreti de buna göre belirlenmelidir.” gerekçesiyle bozulmuş olup mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, satın alma müdürü, genel müdür yardımcısı ve genel müdürün her birinin %10 oranında, davalı … ile dava dışı … Ltd.Şti.’nin birlikte %70 oranında kusurlu oldukları bilirkişi raporu ile tespit edilmekle belirlenen kusur oranına göre 375.861,01 TL maddi zarardan sorumlu olduğu kabul edilmiş, taleple bağlı kalınarak 50.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Temyiz:

Kararı davacı vekili ile davalı … temyiz etmiştir.

Gerekçe:

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre hükmü temyiz eden davacı ve davalı …’un aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilememiştir.

Şöyle ki, kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak teşkil eder.

Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından yapılan bozmada; dava dışı … firmasının davacı firmanın satın aldığı vanaların fiyatlarını davacı firmaya piyasaya sattığı tutarların üzerinde bildirip bildirmediği, davacının zarara uğradığını iddia ettiği miktarın dava dışı … firmasının aynı marka vanaları piyasaya daha uyguna satmasına karşın kendisine daha fazla fiyat teklif etmesinden mi kaynaklandığı; yoksa dava dışı … firmasının teklif ettiği satım fiyatının … firmasının teklifinden daha yüksek olmasının nedeninin … firması ile … firması arasındaki anlaşmadan mı kaynaklandığı, davacı firmanın alımlarında tekliflerin sadece bu iki firmadan mı alındığı, başka firmalardan fiyat teklifi alınıp alınmadığı, diğer firmaların teklif ettiği fiyatların ne kadar olduğu, ayrıca dava dışı … firması tarafından 2011 tarihli mailde bildirilen iskontoların daha önceki yıllar için de geçerli olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre davacı firmanın zararının oluşup oluşmadığının belirlenmesi zararın tespiti halinde davalının kusuru oranında sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği belirtilmesine karşın; belirtilen hususlar yeterince araştırılmadan zarar ve kusur tespiti yapılmıştır.

Davacı firmanın zarara uğradığını iddia ettiği ürünler ile aynı kalitede, aynı markada, aynı sayıda ürünün uyuşmazlık konusu yıllarda piyasadan daha uygun fiyata göre temin edilip edilemeyeceği netleştirilerek zarar belirlenmeli; 21.04.2009 tarihinden itibaren iç ve dış tüm teknik satın almalardan (hammadeler haricindeki tüm teknik hizmet ve mal alımı) görevli olan davalı işçinin, … ya da … firması ile işvereni zarara uğratmak amacıyla dayanışmalı hareket ettiği ispatlanamadığına göre; belirlenen zararın meydana gelmesinde görevinin gereğini yerine getirmemek suretiyle etkisi olup olmadığı ve varsa kusurunun oranı tespit edilmelidir.

Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen gereği tam olarak yerine getirilmeden karar verilmesi isabetli olmamıştır.

Öte yandan; kabule göre, bozma ilamı öncesinde davacı firmanın yaptığı ıslah gözetilmeden taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması da doğru olmamıştır..

SONUÇ:

Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.10.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.

KAYNAK:CORPUS
FOTOĞRAF:İSİG Meclisi
Bu Yazıyı Paylaşın