Yer Değiştirme Tedbiri Uygulanmış Öğretmen veya Yönetici Proje Okullarına Atanabilir

T.C.
DANIŞTAY
İKİNCİ DAİRE
 
Esas : 2021/18334
Karar : 2022/6191
Tarih : 01.12.2022

DAVACI : … Sendikası

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı

VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :

01/09/2016 tarihli, 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin “Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin, ”Yönetici olarak görevlendirileceklerde aranacak genel şartlar” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin, ”Öğretmen atama” başlıklı 13. maddesinin, ”Yöneticiliğe görevlendirme” başlıklı 14. maddesinin ve ”Geçiş hükmü” başlıklı Geçici 1. maddesinin iptali istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Danıştay İkinci Dairesinin 24/12/2019 günlü, E:2016/13544, K:2019/7431 sayılı kararıyla; 01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin; “Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar” başlıklı 8. maddenin 1. fıkrasının (ç) bendindeki “başvurunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak” ibaresinin iptaline, aynı bentte yer alan “veya soruşturma sonucu görev yeri değiştirilmemiş olmak” ibaresi yönünden ise davanın reddine; “Yönetici olarak görevlendirileceklerde aranacak genel şartlar” başlıklı 9. maddenin 1. fıkrasının (c) bendindeki “başvurunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak” ibaresinin iptaline, aynı bentte yer alan “veya yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak” ibaresi yönünden ise davanın reddine; ”Öğretmen atama” başlıklı 13. ve “Yöneticiliğe görevlendirme” başlıklı 14. maddeleri yönünden davanın reddine; Geçici 1. madde yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Anılan kararın, davacı tarafından davanın reddine ilişkin kısmının, davalı idare tarafından iptale ilişkin kısmının temyiz edilmesi üzerine; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/05/2021 günlü, E:2020/1254, K:2021/1058 sayılı kararıyla; davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne kısmen reddine, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, Danıştay İkinci Dairesinin 24/12/2019 günlü, E:2016/13544, K:2019/7431 sayılı kararının, dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan “soruşturma sonucu görev yeri değiştirilmemiş olmak” ibaresi ile 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan “yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak” ibaresine ilişkin kısmının bozulmasına, diğer maddelere ilişkin kısımlarının onanmasına karar verilmiştir.

DAVACININ İDDİALARI :

Davacı sendika tarafından; dava konusu Yönetmeliğin 8. ve 9. maddeleri ile ilgili olarak, soruşturma ve disiplin cezalarının atamalara esas alınması düzenlemesinin, keyfi, kötüye kullanılmaya elverişli ve Yönetmelik amacına aykırı olduğu, soruşturma nedeniyle görev yeri değişen öğretmen ve görevinden alınan yöneticinin bu okullara atanmasına engel teşkil ettiği; idarenin kolaylıkla soruşturma açabildiği, soruşturma sonucunda naklen tayin ve disiplin cezası işlemlerinin basit ve sıklıkla yaşanan yöntemler olduğu ve yapılan işlemler hakkında açılan davalarda da yargılamanın uzun sürdüğü; bu okulların özel statüye tabi tutulması nedeniyle, burada görev yapacak öğretmen ve yöneticilerin kariyer ve liyakat sahibi, özel nitelikte olanların seçilmesini öngörmesi gerektiği, bu düzenlemenin amaca aykırı bir kriter getirdiği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI :

Davalı idare tarafından; dava konusu Yönetmeliğin 8. ve 9. maddeleri ile ilgili olarak, idari soruşturmaların tamamen kanunla belirlenen sınırlar çerçevesinde yapılabildiği ve önceden belirlenen kuralların ihlali halinde disiplin cezalarının verilebildiği; idari işlemlere yargı yolunun açık olduğu (görev – yer değişikliği, disiplin cezası); idarenin, öğretmen ve okul yöneticilerinin seçiminde olabildiğince hassas davranarak bu göreve en uygun kişiyi seçme çabası içeresinde olup bu amacı yerine getirirken, kanunen kendisine verilen imkanları kullanarak bunları ölçüt kabul etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı; kısacası idarenin kendi öğretmenini ve yöneticisini seçerken, her türlü somut bilgi ve belgeyi ölçüt kabul etmesinde hukuka aykırı bir taraf olmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Bozma kararına uyulmak suretiyle, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan “veya soruşturma sonucu görev yeri değiştirilmemiş olmak” ibaresinin ve 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan “veya yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak” ibaresinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ : Davacı Sendika tarafından, 01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin “Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin, ”Yönetici olarak görevlendirileceklerde aranacak genel şartlar” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin, ”Öğretmen atama” başlıklı 13. maddesinin, ”Yöneticiliğe görevlendirme” başlıklı 14. maddesinin ve ”Geçiş hükmü” başlıklı Geçici 1. maddesinin iptali istemiyle açılan davada; Danıştay İkinci Dairesince, “Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendindeki “Başvurunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak” ibaresinin iptaline; aynı bentte yer alan “veya soruşturma sonucu görev yeri değiştirilmemiş olmak” ibaresi yönünden ise davanın reddine; ”Yönetici olarak görevlendirileceklerde aranacak genel şartlar” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendindeki “Başvurunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak” ibaresinin iptaline; aynı bentte yer alan “veya yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak” ibaresi yönünden ise davanın reddine; “Öğretmen atama” başlıklı 13. maddesi yönünden davanın reddine; ”Yöneticiliğe görevlendirme” başlıklı 14. maddesi yönünden davanın reddine; ”Geçiş hükmü” başlıklı Geçici 1. maddesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına; hükmedilmiş, davacı Sendika tarafından davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası, davalı idare tarafından ise, iptale ilişkin hüküm fıkrası yönünden karar taraflarca temyiz edilmiş, yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davalı idarenin temyiz istemi reddedilmiş, davacı Sendikanın temyiz istemi ise; kısmen reddedilmiş, dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi ile 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan ibareye ilişkin kısmı yönünden ise, dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan “soruşturma sonucu görev yeri değiştirilmemiş olmak” ibaresi ile 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan “yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak” koşulu, 657 sayılı Kanun’un 132. maddesinin 4. fıkrası ile yapılan düzenlemenin genişletilmesi sonucunu doğurmakta olduğu, buna göre, bir soruşturma sonucunda tesis edilen ve cezalandırma amacı değil, salt bir tedbir niteliği taşıyan yer değişikliği ya da yöneticilik görevinin sonlandırılması işlemlerinin, anılan maddede sayılan cezalardan ve atanılacak olan görev de yine aynı maddede sayılan görevlerden olmadığından, söz konusu maddedeki koşulların genişletilmesi sonucunu doğuran düzenlemelerde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kabul edilerek Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca bozulmuştur.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesine göre Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucu bozulan kararlar üzerine, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarının kararlarına uyulması zorunludur.

Açıklanan nedenle, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına uyularak, bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi, yukarıda anılan Yasa hükmü gereği olduğundan, anılan Kurul kararında belirtilen gerekçe doğrultusunda karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Dairemizin 24/12/2019 günlü, E:2016/13544, K:2019/7431 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/05/2021 günlü, E:2020/1254, K:2021/1058 sayılı kararıyla kısmen bozulması üzerine, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine göre Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ısrar hakkı tanınmadığından bozma kararına uyularak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bilgi ve belgeler de incelenmek suretiyle, bozulan kısım yönünden işin gereği düşünüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

İLGİLİ MEVZUAT :

Dava konusu işlem tarihi itibarıyla;

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 124. maddesinde; “Başbakanlık, bakanlık ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartı ile, yönetmelikler çıkarabilirler.” hükmü yer almıştır.

652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 37. maddesinin 9. fıkrasında, “Ek: 1/3/2014-6528/22 md.) Yurt içi veya yurt dışında, yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle işbirliği anlaşması çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar, Bakan onayı ile proje okulu olarak seçilen ve belirli eğitim reformu ve programları uygulanan okul ve kurumlar ile Bakan onayıyla doğrudan Bakanlık merkez teşkilatına bağlanan kurumlara yapılacak öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmeleri Bakan tarafından yapılır. (Ek cümle: 2/12/2016-6764/8 md.) 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 38 inci maddesi kapsamında üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarına bu okullarda okul müdürlüğü görevi verilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı maddenin 10. fıkrasında ise, “(Ek: 1/3/2014-6528/22 md.) Öğretim üyeleri ile Bakanlıkta görev yapmakta olan öğretmenlerin dokuzuncu fıkra kapsamındaki kurumlara atanma ve görevlendirilmelerinde bu Kanun Hükmünde Kararname, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer mevzuatın sınavlar ve atanmaya ilişkin hükümleri uygulanmaz. Dokuzuncu fıkra kapsamındaki kurumlara yönetici görevlendirmeleri özlük hakları, atanma ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz.” hükmüne yer verilmiştir.

652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 37. maddesinin dokuzuncu fıkrasına dayanılarak hazırlanan davaya konu “Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği” 01/09/2016 günlü, 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin; “Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan “veya soruşturma sonucu görev yeri değiştirilmemiş olmak” ibaresi ile ”Yönetici olarak görevlendirileceklerde aranacak genel şartlar” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan “veya yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak” ibaresinin iptali istemi yönünden;

Dava konusu Yönetmeliğin “Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar” başlıklı 8. maddenin 1. fıkrasının (ç) bendinde, “Başvurunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak veya soruşturma sonucu görev yeri değiştirilmemiş olmak.” hükmüne,

”Yönetici olarak görevlendirileceklerde aranacak genel şartlar” başlıklı 9. maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde, “Başvurunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak veya yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükümler, öğretmen ya da yöneticinin geçirdiği soruşturma sonucunda idari bir tedbir olarak görev yerinin değiştirilmiş olmasını proje okullarına atanabilmenin önünde bir engel olarak düzenlemiştir.

23/07/1965 tarih ve 12056 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Kanun, Genel ve Katma Bütçeli Kurumlar, İl Özel İdareleri, Belediyeler, İl Özel İdareleri ve Belediyelerin kurdukları birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, kanunlarla kurulan fonlarda, kefalet sandıklarında veya Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüklerinde çalışan memurlar hakkında uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Yine aynı Kanun’un “Disiplin” başlıklı 7. bölümde yer alan “Uygulama” başlıklı 132. maddesinde; “(1) Disiplin cezaları verildiği tarihten itibaren hüküm ifade eder ve derhal uygulanır. Aylıktan kesme cezası, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygulanır. Verilen disiplin cezaları üst disiplin amirine, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ayrıca Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. (4) Aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenler 5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilenler 10 yıl boyunca daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamazlar.” hükmü yer almaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca öğretmen kadrolarında görevli personelin 657 sayılı Kanun’a tabi olduğu konusunda tartışma bulunmamaktadır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinde, Devlet memurlarının hangi cezalar uyarınca hangi kadrolara atanamayacakları açıkça ifade edilmiştir.

Buna göre; aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenler 5 yıl boyunca; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilenler 10 yıl boyunca daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamayacağı görülmektedir.

Kanun koyucu tarafından, yukarıda sayılan cezalar ve öngörülen yasaklamalar dışında, alınmış olan bir idari tedbirin sonucu itibarıyla bir yaptırıma bağlanmadığı, yani herhangi bir göreve atanma konusunda engel olarak düzenlenmediği görülmektedir.

Soruşturma sonucu görev yeri değişikliği veya yöneticilik görevinin sonlandırılması, bir disiplin cezası değil, idari bir tedbirdir. Bu tedbir, hizmetin işleyişinde oluşacak aksaklıkları önlemek, çalışma ortamının huzurunu sağlamak, kamu görevlisinin yıpranmasını önlemek gibi, nihayetinde kamu hizmetinin düzgün işlemesini sağlama amacına hizmet etmektedir. Yani amaç, kamu görevlisinin cezalandırılması değil, kamu hizmetinin aksamadan ve kamu düzeninin bozulmadan işleyişine devam etmesidir.

Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan “veya soruşturma sonucu görev yeri değiştirilmemiş olmak” koşulu ile 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan “veya yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak” koşulu, 657 sayılı Kanun’un 132. maddesinin 4. fıkrası ile yapılan düzenlemenin genişletilmesi sonucunu doğurmaktadır. Buna göre, bir soruşturma sonucunda tesis edilen ve cezalandırma amacı değil, salt bir tedbir niteliği taşıyan yer değişikliği ya da yöneticilik görevinin sonlandırılması işlemleri, 657 sayılı Kanun’un 132. maddesinde sayılan cezalardan ve atanılacak olan görev de yine aynı maddede sayılan görevlerden olmadığından, 657 sayılı Kanun’un 132. maddesindeki koşulların genişletilmesi sonucunu doğuran düzenlemelerde hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

01/09/2016 tarihli, 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin “Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan “veya soruşturma sonucu görev yeri değiştirilmemiş olmak” ibaresi ile ”Yönetici olarak görevlendirileceklerde aranacak genel şartlar” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan “veya yöneticilik görevi üzerinden alınmamış olmak” ibaresinin İPTALİNE;

Nihayetinde dava kısmen iptal, kısmen ret, kısmen karar verilmesine yer olmadığı şeklinde sonuçlandığından, aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre yarısı olan …-TL’lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, diğer yarısı olan …-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra aidiyetine göre taraflara iadesine;

Bakılan davanın kesinleşen kısımları için davalı idare ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden, bu aşamada davalı idare ve davacı lehine yeniden vekalet ücretine hükmedilmemesine;

Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 01/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın