Uykunun Derinliklerinde Bile Beynimiz Tehlikelere Karşı Tetikte Kalıyor

Biz uyurken bile, beynimiz bizi hayatta tutmak için çalışmaya devam eder. Kalp atışlarımızın ve nefes almamızın yolunda gitmesini sağlar, gün boyunca biriktirdikleri atıkları yıkar, anılarımızı sıralar ve dosyalarlar. Yeni bir araştırmaya göre, beyin tüm bunları ve daha fazlasını yaparken çevremizdeki yabancı tehlikeleri de izliyor.

Salzburg Üniversitesi’nden bilişsel sinirbilimci Manuel Schabus New Scientist’e “Tanıdık olmayan sesleri geceleri duyarsanız bu bir alarmı başlatıyor” dedi.

Schabus ve meslektaşları, bu beyin alarmını 17 gönüllüde gözlemledi. Uyku laboratuvarının yeni ortamına uyum sağlamak için geçen bir geceden sonra, gönüllülere beyin dalgalarını, oksijen seviyelerini, kalp ve solunum hızlarını ve hareketlerini kaydetmek için polisomnografi yapıldı.

Çalışmanın ilk yazarı ve bilişsel sinirbilimci Mohamed Ameen Twitter’da “Katılımcılara kendi isimlerinin ve iki tanıdık olmayan ismin ses kayıtlarını sunduk. Bu isimler tanıdık bir ses ya da tanıdık olmayan bir ses tarafından söylendi” dedi.

Yumuşakça çalınan, tanıdık olmayan seslere maruz kalan katılımcılar, aksi duruma göre daha fazla tepki gösterdi. Bu tepkiler, sadece saniyeler süren mikro uyarılmaları içeriyordu, yani uyanıklık benzeri beyin aktivitesinin kısa nöbetleri. Mikro uyarılmaların işlevi henüz tam olarak anlaşılamamıştır.

Hem tanıdık hem de tanıdık olmayan sesler, K-kompleksleri adı verilen beyin dalgalarının modellerini tetiklerken, yalnızca tanıdık olmayan sesleri duyanlar, duyusal işleme ile ilgili beyin aktivitesinde daha büyük değişiklikler yaşadılar. K-komplekslerinin, zararsız rahatsızlıklara tepki olarak uyanmanızı engellediği düşünülmektedir.

Schabus, Inside Science’a verdiği demeçte, “K-kompleksleri, nasıl uyuduğumuzu şekillendiren kilit mekanizma olabilir, beynin uykuda mı kalmamız gerektiğine veya uyanıp uyanmayacağımıza karar vermesine yardımcı olabilir.” “İlgili olanı veya olmayanı filtrelemenize izin veren oldukça akıllı bir mekanizma ve ilgili olduğunda, uyanmanıza ve uykuyu bölmenize gerek kalmadan bu bilgilerin işlenmesini kolaylaştıran bir süreçler zincirini tetikleyecektir.”

Ameed, bu bulguların “uyuyan beynin daha fazla işlem için ilgili duyusal bilgileri çıkardığını” öne sürdüğünü söyledi.

Bu, çevremizdeki duyusal işlemlerin, bilinçsiz olduğumuzda bile devam ettiğini ve beynin bu işlemi gerçekleştirmek için bir “nöbetçi moduna” girdiğini öne süren önceki araştırmalara destek oluyor.

Ekip, makalelerinde, “Sonuçlarımız, tanıdık olmayan sesleri potansiyel olarak daha tehdit edici buluyor ve tanıdık seslerden daha fazla uyandırıcı etki ortaya koyuyor” dedi.

Bununla birlikte, araştırmacılar, bu daha fazla uyarılmış tepkinin, özellikle olası bir tehdit olarak algılanmak yerine, genel olarak daha fazla dikkat çeken yeni seslerden kaynaklanmadığını da araştırmaya dahil ettiler.

Yine de tanıdık seslere verilen tepki, uykunun ilerleyen saatlerinde tekrar tekrar maruz kaldıktan sonra değişmezken, beynin tanıdık olmayan seslere tepkisi değişti. Bu, beynin uyku sırasında yalnızca işlemekle kalmayıp yeni bilgilerden öğrendiğini, muhtemelen tanıdık olmayan ancak tekrarlanan gürültünün bir tehdit olmadığına karar vererek gelecekteki tepkileri körelttiğini gösteriyor.

Bu bulgular, yeni ortamlarda uyumayı ilk başta neden zor bulabileceğimizi açıklamaya yardımcı olabilir. Beynimiz, tüm tanıdık olmayan sesleri ayıklamak ve gerçekten de rahat bir şekilde uyumanın güvenli olduğunu belirlemek için zamana ihtiyaç duyar.

Bu Yazıyı Paylaşın