Temlikin Mirasçılardan Mal Kaçırma Amaçlı Olduğunu İspat Külfeti Davacı Tarafa Aittir

T.C. YARGITAY

Birinci Hukuk Dairesi

Esas No : 2015/15211
Karar No : 2019/105
Tarih : 15.01.2019

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.01.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat … ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat … geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Davacı, mirasbırakan…’ın ilk evliliğinden olup davalıların üvey kardeşleri olduğunu, 1738 ada 3, 23, 74 ada 14, 243 ada 31, 189 ada 1, 2383 ada 1, 2395 ada 4, 2403 ada 1, 2, 3 parseller ve 229 parsel sayılı taşınmazların, mirasbırakanlar S. ve A. … adlarına kayıtlı iken mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak davalıların yakını olan dava dışı …’ye satış suretiyle temlik ettiklerini, adı geçenin de taşınmazları muvazaalı olarak davalılara eşit şekilde devrettiklerini ileri sürerek dava konusu 11 parça taşınmazın tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tescilini istemiş; davanın seyri sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları yargılamaya katılmışlardır.

Davalılar, imar ve kat mülkiyeti işlemleriyle revizyon gören bir kısım taşınmazda malik olmadıklarını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, dava açmakta hukuki yarar bulunmadığnı, zamanaşımı süresinin geçtiğini; aşamalarda, mirasbırakan babaları S.’nin 1979, ikinci eşi olan mirasbırakan anneleri A.’nin de 1974 yılında öldüklerini, mirasbırakan S.’nin terk etmesi üzerine ihtiyacı ve yaşı sebebiyle çalışamaz hale gelen mirasbırakan A.’nin taşınmazlarını dava dışı …’ye sattığını, adı geçenin de Almanya’ya giderken taşınmazları satmak istemesi ve öncelikle kendilerine teklif etmesi üzerine bedeli mukabilinde satın aldıklarını, mirasbırakan S.’nin de yaşlanması ve bakıma muhtaç olması nedeniyle iki parça taşınmazını ölünceye kadar bakma şartıyla kendilerine temlik ettiğini, bakım görevini yerine getirdiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlar; davalılardan …’ın yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

Davanın reddine dair verilen karar Dairece, “…Dava konusu 189 1 ve 229 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının sonradan mirasçı sıfatını kazanmasının dava açmasına engel olmayıp, Yargısal uygulamaların da bu doğrultuda kararlılık kazandığı, zira, mirasbırakanın belli bir mirasçıdan değil, mirastan ( terekeden ) mal kaçırdığının iddia edildiği, o halde, mirasbırakan A.’nin yaptığı temlikler açısından muris muvazaası iddiasının araştırılması gerektiği; öte yandan; diğer mirasbırakan Sadi’nin davalılara ölünceye kadar bakma akti ile devrettiği taşınmazların da temlikinin muvazaalı olduğu ileri sürüldüğü, dava dilekçesinde satış deyiminin kullanılmış olmasının iddianın bu niteliğini değiştirdiği, hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma yapılması, davaya konu bu taşınmazların imar uygulamasına tabi tutulduğunun gözetilmesi, davanın kabulü halinde davacının miras hakkının imar parsellerine yansıtılması, bu arada herhangi bir biçimde davadan önce üçüncü kişilere geçmiş bulunan taşınmazlar var ise iptal ve tescil davasının kayıt maliklerine karşı açılması, ayrıca yargılama sırasında el değişteren taşınmaz mevcutsa HUMK’nun 186. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu 189 ada 1 parsel ve 229 parsel sayılı taşınmazlar ile mirasbırakan…’ın ölünceye kadar bakma şartıyla temlik ettiğinden bahisle bir kısım taşınmaz yönünden davanın reddine, mirasbırakan A. …’dan dava dışı kişiye, ondan da davalılara satış suretiyle temlik edildiği ve temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle bir kısım taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1929 doğumlu mirasbırakan A. …’ın 27/04/1974 tarihinde ölümü üzerine mirasbırakan eşi… ve bu eşinden olma davalı oğulları H. ve K. ile ilk eşinden olma dava dışı kızı T.’nin mirasçı kaldıkları, 1907 doğumlu mirasbırakan S.’nin de 03/07/1979 tarihinde ölümü üzerine ilk eşinden olma davacı kızı Z. ile kendinden önce ölen eşi A.’den olma davalı oğulları H. ve K.’ın mirasçı kaldıkları, davacı …’nin mirasbırakan babası S.’den dolayı halefiyet ilkesi gereği babasının ikinci eşi olan A.’ye mirasçı olduğu, davacı …’nin yargılamanın seyri sırasında 21/11/2010 tarihinde ölümü üzerine çocukları Z., C.,

R., G., M., G. ve H.’ın mirasçı kaldıkları, dava konusu 74 ada 14, 243 ada 31 ( geldisinin 243 ada 17 parsel olduğu bildirilen ) parseller ile 190 ada 2 ( 458 ada 61 parsel olduğu bildirilen ) parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan A. … adına kayıtlı iken 21/06/1967 tarihli satış işlemiyle dava dışı …’ye temlik edildiği, F.’nin de 29/01/1970 tarihli satış işlemiyle 1/2’şer paylarla davalılar H. ve K.’a temlik ettiği, 438 ada 196 ( 458 ada 49 parsel olduğu bildirilen ) parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan A. adına kayıtlı iken 21/06/1967 tarihli satış işlemiyle dava dışı …’ye temlik edildiği ve F.’nin de 19/02/1969 tarihli satış işlemiyle davalı …’e temlik ettiği, dava konusu 229 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan… adına kayıtlı iken 02/10/2000 tarihinde Z., H. ve K. adlarına intikalen tescil edildiği, dava konusu 189 ada 1 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan A. … paydaş iken 23/03/1988 tarihinde payının mirasçıları adına intikal edip aynı tarihte taksim yoluyla davalı … adına tescil edildiği, mirasbırakan…’ın maliki olduğu 458 ada 50 parsel sayılı taşınmazı davalı oğlu H.’e, 59 parsel sayılı taşınmazı davalı oğlu K.’a 22/06/1979 tarihinde ölünceye kadar bakma şartıyla temlik ettiği, dava konusu 74 ada 14 parsel sayılı taşınmazın imar görmesiyle oluştuğu bildirilen dava konusu 2403 ada 1-2-3, 2395 ada 4, 2383 ada 1 parsel sayılı taşınmazların paylı olarak davalı … ve K. adlarına kayıtlı olduğu, dava konusu 1738 ada 23 parsel sayılı taşınmazın geldisinin 458 ada 59, 60, 61, 69 parseller olduğu, 59 parselin mirasbırakan S.’den, 61 parselin mirasbırakan A.’den geldiğinin bildirildiği, taşınmaz üzerinde bağımsız bölümler oluştuğu, dava konusu 1738 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 458 ada 49, 50, 60, 61, 108 parsel sayılı taşınmazlardan geldiğinin, 49 ve 61 parsellerin mirasbırakan A.’den, 50 parselin mirasbırakan S.’den geldiğinin bildirildiği ve taşınmaz üzerinde bağımsız bölümler oluştuğu anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesiyle TMK’nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.

Somut olayda, davacı taraf temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ispat edememiştir.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ :

Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün ( 6100 Sayılı Kanun’un geçici 3.maddesi yollaması ile ) 1086 Sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın