DAVA :
Datça Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/04/2016 tarih, 2015/17 Esas ve 2016/203 Karar numaralı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşmalı istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat… ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı arsa sahibi, davalı yüklenicidir. Yanlar arasında Datça Noterliği ’nde düzenleme şeklinde yapılan 24.10.1997 tarih ve 4385 yevmiye numaralı “Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” uyuşmazlık konusu değildir.
Davacı vekili, davalı yüklenicinin sözleşmenin 4. ve 5. maddesine göre sözleşme konusu inşaatı Datça Belediyesi’nin tastik edeceği proje, fenni şartname ve ekli yapı şartnamesine uygun olarak yapıp oturma ruhsatı alınacak hale getirme yükümlülüğü altında olmasına rağmen, İmar Yasası’na ve projesine aykırı olarak yaptığını, imalâtın ruhsatlandırılmasının mümkün olmadığı gibi kaçak olduğunu, projeye uygun hale getirilebilmesi için yıkılması gerektiğini belirterek, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine, inşaatın yıkılmasına ve yıkım için gerekli masrafların davalıdan tahsiline, davalının sözleşmeyi ifada temerrüde düşmesi sebebiyle uğranılan menfi zararın tahsiline, karar verilmesini, mahkemece bu taleplerin kabul görmemesi halinde ise imalâtın sözleşmeye uygun hale getirilmesi ve iskan alınabilmesi için gereken masrafların davalıdan tahsili ile davalı nam ve hesabına inşaatı başkasına tamamlatabilmek için davacıya izin verilmesi, bu uğurda harcanacak bedellerin ve davacının uğradığı müspet zararın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine, taşınmaza yapılan yapının yıkılmasına, davacı tarafın yıkım masrafı ve zarar talebi ile diğer taleplerinin reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerine görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmenin geriye etkili feshi, binanın yıkılması, yıkım masrafları ve alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli değildir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için kendi edimini sözleşmeye, fen ve sanat kuralları ile imar yasasına uygun olarak yerine getirmesi gerekir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 21. maddesinde sayılan istisnalar dışında inşaat yapımı yerel idarelerden ruhsat alınmasına bağlıdır. Ruhsatsız bina aynı Kanun’un 32. maddesi hükmünce yıktırılıp ayrıca 42. madde uyarınca suç teşkil ettiğinden hem arsa sahibine hem de yükleniciye ceza yaptırımı uygulanır. İnşaatın ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yapıldığı hususu kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece re’sen gözönünde bulundurulur.
Somut olayda, hükme esas alınan 25.12.2015 tarihli teknik bilirkişi raporunda, yapılan imalâtların onaylı projeden tamamen farklı imalâtlar olduğu, bu hali ile binaya yapı kullanma izin belgesi almasının mümkün olmadığı ve yıkılması gerektiği belirtilmiş ise de, mahkemece yazılan yazıya… Belediye Başkanlığı’nca 20.10.2015 tarihinde gönderilen cevabi yazıda “dava konusu yapı için tadilat projesi hazırlanarak belediyeye sunulması gerektiği, tadilat projesi onaylı uygulama imar planı ve plan notlarına uygun olursa belediye tarafından onaylanabileceği, ilgili binanın belediyede geçerli olan bir mimari projesi bulunduğu” bildirilmiştir. Buna rağmen tadilat ruhsatı alınması ve inşaatın yasal hale getirilmesi için mahkemece yükleniciye yetki ve süre verilmemiştir. Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarında inşaatın yasal hale getirilmesi mümkün olan hallerde mahkemece yükleniciye inşaatı imara ve mevzuata uygun hale getirip yapı ya da tadilat izin belgesi alması için yetki ve süre verilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Bu durumda mahkemece davalı yükleniciye sözleşme konusu taşınmaz üzerinde yapılan bina ile ilgili Datça Belediye Başkanlığı’nın 20.10.2015 tarihli yazısında belirtilen tadilat projesini hazırlayıp tadilat projesi ve ruhsatı alarak inşaatı yasal hale getirmek üzere yetki ve makul süre verilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
3-Kabul şekline göre de, mahkemece sözleşmenin geriye etkili feshi ve imara aykırı yapılan kaçak yapıların yıkılmasına karar verildiğine göre yıkım masraflarının da yükleniciden tahsiline karar verilmesi gerekirken hatalı hukuki değerlendirme ile talebin reddi doğru görülmemiştir.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ :
Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, diğer bentler gereğince kabulüyle hükmün 2. bent uyarınca davalı, 3. bende göre davacı yararına BOZULMASINA, 1.630,00’ar TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.