Yakın zamanda Nutrients dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, farklı süt ürünlerinin bağırsak mikrobiyomu üzerinde birbirinden oldukça farklı etkileri olabileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar, daha fazla süt tüketiminin bağırsak sağlığını destekleyen bakterilerde artışla ilişkiliyken, yüksek peynir tüketiminin faydalı bazı bakteri seviyelerinde düşüşe neden olabileceğini belirledi.
Baylor Tıp Fakültesi Tıp-Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Li Jiao liderliğindeki araştırma ekibi, süt tüketiminin bağırsak sağlığını destekleyen iki bakteri türünde (Faecalibacterium ve Akkermansia) artışla bağlantılı olduğunu, peynir tüketiminin ise faydalı Bacteroides bakterisinin seviyelerini düşürdüğünü tespit etti.
“Bakteriler, mantarlar, virüsler ve diğer mikroplar da dahil olmak üzere bağırsaklarımızda doğal olarak yaşayan mikrobiyotanın genel sağlığımız, bağışıklık fonksiyonumuz ve çeşitli sağlık koşullarımız için önemli olduğunu biliyoruz,” diyor Dr. Jiao. “Diyetimiz sağlığımızı en azından kısmen bağırsak mikrobiyotası aracılığıyla etkiler.”
Süt Ürünleri ve Bağırsak Çeşitliliği
Araştırma, Ağustos 2013 ile Nisan 2017 arasında planlanmış kolonoskopisi olan 34 kişiden alınan örnekleri inceledi. Katılımcıların kendi bildirdikleri toplam süt, süt, peynir ve yoğurt alım miktarları analiz edildi.
Bilim insanları, daha fazla toplam süt ve süt tüketen katılımcıların ve daha az peynir yiyenlerin daha yüksek alfa-mikrobiyal çeşitliliğe sahip olduğunu keşfettiler. Dr. Jiao’ya göre, “Türlerin çeşitliliği, ekosistemin genel sağlığını ve istikrarını korumada çok önemli bir rol oynar. Bağırsakta daha yüksek alfa çeşitliliğine sahip olmak, daha sağlıklı ve daha dengeli bir bağırsak mikrobiyotası topluluğu anlamına gelir.”
Çeşitli bir mikrobiyota, enfeksiyonlar, diyetteki değişiklikler ve antibiyotik kullanımı gibi dış rahatsızlıklara karşı daha dirençli olabilir ve daha hızlı iyileşme sağlayabilir.
Neden Peynir Yerine Süt?
Araştırmacılar, daha fazla süt tüketenlerin mikrobiyomlarında iltihabı azaltmaya yardımcı olan ve bağırsakları bağırsak hastalıklarına karşı koruyan Faecalibacterium ile bağırsak astarının korunmasına ve güçlendirilmesine yardımcı olan Akkermansia bakterilerinde artış gözlemledi.
Öte yandan, daha fazla peynir tüketen katılımcıların bağırsak mikrobiyomlarında Bacteroides bakterisinin daha düşük seviyelerde olduğu görüldü. Bacteroides hakkındaki bilimsel kanıtlar çelişkili – bazı türleri sağlık için faydalı olsa da, belirli suşları tümör oluşumunu destekleyen toksinler üretebiliyor.
“Daha fazla miktarda peynir tüketen orta yaşlı erkeklerin bağırsakta bu faydalı bakterilerden daha az miktarda olduğunu ve daha yüksek peynir tüketimini çalışma popülasyonumuzda daha az yararlı hale getirdiğini bulduk,” diyor Dr. Jiao.
Tüm Peynirler Eşit mi?
Providence Saint John’s Sağlık Merkezi’nden gastroenterolog Dr. Rudolph Bedford, “Peyniri pastörize etme sürecinin sütle yaptığımızdan oldukça farklı olması ve her iki süreçte de veya süreç bittikten sonra gerçekte kalanlarda yer alan farklı potansiyel bakteriler olması mantıklı,” diyor ve ekliyor: “Araştırmacıların aslında Bacteroides kolonilerini düşürmekle ilişkili peynir türlerini ve peynirlerin işlenmesinin gerçekten bununla daha fazla ilgisi olup olmadığını belirlemeleri gerekiyor.”
Dr. Bedford, irritabl bağırsak hastalığı (IBD) gibi bağırsakla ilgili rahatsızlıkları olan hastaların daha fazla süt içmeyi ve daha az peynir yemeyi düşünebileceklerini, ancak daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Pratik Tavsiyeler
Dr. Jiao, “Laktoz intoleransı olmayan kişiler için az yağlı süt ürünlerinin tüketimi bu yararlı bakterileri ve bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini artırabilir. Laktoz intoleransı sorunları olanlar yoğurt, kefir, laktozsuz süt ürünleri veya süt ürünleri alternatiflerini tercih edebilirler,” diyor ve ekliyor: “Bununla birlikte, vücudunuzun süt ürünlerine nasıl tepki verdiğine dikkat etmek önemlidir.”
Araştırmacılar, bu bulguların temel bağırsak sağlığını iyileştirmek, irritabl bağırsak sendromu (IBS), irritabl barsak hastalığı (IBD) ve sızdıran bağırsak sendromu gibi gastrointestinal sorunların riskini azaltmaya yardımcı olabilecek kanıta dayalı diyet önerileri geliştirmek için önemli olduğunu vurguluyor.