İÇTİHAT METNİ
DAVA :
1-) Sanığın yurt dışına çıkış işlemleri için mağdur …’dan 2000 TL para alarak, … adına bir kısım sahte belgeleri düzenlediği, mağdurun da sahte belgelerle konsolosluğa başvurduğu, ancak başvuru aşamasında…’a ait gözüken yazının sahte olduğunun anlaşıldığı somut olayda; tüm dosya kapsamı incelendiğinde, öncelikle iddianameye konu sahte belge asıllarının Başsavcılıkdan istenerek, hangi belgelerin davaya konu olduğunun somut olarak ortaya konulması, belgelerin … Başkonsolosluğuna sunulması sebebiyle anılan kurumdan suç tarihi itibari ile kendilerine ibraz edilen suça konu belgelerin geçerliliğinin mutaden araştırılıp araştırılmadığı sorularak; mutaden olduğunun tespiti halinde araştırma sonucu belgelerin sahteliğinin ortaya çıkacağı bu sebeple hukuki sonuç doğurmayacağından resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı, mutad araştırma zorunluluğu yoksa, sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle suça konu sahte belgelerin incelenerek, özelliklerinin duruşma tutanağına geçirilmesi, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması ve denetime imkan verecek şekilde dosya içine konulması, ayrıca bu konuda … hakkında Asliye Ceza Mahkemesi’ne … iddianame numarası ile resmi belgeyi kullanmaktan kamu davasının açılmış olduğunun anlaşılması karşısında, her iki dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğunun anlaşılması sebebiyle belirtilen dosyanın celbedilerek incelenmesi, mümkünse birleştirilmesi, mümkün değilse dosyanın onaylı bir örneğinin dosya arasına alınmasından sonra toplanan delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile sanığın resmi belgede sahtecilikten mahkumiyetine karar verilmesi,
2-) Sanık hakkında ayrıca dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilmişse de; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda sanık ile mağdurun sahte belge düzenlenmesi konusunda anlaştığı, bu sebeple sanığın mağdurdan aldığı 2000 TL para karşılığı mağdura sahte belgeleri düzenleyerek verdiği, mağdura karşı dolandırıcılığı oluşturan herhangi bir eyleminin bulunmadığı, mağdurun yapılan işlemin yasal olmadığını bilebilecek durumda olması karşısında, dolandırıcılık suçunun oluşması için gereken hile unsurunun gerçekleşmediği cihetle, sanık hakkında unsurları oluşmayan dolandırıcılık suçundan beraat yerine, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, yasaya aykırı,
3-) Kabule göre de;
a-) T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine dair olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
b-) Adli Emanetinin 2012/33 sırasında kayıtlı belgelerin ve Adli Emanetinin 2012/78 sırasında kayıtlı harddisklerin dosyada delil olarak saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi,
SONUÇ :
Bozmayı gerektirmiş olup; sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı, 6723 Sayılı yasayla değişik 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.