Sahte Fatura Kullanma Suçlarında, Düzenleme Suçundan Dava Açılıp Açılmadığının Araştırılması Gerekir

T.C. YARGITAY

Onbirinci Ceza Dairesi

Esas No : 2017/1906
Karar No : 2020/4205
Tarih : 08.07.2020

İÇTİHAT METNİ

DAVA ve KARAR :

MAHKEMESİ: Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ: Sahte fatura kullanma

HÜKÜM: Mahkumiyet

1-Sanık hakkında “2009, 2010, 2011 takvim yıllarında sahte fatura kullanma” suçlarından açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, suça konu faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını beyan etmesi karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;

Faturaları düzenleyen mükellef/mükellefler hakkında tanzim edilen vergi inceleme raporlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi, aynı mükellefler hakkında ilgili takvim yılında “sahte fatura düzenleme suçundan” dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise dosyaların getirtilerek incelenmesi ve ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması, gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturaları düzenleyen mükellefe ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,

Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,

2-Kabule göre de;

a) Sahte fatura kullanma suçunda her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, ancak aynı takvim yılı içerisinde farklı beyannamelerde kullanılan faturaların bir bütün halinde zincirleme şekilde sahte fatura kullanma suçuna vücut vereceği gözetilmeden ve hangi takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin sanık hakkında tek hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini yasaya aykırı,

b) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

SONUÇ :

Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın