Orman Suçlarına Ait Davalar Mahkemelerce Acele Mevaddan Sayılır

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

Esas No : 2018/19-314
Karar No : 2019/201
Tarih : 12.03.2019

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Yapacak nitelikte emval veren ağaç kesme suçundan sanığın 6831 Sayılı Kanun’un 91/1, 91/4, TCK’nın 62/1, 52/2, 52/4, 53/1, 54. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 160 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin İnebolu Asliye Ceza Mahkemesince verilen 16.06.2016 tarihli ve 103-610 Sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 19. Ceza Dairesince 26.04.2017 tarih ve 14793-3810 sayı ile;

“Sanık müdafisinin 01.08.2016 tarihinde tebliğ olunan kararı, CMUK’nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra 09.08.2016 tarihinde temyiz etmesi nedeniyle temyiz isteminin 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak reddine” karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 17.01.2018 tarih ve 63 sayı ile;

“…Sanık hakkında İnebolu C. Başsavcılığının 20/07/2006 tarih ve 2006/366 soruşturma, 2006/135 iddianame numarası ile 6831 Sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan kamu davası açıldığı,

İnebolu Sulh Ceza Mahkemesi’nin 06.08.2008 tarih, 2006/187 esas ve 2008/224 karar sayılı ilamı ile sanığa verilen 3.160 TL adli para cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,

Sanığın denetim süresi içerisinde suç işlemesi nedeniyle İnebolu Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/103 esas, 2016/610 karar ve 16.06.2016 tarihli kararı ile CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına karar verilerek sanığın 5 ay hapis ve 160 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Sanık hakkında verilen bu mahkûmiyet kararı sanığın yokluğunda karar verilmesi nedeniyle sanığa 01.08.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup sanık tarafından bu karar 09.08.2016 tarihinde temyiz edilmiştir.

Yargıtay C. Başsavcılığının 18.11.2016 tarih ve 2016/390309 tebliğname numarası ile CMUK’nın 310/1 ve 317. maddesi uyarınca temyizin süresinde yapılmadığından bahisle temyiz isteminin reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

Yüksek Dairenizin 2016/14793 esas, 2017/3810 karar ve 26/04/2017 tarihli ilamı ile de tebliğnameye uygun olarak temyizin reddine oybirliği ile karar verilmiştir.

Sanık tarafından 26.12.2017 tarihli dilekçeyle temyiz dilekçelerinin Yargıtay içtihatları ile CMK’nın 331/4 maddesi uyarınca süresinde olduğunu, tebliğ tarihinin adlî tatil içerisinde yapılmış olması nedeniyle son günün CMK’nın 331/4 maddesi gereği 03.09.2016 olduğunu bu nedenle temyiz taleplerinin kabulüyle hakkında verilen mahkûmiyet kararının temyiz incelemesi üzerine bozulmasını talep ederek karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Başsavcılığımızca dosyanın yapılan incelemesinde;

Sanığın, hakkında verilen İnebolu Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.06.2016 tarihli ve 2016/610 Sayılı kararını süresinde UYAP üzerinden 09.08.2016 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşıldığı, bu sürenin 2016 yılı adlî tatil içerisine denk gelmesi nedeniyle CMK’nın 331/4 maddesi gereği süresinde temyiz sayılacağı,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.

CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 19. Ceza Dairesince 30.05.2018 tarih ve 632-6548 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

KARAR :

İnceleme dışı sanık K. Kılıç hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşıldığından itirazın kapsamına göre inceleme sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyizin süresinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya kapsamından;

İnebolu Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık … hakkında yapacak nitelikte emval veren ağaç kesme suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece mahkûmiyet kararı verilmiştir.

Hükmün sanık ve müdafisinin yokluğunda tefhim edildiği, gerekçeli kararın sanık müdafisine 01.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği,

UYAP sistemindeki kayıtlara göre; sanık müdafisince 08.08.2016 tarihinde saat 19.22’de temyiz dilekçesinin oluşturulup elektronik imza ile imzalandıktan sonra Yerel Mahkemeye gönderildiği, temyiz dilekçesinin aynı tarih ve saat itibarıyla Yerel Mahkemenin iş listesine düştüğü, 09.08.2016 tarihinde saat 09.32’de ise sanık müdafisince aynı temyiz dilekçesinin elektronik imza ile imzalanmaksızın sistem üzerinden yeniden Yerel Mahkemeye gönderildiği,

Sanık müdafisinin söz konusu temyiz dilekçesinin fiziki dosyada mevcut nüshasının Mahkeme Hâkimi tarafından 09.08.2016 tarihinde havale edildiği,

Anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığın isabetli bir çözüme kavuşturulabilmesi için, öncelikle konuyla ilgili “acele mevad”, “adlî tatil”, “Ulusal Yargı Ağı Projesi” ve “elektronik işlemler” kavramları ile konuyla ilgili kanuni düzenlemeler üzerinde durulması gerekmektedir.

6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 83. maddesinin ikinci fıkrasında;

“Orman suçlarına ait davalar mahkemelerce acele mevaddan sayılır.” şeklindeki düzenleme ile orman suçlarına ilişkin davaların acele mevaddan sayılacağı kabul edilmiştir. Mevad kelimesi ise; maddeler, varlıklar, işler ve hususlar şeklinde tanımlanmıştır (Ejder Y., Hukuk Sözlüğü, Yetkin Yayınları, Ankara, 2003, s.450 ).

CMK’nın “Adlî tatil” başlıklı 331. maddesinde;

“Ceza işlerini gören makam ve mahkemeler her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler.

Soruşturma ile tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaların ve ivedi sayılacak diğer hususların tatil süresi içinde ne suretle yerine getirileceği, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.

Tatil süresince bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin veya Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu gereğince görülen işlerin incelemelerini yapar.

Adlî tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır.” şeklindeki düzenleme ile adli tatil tanımlanmıştır.

Adli tatilde görülecek işler genellikle sayma yoluyla sınırlı olarak belirlenmiştir.

Ceza yargılamaları bakımından,

1- ) Soruşturma işleri,

2- ) Tutuklu işlere ilişkin kovuşturmalar,

3- ) İvedi sayılacak diğer işler, adli tatilde de görülür. Bu işlerin nasıl yerine getirileceği Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenir. Bir işin ivedi iş olup olmadığı ilgili mevzuatta düzenlenir.

Orman suçlarına ait davaların 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 83. maddesi uyarınca acele mevaddan (CMK’nın 331/2. maddesinde belirtilen ivedi işlerden ) olduklarının kabul edilmesi sebebiyle adli ara verme süresi içerisinde orman suçlarına ilişkin yargılama yapılıp karar verilebilir ve adli tatile rastlayan süreler de işler.

1412 Sayılı CMUK’nın, 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 310. maddesinde, temyiz isteminin yüze karşı verilen kararlarda hükmün tefhiminden itibaren bir hafta içinde hükmü veren mahkemeye verilecek bir dilekçeyle veya zabıt kâtibine yapılacak beyanla olacağı, bu takdirde, beyanın tutanağa geçirilerek hâkime tasdik ettirileceği, yoklukta verilen kararlarda ise temyiz süresinin tebliğle başlayacağı belirtilmiştir.

Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP ), Yüksek Mahkemeler de dâhil olmak üzere bütün yargı organları ile birlikte adli tıp ve icra daireleri arasında bilgi alışverişinin elektronik ortama taşınması, evrakın elektronik ortamda güvenli bir şekilde depolanması, kişilere internet üzerinden hizmet verilmesi, diğer kurumlarla elektronik ortamda hızlı, etkin ve güvenilir bilgi alışverişinin sağlanması ve bu kurumlardan istenilmesi gereken bilgilerin sistem tarafından hazır edilmesi, kısaca adalet hizmetlerinin daha hızlı ve güvenilir bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla uygulamaya konulan bir bilişim sistemi projesidir.

Bu doğrultuda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Elektronik İşlemler” başlıklı 445. maddesinin birinci fıkrasındaki; “Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP ), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hâllerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır” şeklindeki düzenleme ile Ulusal Yargı Ağı Projesinin işlevi ve kullanılacağı alanlar tanımlanmıştır.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, 05.07.2012 tarih ve 28344 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 Sayılı Kanun’un 95. maddesiyle eklenen “Elektronik işlemler” başlıklı 38/A maddesi ise;

“1 ) Her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP ) kullanılır. Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.

2- ) Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’tan incelenebilir ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilir.

3- ) Bu Kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar elektronik ortamda düzenlenebilir, işlenebilir, saklanabilir ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilir.

4- ) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilir. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmez ve ilgili kurum ve kişilere gönderilmez.

5- ) Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge, geçerli kabul edilir.

6- ) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlarda, mühürleme işlemi ile kanunlarda birden fazla nüshanın düzenlenmesini öngören hükümler uygulanmaz.

7- ) Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP’a aktarılır ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilir.

8- ) Elektronik ortamdan fiziki örnek çıkartılması gereken hallerde tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek hâkim, Cumhuriyet savcısı veya görevlendirilen yetkili kişi tarafından imzalanır ve mühürlenir.

9- ) Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter…” şeklinde düzenlemeler içermektedir.

06.08.2015 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in “UYAP’ın kullanılması” başlıklı 5. maddesinin 5 ve 6. fıkraları da;

“Taraf ve vekilleri ile diğer ilgililer güvenli elektronik imza ile imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla birimlere elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebilirler.

Gelen evraktan sorumlu personel, UYAP üzerinden birimlere gönderilen ve iş listesine düşen belgeleri derhâl ilgili kişiye ya da doğrudan dosyasına aktarır. Onay gerektiren evrak ilgilinin iş listesine yönlendirilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Elektronik imza, sanal (elektronik ) ortamda bulunan belgenin doğruluğunu, bütünlüğünü koruyan ve beyan sahibinin bu belgenin içeriğini kabul edip onayladığını belirtmesine, diğer bir ifade ile imzalamasına imkân tanıyan bir teknik terim olup, el yazısı ile imzanın elektronik ortamdaki karşılığıdır. Elektronik imza, el yazısı ile imzanın gerek fonksiyonel gerekse hukuki anlamdaki fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirdiği gibi gönderilen bilgilerin veya verilerin kesinlikle o kişi tarafından gönderildiğini teyit etmesi, klasik imzadaki gibi taklit edilme olasılığının büyük oranda ortadan kalkması, bir kullanıcı tarafından gönderilen bilgilerin veya verilerin bir başkasının eline geçmesini veya değiştirilmesini engellemesi, gönderilen bilgi ve verilerin içeriğinin gönderici veya alıcı tarafından inkâr edilememesi, gönderimden sonra içeriğinin değiştirilememesi, uyuşmazlık halinde elektronik belgenin bir kopyasının da onay kurumunda olması, gönderilen verilerin tarih açısından damgalanması gibi ıslak imzalı belgeye göre birçok avantaja da sahiptir. (Belgelerde Sahtecilik Suçları, Kubilay Taşdemir, Ankara, 2013, s.294-297. )

5271 Sayılı CMK’nın 6352 Sayılı Kanun’un 95. maddesiyle eklenen 38/A maddesinin üçüncü fıkrasında aynı Kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve kararın elektronik ortamda düzenlenebileceği, işlenebileceği, saklanabileceği ve güvenli elektronik imza ile imzalanabileceği, dördüncü fıkrasında, güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararların diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderileceği, dokuzuncu fıkrasında ise elektronik ortamda yapılan işlemlerde sürenin gün sonunda biteceği, Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 5. maddesinin 5. fıkrasında taraf ve vekilleri ile diğer ilgililerin güvenli elektronik imza ile imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla birimlere elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebilecekleri, 6. fıkrasında da gelen evraktan sorumlu personelin UYAP üzerinden birimlere gönderilen ve iş listesine düşen belgeleri derhâl ilgili kişiye ya da doğrudan dosyasına aktaracakları, onay gerektiren evrakın ilgilinin iş listesine yönlendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Orman suçlarına ait davaların 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 83. maddesi uyarınca acele mevaddan olması, CMK’nın 331/2. maddesinde ivedi sayılan işlerin adli tatilde de yerine getirileceğinin, anılan davalara ilişkin tatil zamanına tesadüf eden sürelerin işleyeceğinin düzenlenmesi ve CMK’nın 38/A-9. maddesinde de elektronik ortamda yapılan işlemlerde sürenin gün sonunda biteceğinin belirtilmesi karşısında, sanık ve müdafisinin yokluğunda tefhim edilen hükme ilişkin gerekçeli kararın sanık müdafisine 01.08.2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, sanık müdafisince 1412 Sayılı CMUK’nın 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre içerisinde ve gün sonu gelmeden 08.08.2016 tarihinde saat 19.22’de temyiz dilekçesinin oluşturulup elektronik imza ile imzalandıktan sonra sistem üzerinden Yerel Mahkemeye gönderildiği anlaşıldığından temyiz istemlerinin süresinde olduğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Dairenin temyiz isteminin reddi kararının kaldırılmasına ve hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

1- ) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile KABULÜNE,

2- ) Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 26.04.2017 tarihli ve 14793-3810 Sayılı temyiz isteminin reddi kararının KALDIRILMASINA,

3- ) Dosyanın, hükmün esasının incelenmesi için Yargıtay 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 12.03.2019 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın