İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR :
Davacı vekili, davacının mevsimlik işçi olarak Köy Hizmetleri’nde çalışırken 2001 yılından itibaren kadrolu işçi olarak çalıştığını, 2005 yılında da 5286 Sayılı Kanun kapsamında Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesine aktarıldığını, halen bakanlığa bağlı birimde çalıştığını, müvekkilinin 2001 yılı öncesi çalışmalarının, derece ve kademesinin hesabında dikkate alınmadığını, eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiğini iddia ederek ücret farkı, ikramiye farkı, tediye farkı alacağı ve ağır hizmet ve sorumluluk prim alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımı sebebiyle reddinin gerektiğini, davacının 26.10.2000 tarihli protokol ile 2.2.2001 tarihinden itibaren daimi işçi olarak çalıştığını, bunun gibi işçilerin mevsimlik hizmet sürelerinin sonraki dönemlerde yürürlüğe konulan toplu iş sözleşmelerinde derece ve kademelerinde değerlendirileceğine dair bir düzenlemeye yer verilmediğini, ancak buna rağmen işçilerin 12 yıl sonra dava açtıklarını, bu hususta davacı tarafın iyi niyetli olmadığını, davacının işçi statüsüne geçtiği 2.2.2001 tarihinden mülga Köy Hizmetlerinin kapatıldığı 2005 yılına kadar protokol hükümlerine göre yapılan ücret düzenlemesine itiraz etmeyerek çalışmaya devam ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 22.10.2000 tarihinde Türk-İş ile Hükümet arasında yapılan protokolde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Orman Bakanlığı, Devlet ve Su İşleri Genel Müdürlüğü ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde belirli süreli iş sözleşmesiyle ( geçici veya mevsimlik işçi pozisyonlarında ) istihdam edilmiş veya 26.10.2000 tarihi itibariyle çalışanların; uzun süredir bu kurumlarda çalışmış olmaları ve iş deneyimleri dikkate alınarak 2.2.2001 tarihinden itibaren sürekli işçi kadrolarına intibak ettirilmesinin öngörüldüğü, söz konusu protokolün 2. maddesinde “işçilerin ücret skalası 2001 yılında ve daha sonraki yıllarda yenilenecek Toplu İş Sözleşmelerinde genel ücret artışı dışında korunacaktır” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, davacının, hükümetle Türk İş arasında imzalanan 26.10.2000 tarihli protokol uyarınca sürekli işçi kadrosuna alınmış olup, sözü edilen protokole göre geçici işçilerin mevcut ücretleri üzerinden sürekli işçi kadrosuna geçireceklerinin açıkça ve özel olarak belirtildiği, davacı işçinin bu şartlar altında sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olup sürekli işçi kadrosuna geçmenin koşullarını bildiği halde aradan on yıldan fazla süre geçtikten sonra protokol hükümlerini göz önünde bulundurmaksızın ücretin eksik belirlendiğini ileri sürerek fark ücret ve buna bağlı işçilik alacaklarını talep etmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının Köy Hizmetleri’nde mevsimlik işçi olarak çalışırken 2001 yılında daimi kadroya alındığı, işyeri devri suretiyle davalı Bakanlık’ta çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının uzun yıllardan beri kamuya ait işyerinde çalışması, iş kolu ve işyeri değişikliğinin iradesi dışında yasal düzenlemeler sebebiyle gerçekleşmesi, aynı kıdemdeki başka bir işçiden daha düşük derece ve kademeden ücret almasının başta Anayasa’nın 10 ve 55. maddeleri olmak üzere 4857 Sayılı Kanunun 5. maddesine ayrıca iç hukuk normu olarak kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı, Avrupa Ekonomik Topluluğu Andlaşması, Uluslararası Çalışma Örgütünün Sözleşme ve Tavsiye Kararlarında da çeşitli biçimlerde ele alınan eşitlik ilkesine aykırı olması sebebiyle davacının talebinin kabulü yerine reddi hatalı olmuştur. Nitekim aynı istemlerle açılan ve kabule dair Mahkeme kararı Dairemizin 3.12.2014 tarih ve 2014/13536 E., 2014/21997 K sayılı ilamıyla onanmıştır.
Bu itibarla davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı önceki hizmet süresi dikkate alınarak dönem tis hükümlerine göre derece ve kademesi belirlenmeli, buna göre yevmiyesinin tespitiyle varsa fark alacakları hüküm altına alınmalıdır.
SONUÇ :
Temyiz olunan kararın, yukarda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde davacıya iadesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.