Lehine Önlem Alınacak Taraf Kusurlu Olsa Dahi Önlem Gerektirici Sebebin Varlığı Halinde Kanunda Belirtilen Geçici Nitelikteki Önlemlerin Alınması Gerekir

T.C. YARGITAY

İkinci Hukuk Dairesi

Esas No : 2018/8041
Karar No : 2019/177
Tarih : 15.01.2019

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevi tazminat, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin istemlerinin reddi ile tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :

1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- )Mahkemece davalı-karşı davacı kadının sadakatsiz davranışlarda bulunduğu ve boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmaya karar verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı-karşı davacı kadının eyleminin sadakatsizlik boyutuna ulaşmayan güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların diğer kusurlu davranışlarına göre, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, bu husus gözetilmeden, kadının daha ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

3- )Boşanma ve ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına ( TMK m.186/1 ), geçimine ( TMK m. 185/3 ), malların yönetimine ( TMK m.223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215 ) ve çocukların bakım ve korunmasına ( TMK m.185/2 ) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden ( re’sen ) almak zorundadır ( TMK m.169 ). Dava süresince geçerli olacak olan bu tedbirlerin alınması, tarafların “kusursuz” olma şartına bağlanmamış, yasada önlem için “kusur” unsuruna yer verilmemiştir. Başka bir ifadeyle tarafların kusur durumu hiç bir şekilde tedbir nafakası takdirine etkili bir unsur değildir ( Hukuk Genel Kurulunun 02.11.2011 tarihli 2011/2-253 esas, 2011/670 karar sayılı kararı ). Lehine önlem alınacak taraf kusurlu olsa dahi önlemin gerektirici sebebin varlığı halinde kanunda belirtilen geçici nitelikteki önlemlerin alınması gerekir. Öyleyse “ev hanımı olup, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesi gerekirken, hüküm tarihi itibariyle kaldırılması usul ve kanuna aykırı bulunmuş ve bozmayı gerektirmiştir.

4- )Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek daha fazla kusurlu olup, gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu duruma göre, davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

5- )Toplanan delillerden, davalı-karşı davacı kadının sürekli bir işi ve kendisini yoksulluktan kurtaracak düzenli bir gelirinin olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek daha fazla kusurlu olduğuna göre, Türk Medeni Kanunu’nun 175 maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, bu yön gözetilmeden isteğin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

6- )Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması gerekmektedir. Daha fazla kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceğinden davacı-karşı davalı erkeğin manevi tazminat ( TMK m.174/2 ) isteğinin reddi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ :

Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3., 4., 5. ve 6. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın