Kripto Paralar, Çevreyi Düşündüğümüzden de Kötü Etkiliyor

Geçtiğimiz on yılda kripto para birimini bir teknolojiden milyarlarca dolarlık bir pazara dönüştü. Ancak bazı insanlara çok para kazandırırken (ve bazılarına da çok para kaybettirirken), kripto para birimi ve onun en popüler ürünlerinden  Bitcoin, çevresel etkileri nedeniyle giderek daha fazla inceleniyor.

Enerji yoğun bir faaliyet olan kripto para madenciliği sisteminin çalışır durumda tutmanın, 45 milyon nüfuslu Arjantin’in tükettiği enerji kadar enerji tükettiği belirtiliyor. Ancak yeni bir araştırmaya göre etkileri sera gazı emisyonlarının çok ötesine geçiyor. Bir araştırmacı ekibi, kripto madenciliğinin aynı zamanda başta Çin ve ABD olmak üzere büyük su ve toprak ayak izlerine sahip olduğunu buldu.

Sadece havayı değil, toprak ve suyu da etkiliyor

Şu anda %41’lik pazar payıyla küresel pazarda en büyük payı elinde tutan kripto para, Bitcoin. Önceki çalışmalar Bitcoin’in (ve özellikle Bitcoin madenciliğinin) büyük bir çevresel maliyeti olabileceğini ortaya çıkarmıştı.

Kripto madenciliği, işlemlerin meşru olduğundan ve blok zincirine doğru şekilde eklendiğinden emin olmak için bir bilgisayar ağının kod çalışması yürüttüğü süreç. Madencilik aynı zamanda kripto paranın dolaşıma girme şeklini de ifade ediyor. Bilgisayarlar, “blok” adı verilen bir dizi işlemi doğrulayan ve onu blok zincirine ekleyen ilk kişiler olmak için yarışırken olağanüstü miktarda enerji kullanıyor.

2020-2021 döneminde 70’ten fazla Bitcoin madenciliği yapılan ülkedeki faaliyetleri inceleyen Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde çalışan bir grup bilim insanı, kullanılan enerjinin yaydığı emisyonların dışında, şimdiye dek göz ardı edilen önemli bir çevresel etkiyi de ortaya çıkardı. Buna göre, bilgisayar kullanımından kaynaklanan çok yüksek karbon ayak izinin yanı sıra, küresel Bitcoin madenciliğinin su ve toprakta da önemli bir ayak izi var.

Earth’s Future dergisinde yayınlanan yeni araştırmaya öncülük eden Birleşmiş Milletler Üniversitesi Direktörü Kaveh Madani, “Heyecan verici yeni teknolojilerimizin birçoğunun başlangıçta farkına varmadığımız gizli maliyetleri var. Bir şeyi tanıtıyoruz, benimseniyor ve ancak o zaman sonuçlarının farkına varıyoruz.” dedi.

Bitcoin bir ülke olsaydı…

Araştırmacılar, eğer bir ülke olsaydı, Bitcoin madenciliğinin küresel enerji kullanımında 27’nici sırada yer alacağını buldu. Bu, Arjantin ve Hollanda gibi ülkelerden daha üst sıralarda yer alması anlamına geliyor.

Kullanılan enerji de büyümeye devam ediyor. Genel olarak Bitcoin, 2020 ve 2021’de yaklaşık 173 terawatt saat elektrik tüketti; bu, 2018-2019’da kullanılan enerjiden yaklaşık yüzde 60 daha fazla. Daha da kötüsü, bu madenciliğin büyük bir kısmı bol, ucuz fosil yakıt kaynaklarına sahip ülkelerde gerçekleşiyor. Bitcoin madenciliği, söz konusu ülkelerde fosil yakıtların kullanılması nedeniyle yaklaşık 86 megaton karbon saldı. Bu da 190 gaz yakıtlı elektrik santralinin işletilmesine eşdeğer. Bu ayak izini telafi etmek için Amazon yağmur ormanlarının yüzde 7’sine eşit bir alan olan, yaklaşık dört milyar ağacın dikilmesi gerekiyor.

Kripto paranın su ayak izi konusunda da performansı kötü. Bitcoin madenciliği, aynı iki yıllık dönemde 1,65 milyon litre su kullandı; bu da 660.000 olimpik yüzme havuzunu doldurmaya, asıl önemlisi Sahra Altı Afrika kırsalındaki 300 milyon insanın evsel ihtiyaçlarını karşılamaya yetiyor. Çin, ABD ve Kanada en büyük su ayak izine sahip ülkeler olurken, onları İran ve Kazakistan takip ediyor.

Araştırmacılar ayrıca madencilik için enerji üretmek amacıyla etkilenen arazi alanını dikkate alarak arazi kullanımı etkisini de analiz etti ve Bitcoin’in ayak izinin 1.870 kilometrekare olduğunu, yani Los Angeles‘ın 1,4 alanına eşdeğer olduğunu buldular. Çin 900 kilometre kareyi, ABD ise 300 kilometre kareyi kaplayarak ilk iki ülke oldu.

Sunucuların dışarıdan temin edildiği Kazakistan, Malezya, İran ve Tayland da listede yer alıyor. Kaveh, madencilikle uğraşan her ülkenin karbon emisyonuyla diğerlerini etkilediğini söyledi.

Eşitsizlik ve adaletsizlik yaratıyor

Bazı ülkeler, kaynaklarının potansiyel olarak kripto madenciliğinden etkilendiğini zaten gördü. 2021’de İran elektrik kesintileriyle karşı karşıya kaldı ve hükümet, Bitcoin madenciliğini kuraklık sırasında hidroelektrik enerjinin tükenmesiyle suçladı ve uygulamayı yasakladı . 2021’de Çin, Bitcoin madenciliği ve işlemlerini yasaklarken, diğer ülkeler de benzer tedbirleri değerlendiriyor.

Madani, “Şu anda hangi grupların Bitcoin madenciliğinden yararlandığını ve bunun çevresel sonuçlarından en çok hangi ulusların ve nesillerin zarar göreceğini gördüğünüzde, düzenlenmemiş dijital para sektörünün eşitsizlik ve adaletsizlik sonuçlarını düşünmeden duramazsınız” dedi.

Bitcoin destekçileri ise kripto para madenciliği ve işlemlerinin giderek daha çevre dostu hale geldiğini bunun artacağını iddia ediyor.

Araştırmacılar ise  kripto madenciliği için kullanılan elektrik fiyatlarındaki artış ve kripto gelirleri ve işlemleri üzerindeki vergiler gibi çevresel etkileri izlemek ve azaltmak için hükümetlerin müdahale etmesini istedi.

KAYNAK:yeşilgazete
Bu Yazıyı Paylaşın