Yerde muz kabuğu gören vatandaş hayıflanmış ya hani, “Allah kahretsin yine düşeceğim” diye… Konut sektöründe de durum neredeyse aynıydı; gidişat satışların düşeceğini haykırıyordu adeta ve sonuçta düşüş belirginleşmeye başladı.
Şubat ayının verileri açıklandı ve gördük ki toplam konut satışında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5.4 azalma var. Şubat ayları itibarıyla ilk satışlar yüzde 3.3, ikinci el satışlar yüzde 7.1 azalmış.
Satışlarda iki ayda ise toplamda yüzde 2, ilk satışlarda yüzde 1.5, ikinci el satışlarda yüzde 2.3’lük azalma olmuş.
Konut sektöründe işler iyi gitmiyor. Bunu hem sayılarda gözlemek mümkün, hem etrafımıza bakarak…
TÜİK ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün ortaklaşa oluşturdukları verilere göre konut satışları geçen yılın son üç ayında 2016’nın aynı aylarına kıyasla düşüş göstermişti. Bu yıl ocakta bir miktar artış sağlandı ama şubatta yeniden düşüş yaşandı.
Şubat ayı itibarıyla son bir yılda 1 milyon 405 bin konut satışı gerçekleşti. Bu sayı, geçen yılın şubatı itibarıyla satılan 1 milyon 352 bin konuttan yalnızca 53 bin daha fazla.
Bir yanda nüfusumuz hızla artıyor; konut ihtiyacı da artış gösteriyor. Diğer yanda bu konut ihtiyacını da aşan düzeyde arz artışı yaşanıyor. Ama satışlar artmak şöyle dursun azalma eğilimi içine girmiş bulunuyor.
Bunda bir tuhaflık, bir terslik yok mu? Ne yani şimdi satamıyoruz ama ileride talep doğacağı düşüncesiyle mi taşa toprağa bu kadar yatırım yapıyoruz? Varsayalım ileride talep artacak. İyi de bu nasıl olacak ki? Talebin artış göstermesini ne sağlayacak ki?
İpoteklide büyük gerileme
Bu köşede dün kredi faizlerine değinirken konut kredisi faizlerinde yılbaşından bu yana bir puanın üstünde artış olduğunu vurgulamış ve bunun ipotekli konut satışlarına etkisini 21 Mart’ta yapılacak satışlara ilişkin açıklamada görebileceğimizi belirtmiştik.
Şubat ayında ipotekli satışlar yüzde 28 oranında geriledi. İpotekli konut satışlarındaki gerileme de altıncı aya girdi.
Altıncı aydan söz ettik… İpotekli konut satışları geçen yılın son dört ayı ile bu yılın ilk iki ayını kapsayan son altı aydır bir önceki aynı döneme göre gerileme eğilimi içinde.
İpotekli satışlar 2017’nin son dört ayı ile bu yılın ilk iki ayını kapsayan son altı ayda 207 bin olarak gerçekleşti.
Oysa 2016’nın son dört ayı ile 2017’nin ilk iki ayını kapsayan bir önceki aynı dönemde ipotekli satışlar 263 bin adet olmuştu. Buna göre, ipotekli konut satışı son altı ayda, bir önceki aynı döneme oranla yüzde 21 azalma gösterdi.
Bu gidiş, gidiş değil!
Toplam konut satışı ocak ayı hariç son beş aydır önceki yılın aynı dönemine göre gerilemiş.
İpotekli satışlar son altı aydır gerileme eğilimi içinde. Hem de gerilemenin toplam oranı beşte biri aşmış.
Vatandaş belli ki temelde iki nedenle ipotekli konut alımından uzak durmayı tercih ediyor. İlk satışa konu olan konutlar çok pahalı geliyor. Dolayısıyla vatandaş bu konutlara ipotek tesisi yoluyla bile, yani kredi kullanarak bile yanaşamıyor.
İkincisi konut fiyatı uygun bulunsa bile bu kez de kredi faizlerinin yüksekliği sorun yaratıyor. Üstelik kredi faizlerinde sorun bir değil ki… Bir kere hem mevcut oran yüksek bulunuyor; hem de faizin sürekli gündemde tutulması ve sanki her an düşebilirmiş gibi bir izlenim uyandırılması vatandaşı beklemeye itiyor.
Bir yandan konut fiyatlarının düşeceği beklentisi, bir yandan kredi faizlerinde aynı şekilde düşüş olabileceği görüşünün sürekli işlenmesi… Sonuçta konut almayı düşünen vatandaş da beklemeyi tercih ediyor.
Kaynak: Dünya Gazetesi-Alaattin Aktaş