Yeni bir çalışma, sıcak dalgası sırasında bir kentteki klimaların ürettiği atık ısının, dışarıdaki sıcaklığı 2,4°C’ye kadar artırabildiğini ortaya koydu.
Avrupa daha sık ve daha yoğun sıcak dalgalarıyla karşı karşıya kalırken, daha fazla insan bir klima ünitesi satın almayı düşünmeye başlıyor. Ancak soğutucu bir etkide bulunduğu düşünülse de, aslında tam tersini yaparak işleri kızıştırıyor.
Fransa‘dan sol görüşlü milletvekili Mathilde Panot‘nun bir röportaj sırasında “klima kullanımı nedeniyle bir şehrin sıcaklığı 2°C kadar artabilir” demesi üzerine klima kullanımı tartışma konusu haline geldi.” Peki Panot haklı mıydı?
Fransız milletvekili bu istatistiğe nasıl ulaştı?
euronews‘ün aktardığına göre, bu bilgi, 2020’de yayımlanan ve bir sıcak dalgası sırasında iç sıcaklığı 23°C’de tutmak için Paris gibi bir kentin tüm binalarında klimaların kullanıldığı bir senaryoya dayanan bir çalışmadan geliyor.
Araştırmaya göre, klima kullanımına bağlı sıcaklık artışları “günün saatine ve sıcak dalgasının özelliklerine, özellikle de yoğunluğuna bağlı.”
Bilim insanları tahminlerini modellemek için Fransa’da 14 binden fazla insanın ölümüne yol açan ölümcül 2003 sıcak dalgasını kullandı.
“2003’tekine benzer dokuz günlük bir sıcak dalgasının” ardından, bu süre zarfında klimanın sistematik kullanımı nedeniyle hava sıcaklığının “2,4°C’ye kadar” arttığı keşfedildi.
Klima neden sıcaklıkları artırıyor?
Klimalar bir ısı pompası gibi çalıştığı için dışarıya sıcak hava salarak odayı soğutuyor.
Klimalar evdeki diğer tüm cihazlardan daha fazla elektrik tüketiyor. klimalar, küresel elektriğin yüzde 10’unu tüketiyor ve gezegenin ısınmasına yol açan zararlı gazları atmosfere salıyor.
Klima kullanımı ile şehirlerdeki artan sıcaklıklar arasındaki bağlantı ise zaten belgelenmiş durumda.
2014 yılında Jeofizik Araştırmalar Dergisi: Atmosferler dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, bir şehirdeki klimaların ürettiği aşırı ısı, geceleri dış sıcaklığı 1 ila 1,5°C artırabiliyor.
Şehirlerin iklim değişikliğinin bir sonucu olarak daha da ısınması beklendiğinden, bu da insanların iç mekanlarda muhtemelen daha fazla iklimlendirme cihazları talep edeceği anlamına geliyor.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli‘nin (IPCC) son raporuna göre, 1800’lerde on yılda bir görülen sıcak dalgaları artık çok daha yoğun ve neredeyse üç kat daha sık yaşanıyor.
Klima kullanımının 2050 yılına kadar üç katına çıkması bekleniyor
Avrupa Çevre Ajansı‘na göre 2019’da Avrupa Birliği‘ndeki (AB) hanelerin yüzde 20’sinde klima ünitesi bulunuyordu.
Uluslararası Enerji Ajansı‘nın (IEA) 2018 yılında yayımladığı raporda ise dünyada bugün 1,6 milyar olan klima ünitesi sayısının bu yüzyılın ortasında 5,6 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Raporun tahminlerine göre, 2050 yılına gelindiğinde dünyadaki tüm klimalar, günümüzde Çin‘in tüm faaliyetlerinde kullandığı kadar elektrik tüketecek.
Klimalara alternatifler neler?
2020’deki çalışmayı yürüten bilim insanları, şehirlerin soğutulmasına yardımcı olacak başka seçenekler öneriyor: daha fazla yeşil alan oluşturmak, binaları yalıtmak ve sıcak dalgası sırasında nüfusa nasıl serin kalacakları konusunda daha iyi tavsiyelerde bulunmak.
Çalışma, tüm bu önlemlerin alınması durumunda bu eylemlerin “dış hava sıcaklıklarını geceleri 4,2°C‘ye kadar önemli ölçüde soğutabileceğini” öne sürüyor.
Klimanın kısır döngüsü
Klima kullanımının artması, klima ünitesinin üretiminden teslimatına, kullanımına ve geri dönüşümüne kadar kullanım ömrü boyunca üç etkide bulunuyor:
- Enerji tüketiminde artış;
- Sera gazlarında artış;
- Özellikle kentsel ısı adası etkisiyle havanın daha sıcak olması.
IEA’ya göre, klimalar şu anda dünya çapında salınmış olan toplam 37 milyar ton karbondioksitin yılda yaklaşık 1 milyar tonundan sorumlu.
IEA uzmanlarından Clara Camarasa, klimanın “elektrik şebekeleri üzerinde büyük bir baskı oluşturabileceğini ve sera gazı emisyonlarını hızlandırarak iklim krizini daha da kötüleştirebileceğini” açıklıyor.
Camarasa, şunları ekliyor:
“İklimlendirme gereksinimlerindeki hızlı artış, verimsiz, yoğun enerji tüketen ekipmanların kullanılmasına yol açabiliyor. Klimalar da sıklıkla büyük miktarda suya ihtiyaç duyuyor ve bunların bazıları, belirli soğutucularla birlikte önemli ısınma potansiyeline sahip. Bu da ozon tabakasına zarar veriyor.”